Sonunda eve gelmistim. Babam muhtemelen kızlarda kaldığımı sandı ve sesini dahi çıkarmadı. Eve girdim soğuk bir duş aldım olanları hatirladikca komik geliyordu. İlk Ayşegülümü aradım.
"Kuzitom napiyosun"
"Oturuyorum Rüzgarla yavrus sen"
"Yeni eve geldim acil bizim cennet kafede buluşalım Melisaya da haber ver Allah bilir o ne şok geçirdi benim yüzümden konuşalım bi." Dedim ve kapadım. Hemen ustumu degistirdim. Siyah pantolon, kırmızı tişört ve deri ceketimi giyip çıktım arabam barın önündeydi ilk taksiye binip oraya gittim ordan da arabama atlayıp bizim cennet dediğimiz kafeye gittim. Trafik yüzünden 30 dakika içinde oraya vardım. Kafeye girdim ve Ayşegülün yanına oturdum hemen ne olduğunu sorsada Melisayi beklememiz gerektiğini söyledim. 20 dakika içinde de Melisa geldigine Gore konuşabiliriz...
"Evet Afra dün gece beni o çocuğa neden bıraktın anlat" dedi Melisa sert bir şekilde kahvesini içerken. Bende dun gece tüm olanları anlattım ve ciddi bir şekilde dinledi. Sonra Ayşegüle döndü Melisa ve dedi ki;
"Peki kulağına Rüzgar enişte ne dedi" diye sordu ve Ayşegül gene kizardi.
"Eğer öyle tatlı konusursam ve küfür etmeye devam edersem her küfür için öpücegini söyledi" dedi biz melisa ile bakisip gulduk sonra yumruklarımızı tokusturduk.
"Melisa dün gece yada sabah noldu anlat hemen" dedim heyecanlı bir şekilde..
"Evet kızlar anlatıyorum."
Sabah ki olay Melisa;
Sabah bas ağrısı ile gözlerimi araladim. Hm çok agriyor be kardeşim. Bide bu kadar fazla icmiycem tamam bunu 100. Kez soylebilirim ama söz bu son artık. Gözlerimi actim siyah bir oda. Ama bi dakika bu benim odam değil bu banyodan gelen duş sesi de ne ya bide oda da tarçın kokusu var erkek parfümü ile karışık. Hayır hayır hayır ustumde niye erkek tişörtü var hayır hayır tahmin ettiğim şey olmasın tanimadigim birine bekaretimi vermek istemiyorum. Dustan havluyla yakışıklı bir çocuk çıktı kumral saclari hafif kirli sakalı ve kasları uff. Taş be taş resmen maşallah.
"Uyanmissin sonunda" dedi gülümseyerek
"Dün gece noldu soyle lütfen " dedim kendimi ağlamamak için zor tutarken.
"Hatırlamiyor musun?" Dedi hayretle hayır tahmin ettiğim şey nasıl topliycam durumu dusun dusun dusun he buldum.
" Bence biz herşeyi unutalim ve ben çıkıp gidiyim olur mu teşekkürler iyi günler" diyip tam kapıdan cikiyordum çocuk kolumdan tuttu.
"Şaka hiç bir şey olmadı aramızda o kadar adî serefsiz biri değilim ben bu arada adım Hazar. Hazar Akkaya" dedi
"Melisa Varol" dedim gülümseyerek. Sonra hemen ikimizde hazırlanıp kahvaltı etmeye indik salona orda da muhabbet edip telefon numaralimizi aldik.
*****
"Benim böyle oldu kısa öz ve güzel bir tanışma" dedi Melisa hakikaten Hazar denilen çocuk anlayışlı çıktı tebrik ediyorum.
"Hadi sıra sende Araf seninkini merak ediyorum...
Sabah ki olay - Araf;
Dün gece uyuya kaldığım için Bulut olacak o kişide kaldım. Sabah kalktigimda baya bi Bulutun kulağında cırladim çünkü bana sarılmış bir şekilde uyuyordu kendisi.
"Buluuuut bu ne hal orangutan meymenetsiz tipsiz manda ayısı kas yastığı sert kuş tüyü kalk be pic seni annen okuzlerle mi besledi itiklenmiyorsunda ayı mi yuttun yoksa naptin kalk be kalk ölüyorum." Diye cirladim hep ama sonunda uyandı gözlerini ovaladi.
"Kızım ne cırladin be sabah sabah. Banada yazık bin pişman ettin evime getirdigime be" dedi sonra sinirli sinirli baktım
"Niye geldim ben buraya niye" sabır dilercesine baktı ve sakince
"Çünkü arabamda uyuya kaldım durtukledim beni siklemedin bu yüzden eve getirdim. Tam gidiyordum misafir odasina kabus goruyordun kaldım oldu mu" diye sesini sona doğru yüksekltti..
"Bulut kaç git ben evime gitcem hadi siktir git yanimdan Buluuut"
"5 dakika daha Afracım" dedi iyy sinirlendiriyor bu çocuk beni yarabbim kafayı yiycem.
"Ne 5 dakikası evi aramam lazım kalk"
"Tamam kızım kalktim bi uyku keyfi yaptirmiyorsun" dedi söylene söylene kalktı bende hemen sacimi başımı duzelttim ve aşağı indim çantamı filan bulup topladım. Ve Bulut bana seslendi.
"Gel kahvaltı edelim öyle git " yani birşeyler atistirsam iyi olur ama bence yiyim kafami sallayıp masaya oturdum kahvaltı ederken birbirimizle atissakta güzel sohbet etmiştik ve baya bi gülmüstüm..
"Aynen böyle anlattığım gibi" dedim kızlara ve ikisi gözlerini büyütmüş bana bakıyorlar. Hayır sanki bisey yaptık anlamıyorum ki. Ne bakıyorsunuz diye sordum hepsi helal be kardeşim kedi olalı bir fare tuttun diye laf çıktı ağızlarından sonra Ayşegül tüm yorumları yaparken Melisa telefonu ile ilgileniyordu. Allah bilir kimle konusuyordur. Ayşegüle kas göz işareti yapıp Melisaya bakmasını istedim. Ve o biraz zor anlayip bakmaya çalıştı ve Hazarla konuştuğunu söyledi. Vay be işi bunlar baya bi ilerlemişler.
Ayşegülün telefonu çalınca ortam sessizlesti.
"Efendim aşkım" ha böyle dediğine göre enişte bey aradı.
"..."
"Bizim her Zaman gittiğimiz kafedeyiz"
".....""Tamam aşkım bekliyorum seni. Bende seni seviyorum"
Sonra bize Rüzgarın geleceğini ve tüm sorularını yanitliycagimizi söyledi. Acaba ne sorsam Bulut ile ilgili çok merak ediyorum Allahim Rüzgar enişte çabuk gelsin nolur...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR KUŞ TÜYÜ MASALI
Novela JuvenilYastık tüyü gibidir insanlar bazıları yumuşacık olur bazıları çok sert bizde Bulut ile öyleydik ismi ne kadar Gerçek bulutları adlandirsada en sert kuş tüyüydü o. Ben ise en yumuşak tüy. Ve bizim hikayemiz birbirimizi bulunca başlıyor. İYİ OKUMALAR