Bunca zaman,bayıldığım da,karanlık beni yalnız hissettirdiği için gözlerimi hızlıca açıyordum.Bu defa farklıydı.Farklı bir dünyaya,ve farklı bir 'ben'e uyanacağım için gözlerimi açmak istemiyordum.
Kolumda hissettiğim elle birlikte gözlerimi açtım.Karşımda hasta maskesiyle duran hemşireyi gördüğümde kolumu hızla çektim.Elindeki iğneyle şaşkınca bana bakan hemşire,arkasına doğru döndü ve, ¨Uyandı!¨ diye bağırdı.
Kafamı seslendiği yere doğru döndürdüğümde kapının önünde duran,takım elbiseli adamı gördüm.Bu kendinden emin bir şekilde yürüyen adamı tanıyordum.Bu,beni daha önce kaçırttıran kişiydi.
¨Demek sonunda uyandın.¨ dedi yattığım yatağa doğru eğilirken.O iğrenç suratına bakmak istemiyordum.Kafamı çevirdiğimde öfkeyle bağırdı. ¨Bana bak!¨
Bakmamak için direnirken çenemden tuttu ve yüzünü yüzüme doğru çevirdi.O anda,bana aynı dokunuşu,çok daha nazikçe yapan Evren'in görüntüsü gözlerimin önüne geldi.Baktığında,ikiside aynı işi görüyordu.İnsanlara zarar veriyor ve suçlu olarak yaşıyorlardı.Fakat bu adamın gözlerinde gördüğüm gaddarlığın bir damlası Evren'de yoktu.
¨Bir haftadır bu şekilde yatıyorsun.Umarım artık iş görebilirsin.¨ dedi beni kaldırmaya çalışırken.Yatağın ucuna geldiğimde uyuşmuş ayaklarım,vücudumu kaldıramadı ve yere düştüm.
Hemşire maskesini indirdi ve kolumdan tutup kaldırdı. ¨Efendim,vücüdu çok yorgun.Bir şeyler yemeli.Ve hareket etmesi için onu zorlamamanız gerekiyor.¨
¨O halde normale dönmesi için ona yardım et.¨ dedi kirli sakallarına dokunurken.Tam arkasını dönecekken ayağımı yere vurdum.Yaptığım sesten bir şeyler söylemek istediğimi anlamış olmalı ki bana doğru döndü.Yanındaki koruma bir defter ve kalemi bana uzattı.Bir kalem ve kağıdı bile almakta güçlük çekerken nasıl buradan ayrılabilirdim?
¨Beni burada zorla tutamazsınız.¨ yazdım ve defteri kaldırdım.
Kahkaha attı ve ¨Bak işte,tutuyoruz.¨ dedi.
Yine,Evren'in gülüşünü hatırladığımda gözlerimin dolmasına engel olamadım.Bana ağlama diye bağıracak bir ses artık kulaklarıma deymiyordu.Bir daha gülümsemesini izleyebilmem mümkün müydü?
Gözlerini kısarak ¨Ona ne olduğunu merak ediyorsun değil mi?¨ dedi.
Başımı evet anlamında salladım.
¨O öldü.¨ dedi hiç tereddüt etmeden.
Sadece bir zamir ve bir yüklem.Hayatımı değiştiren iki önemli insanı bu cümleyle mi uğurladım?Hayatımı değiştiren iki önemli insanı böyle savruk bir cümleyle mi kaybettim? Ölümün benim için artık anlamı bambaşkaydı.Çoğu insan için elveda demekken benim için hoşgeldin demekti.Ölümü çiçeklerle karşılıyordum.Kucak açarak,sevgiyle.Mutlu olduğum anda gelmesini istiyordum.Ki beni böyle uyuşturabilirdi.
Kafamı defalarca sağa sola salladım.Hemşirenin sakin ol sesleri kulağıma bir bomba gibi düşüyordu.Ellerimle kulaklarımı kapadım ve çığlık atmaya başladım.Duymak istemediğim şey etrafımdaki sesler değildi,kendi çığlığımdı.Kaybettiğim insanlar için attığım çığlığı duymak istemiyordum.Yenilgi çığlıklarım,kendimde duymak istediğim en son şeydi.
Takım elbiseli adamın ¨Bir sakinleştirici ver ve odadan çık.¨ sesini duyduktan sonra kolumdaki iğneyi hissettim.Bedenim tekrar güçsüz bir hal almaya ve çığlıklarımın sesi kısılmaya başlamıştı.
Kafamı yastığa yatırmak için tutan hemşirenin bileğini tuttum.Gözümden akan damla yastığa düştü.
Kısık bir sesle, ¨Yardım et.¨ dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUAF
RomanceDokuz yaşından beri konuşamayan Afra'nın,en yakın arkadaşı bir cinayete kurban gider.Cinayet zanlısı gibi gösterilen,Evren isimli kaçak bir mahkumla karşılaşan Afra,onunda yardımıyla gerçek suçluyu yakalayarak,Evren'in adını temize çıkarmaya çalışır...