İyi okumalar 🌸"Pardon" dediğini duydu. Daha önce gördüğü halüsinasyonlarda sesinin de birebir benzediğine şahit olmamıştı. Gerçekten Sonat kanlı canlı karşısında olabilir miydi?
Bu sadece bir tesadüf olmalıydı. Kızın 'Sonat' isminde birini çağırması ve şu anda Sonat'a bakıyor olması... Daha doğrusu Sonat olduğunu zannettiği birine bakıyor olması...Bir sene öncesine kadar gördüğü sanrılardan birini görüyordu şu anda sadece o kadar. Görmüş olduğu rüyadan sonra kendini Sonat'ın yaşadığına inandırmak istiyor olmalıydı.
Yine de yara izinin sızlaması kaçınılmaz olmuştu.O gecenin hatırası olan karnından leğen kemiğine uzanan yara...Hala izi durmasına karşın o izi kapatmak için üzerine Moonlight Sonata yazdırmış, yanına da kızıl ay figürü yaptırmıştı. O gecenin hatırasını , doğrusu Sonat'ı daima yanında taşıyabilmek için.
Mekanın duvarları üzerine geliyordu Neva'nın. Bedeni titriyor ve buna engel olamıyordu. Sonat zannettiği kişi buna karşın dirseğine dokundu.
"İyi misin?" Diye sordu. Neva uzun süredir unutacağından ödü koptuğu o sesi ikinci kez duyduğunda, kendine geldi. Kafasını sallayacak gücü kendinde bulduğunda. Mekanda daha fazla duramayacağını hissetti ve koşar adımlarla dışarı çıktı.
Kendini dışarı attıktan sonra dizlerinde daha fazla takat kalmayınca kaldırıma oturdu. Deliriyor muydu tekrar sahi? Hani o günler geride kalmıştı? Buraya dönmek bunu tetiklemiş miydi? Ağlamasına emgel olamıyordu Neva. Yaşlar yanaklarından dur durak bilmeden süzülüyorlardı.
"Neva" diye birinin bağırdığını duyunca oraya döndü. O kişinin Yağız olduğunu gördü. Yanında da Mert vardı.
"Senin ne işin var burada?" Dedi hiddetle Mert. Neva biliyordu kolay olmayacağını ama diğer yanı şu an her ne kadar hakketmese de ona sarılmasını ve onu affettiğini söylemesini istiyordu.
Yine de ağzını açamadı öylece baktı. Dili lal olmuştu sanki . Yağız hemen yanına geldi.
"Şimdi sırası değil Mert." Dedi. Neva'nın yüzünü elleri arasına aldı.
"Neva güzelim. İyi misin?" Dedi. Neva başını iki yana salladı. Mert de tüm sinirine rağmen merak etmişti Neva'yı.
Yağız Mert'e dönüp"Sen burada Neva ile bekle ben su alıp geleyim." Dedi. Mert'in itiraz etmesine kalmadan yanlarından ayrılmıştı.
Mert buna karşın Neva'ya daha çok yaklaştı. Hiç iyi görünmüyordu. Bir noktaya sabitlemişti gözlerini ve titriyordu.
"Neva." Diyerek endişeyle fısıldamasına engel olamadı. Ne çok değişmişti. Kilo vermişti bir kere. O her zaman al al olan yanakları, turuncu saçları yoktu. Çökmüştü. Yağız ile karşılaşmasa belki de tanımazdı. Neler yaşamıştı? Neden gitmişti? Madem gitmişti o halde neden gelmişti? Mert'in aklında buna benzer bir çok soru vardı. Çünkü Neva hepsini hayal kırıklığına uğratıp yüz üstü bırakmıştı ,en çok da Sonat'ı...
Yine de kardeşi olarak gördüğü kızın, gözünün önünde ceylan gibi titremesini yüreği kaldırmadı ve ona sarıldı. Neva hissettiği sıcaklığa daha çok sığındı ve uzun zamandır ağlamadığı kadar şiddetle ağlamaya başladı. Gelmekle hata yaptığını düşünmeye başlamıştı. Oradayken yarım da olsa yaşıyordu ve bir şekilde günlerini tamamlıyordu. Burada Sonat'ın hayaletini daha çok üzerinde hissediyor ve her şeyin tetiklediğini hissediyordu. Üstelik o da mazoşist gibi üzerine gitmeye devam ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ayrılık Mısraları -Alarçin'in Ay Işığı Sonat'ı-
Roman d'amourHayatı yalanlar üzerine kurulmuş bir adam , Paramparça olmuş bir kız , Yarım kalmış bir aşk Ve zalimce oynanmış bir oyun... Isimleri bile uyumluydu onların. Iki kişi için yazılmış tek bir şarkıda ahenkle dans eden iki bedendi onlar. Ta ki iki sene...