Selamun aleyküm kardeşlerim. Hepinize hayırlı akşamlar iyi ve keyifli okumalar inşaallah ^^Multimedya Behrem'in feracesi
~~~~~~●~~~~~~~~~~~
-Behrem kalk kızım,sabah namazı vakti girdi.
Annemin bana seslenmesiyle yerimden sıçrayarak uyandım. Bir an bocaladım ve başımda şiddetli bir ağrı hissettim.
-ALLAH razı olsun anne. Hemen abdestimi alayım en iyisi.
-Al kızım al. Sen böyle geç kalmaz,bizden önce uyanırdın alarmı mı duymadın?
-Hatırlamıyorum anne namazımı kılayım sonra konuşuruz inşaallah.
-Tamam yavrum. Haydi hayırlı sabahlar.
Annemin odamdan çıkmasıyla abdestimi aldım ve seccademi serip namazımı kılmaya koyuldum.
Namazım bittiğinde huzur doluydum, seccademin üzerinde 5 dakika kadar secde ettim ve besmele ile kalktım yerimden. Özenle katladım seccademi ve yerine bıraktım. İçim sıkıldı ani bir değişiklikle,yine o görüntü geldi aklıma yatağımın bir köşesine oturdum. Boş bir şekilde duvara bakıyordum ne düşüneceğimi bilmiyordum. Yerimden yavaşca kalktım ve kitaplığıma doğru ilerledim, en üste koyduğum kuran-ı kerimimi elime aldım besmele ile. Her elime aldığımda heyecanlanıyordum,oturdum ve tekrar bir euzu besmele çekip başladım Yasini şerifi okumaya. Her bir ayetinde kalbim huzur doluyordu. Kimin dolmazdı ki ? Kim etkilenmezdi ?
Okumayı bitirdiğimde kendimi biraz daha rahatlamış hissetmiştim. Tekrar yavaş adımlar ile kalkıp kuran-ı kerimi yerine koydum ve biraz ders çalışmak için çalışma masama yöneldim. Sabahın bu saatlerinde ders çalışmak çok verimli oluyordu heleki abdestli isem. Bir saat ders çalıştıktan sonra etrafın iyice aydınlanmış olduğunu gördüm ve kitaplarımı toparlayıp üzerime siyah feracemi geçirdim bir hışımla, onun üzerine de siyah tafta eşarbımı taktım.Eşarbımın bir ucunu diğer tarafıma igneledim,kesinlikle topuz yapmıyordum. Saçlarımı alttan toplayıp uçlarını örüyordum ve çok da rahat oluyordu.Her zaman eşarbımın uçlarını tamamen önümü kapatacak şekilde bağlardım,zaten yapmamız gereken de bu şekildi. Sırt çantamı telefonumu ve kulaklığımı aldıktan sonra yavaş adımlar ile merdivenden indim mutfağa girdim ve buzdolabının üzerinde duran not kâğıdına kısa bir şeyler yazdım.
● Anneciğim günaydııın :) Canım sıkıldı ve sabah yürüyüşü yapmaya karar verdim.Kahvaltıya beklemeyin,yanıma erzağımı tabiki alacağım, size şimdiden afiyet olsun :) ●
Kendime,karnımı iyice doyurmamı sağlayacak bir ekmek arası yaptım. Altını çiziyorum "ekmek arası"yaptım sandviç değil.Çocukluğumdan beri bu yaptığıma hep ekmek arası dedim ben. Sandviç de neymiş.
Ayakkabılarımı giyerken zikirmatiğimi parmağıma takmadığımı farkettim ve ayakkbımın bağcıklarını bağlar bağlamaz çantamdan çıkartıp parmağıma taktım. Zikirmatik kullanmayı seviyordum,parmağımda olduğu sürece zikir çekmem gerektigini hatırlatıyordu bana.
Benim sürekli namaz kılmak için gittiğim ve Bera'yı da ilk kez gördüğüm caminin üst tarafı koşu yoluydu,büyük bir parktan oluşuyordu. Orada yürüyüş yapmaya karar vermiştim. Ama önce karnımı doyurmam gerekliydi. Aç olduğum zaman ellerim titriyordu,açlığa hiç dayanamıyordum. İlk gördüğüm banka besmele ile oturdum ve çantamı sırtımdan çıkartıp iki dakika kadar etrafı inceledim ve derin bir nefes alıp elhamdulillah dedim.Daha fazla dayanamayıp ekmeği poşetten çıkarttım ve tekrar bir besmele çekerek ısırdım. Açık havada yenen yemek de pek bir lezzetli gelirdi bana her zaman. Gerçi her yemek bana lezzetliydi. Her bulduğumu yerdim,pek yemek seçmezdim zaten.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTELÂ
RomanceBana "ELHAMDULİLLAH"demeyi alıştıran da sen değil miydin ? Artık tevafuk diye nitelendirdiğin şeylerin öncesini de görmez misin,nereye attın ki çıkmıyor gün yüzüne ? - Nefsin için değil;ALLAH için sev beni. Edep ile sev hayâ ile sev. Kitap kapağı 1...