Selamun aleyküm kardeşlerim. Hepinize iyi ve keyifli okumalar inşaallah. :)
●●~●●~●●~●●~●●~●●~●●~●●~●●~●●~●●
Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu,evet farkındaydım. Söylediğim cümle beni de fazlası ile şaşırtmıştı. Ne oluyordu bana böyle?
Kurduğum cümlenin verdiği utanç ile arkamı döndüm. Bir an önce oradan uzaklaşmak istedim lakin kulaklarıma ulaşan,o her zamanki buz gibi ses çivi gibi çakılmama sebep oldu.
-Ne biliyorsun ki sen ? Dur cevap verme,ben söyleyeyim. Hiçbir şey ! Sen hicbir şey bilmiyorsun Behrem.
Korkudan önümü bile dönemiyordum. Ses tonu o kadar ürkütücüydü ki. Bilmem gereken şeylerin de ne olduğunu anlayamıyordum. Neyi bilmiyordum ben?
-Sana sadece bir soru soracağım Behrem.
-....
- Karadeniz'den neden vazgeçtin ?
Sorduğu soru şaşırmama sebep olmuştu. Öyle bir hızla önümü döndüm ki Bera da beklemiyor olacak bocaladı,gözlerine bir iki saniye baktım vereceğim tepkiyi merak ediyor gibiydi. Daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladım
-Seni tanıdığım günden beri belli belirsiz konuşmalarından sıkıldım Bera. Kafamı karıştırmandan sıkıldım. Söylesene bana sen kimsin?
Konuşmayı bitirdiğimde gözlerimin önüne yine bir kaç saniyelik bir görüntü geldi. Havada uçuşan kuşlar ve rüzgar. Başka hiçbir sey yok. Başımın dönmesi ile bir elimi başıma koydum ve diğer elime tutunacak bir şeyler aradım bir iki adım gerimde bir ağaç vardı. Yavaş yavaş geri adım attım ve ağaca yaslanarak oturdum. O baş ağrısı yeniden başlamıştı işte. Bera'nın da burada olduğunu hatırladım ve kafamı kaldırıp ona baktığımda gözlerini kocaman açmış,ne yapacağını şaşırmış bir haldeydi.
-Behrem,iyi misin? Ne oldu?
-İyiyim,önemli bir şey yok.
-Doktora gitmek ister misin? İyi görünmüyorsun.
-Hayır,gerek yok.
Beni bu kadar düşünmesi sinirlerimi bozuyordu. Ben kendimi düşünürdüm gerek yoktu.
-İnanıyorum.
-Neye inanıyorsun?
-Her şeyin düzeleceğine inanıyorum.
-..
-Behrem
Ona baktığımda çok şey söylemek istiyormuş lakin söyleyemiyormuş gibi bir hali vardı.Neydi bunun sebebi,bilmiyordum.
-Beni tanıyorsun.
-Yapma artık şunu seni tanımıyorum,Bera. Ne söyleyeceksen söyle artık.
-Neden vazgeçtin Behrem ?
-Ben vazgeçmedim. Mecburdum. Anlayamıyorum sana neden söylüyorum bunları. Neden bilmek istiyorsun? Hiçbir şey anlayamıyorum.
Sitem ederek bitirdiğim cümlenin sonunda güldüğünü duyunca kafamı kaldırıp ona baktım. Neden güldüğünü tabiki anlamamıştım. Ortada gülünecek bir durum yoktu. Gülmenin bu kadar yakıştığı başka bir insan gördün mü ? Diye sinir bozucu bir soru yöneltti iç sesim. Şuan hiç sırası olmadığını bildiğim için takılı kalmadım. Böyle bir durumda bile bunu ďüşünebiliyordum. Günaha davetiye çıkarıyordum. Bera karşıma çıktığından beri şeytan ile bir hayli uğraşmıştım.ALLAH'ım affet beni diye sessiz bir cümle kurdum ve düşüncelerimi Bera'nın sesi böldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTELÂ
RomanceBana "ELHAMDULİLLAH"demeyi alıştıran da sen değil miydin ? Artık tevafuk diye nitelendirdiğin şeylerin öncesini de görmez misin,nereye attın ki çıkmıyor gün yüzüne ? - Nefsin için değil;ALLAH için sev beni. Edep ile sev hayâ ile sev. Kitap kapağı 1...