Bölüm ☘38☘ Şiir İçin Yolun Sonu?

78.9K 3.4K 524
                                    


/38/ŞİİR İÇİN YOLUN SONU/

Multimedyaki parça eşliğinde okumanızı çok isterim...

6 EKİM 🍂🍂

' Muhtaçlığım yalnızca bir parça huzuraydı. İstediğim gülümsemeni seyredip, kalbimin mutluluğuna şahit olmaktı... Ama sen öyle öfke dolusun ki sana dua ederken kendime beddua ediyorum...'

Esila'nın yanağındaki acı ruhuna izlerini kazıyarak azalırken, Erkam ellerini yumruk hâline getirerek babasına baktı. Hesap soramıyordu ya ruhu zincirle dövüyordu kendisini! Kadınına kalkan eli kıracak kadar öfke doluydu ancak yapan babası olunca öfkesi sadece bakışlarına toparlanmakla yetindi. Dilinden uzaklaştı kelimeler... Ve buna şaşırmayan karısı, Hasan Ağa'nın " Git getir şunu!" demesiyle adımlarını hızlandırdı.

" Getirmiyorum baba! Berfu'yu hiçbir yere götürmeyeceğim!"

" Ne demek götürmeyeceğim?! Beni çiğneyip, kadın sözü mü dinliyorsun?!"

"Nasıl anlıyorsan anla! İstediğini yapmayacağım!" diyen oğlunun yanına varan Hasan Ağa vurmak için elini kaldırdığında aralarına kız kardeşi girdi.

" Abi! Pişman olacağın şeyler yapma! Yaptırma!"

" Zeynep, karışma sen! "

" Haksızsan karışırım abi! Kızına inanmayıp yerlerde sürüklüyorsan karışırım! Bir öksüze tokat atıyorsan karışırım! Karışmazda susarsam bunun hesabını ne kendime ne de Allah'a verebilirim! Sende veremezsin! Kadın sözü dinliyorsun dediğin oğluna vuracağına git namusuna iftira edenleri bul! Vuracaksan onlara vur!"

Öfkesiyle taşlaşan vicdanını ezerek konuşan kardeşinden uzaklaşan Hasan Ağa bakışlarını basamakları telaşla tırmanan kızına ve gelinine doğrulttuktan sonra sızlayan sağ eline baktı. O eliyle hem kızına hem gelinine vurmuştu ve sızısını kardeşinin söyledikleriyle hissetmişti.

" Kenan'ı ara gelsin hemen! O şerefsiz, namussuz Berzan'ı bulmadan, gebertmeden gelmeyin bu konağa!"

Zahide Hanım kocasının çardağa doğru yürümesiyle ona ve Berzan'a beddualar ederek  kızının yanına gitmek için merdivenlere doğru ağır adımlarla ilerlerken Zeynep Hanım, yeğeninin karşışına geçip yumruk yaptığı ellerini açmaya çalıştı. Yine ne hissettiğini en iyi anlayan o idi. Gözlerindeki duygunun şahitliğini yapmak yine kendisine kalmıştı.

"Görmedim... Görseydim izin vermezdim hala..."

" Biliyorum oğlum... O tokatın bin mislini yemeye razı olurdun, biliyorum. "

" Ama o farklı düşünecek hala."

" O zaman Esila yüreğini sana kapatmadan git konuş. Aynı şekilde Berfu ile de konuş. İkisi de hak etmedi bunları oğlum."

Karısı ve kardeşinin kırgınlıklarını, kızgınlıklarını nasıl yok edebileceğini düşünerek halasını onayladıktan sonra yanından ayrılan Erkam, Berfu'nun odasına giderken ağabeyi Kenan'ı arayıp, konağa gelmesini söyledi. Sahip olduğu öfke Berzan'a odaklanmıştı artık ama annesinin hemen ardından girmek üzere olduğu odanın önünde duydukları geç kaldığını gösteriyordu. 

" Saçının teline kıyamam diyen abim... Bana inanmadı Esila... O soysuza inandı ama bana inanmadı. Bir saniye bile düşünmedi... Babam bile ondan uzun baktı yüzüme!"

Başını omuzuna yaslayan Berfu'nun dizleri üzerinde birleştirdiği ellerini tutan Esila, yüzüne ilk kez nefretle bakmayan Zahide Hanımın dolan gözlerindeki ifadeyi şaşkınlıkla karşıladı. Kızını, kocasına ve oğluna rağmen savunduğu ve ona inandığı için teşekkür etmek istiyordu yaşlı kadın ama kalbine yerleşen nefret yüzünden edemiyor, gözleriyle dile getiriyordu.

AĞLA SEVDAM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin