17. BÖLÜM

63 10 0
                                    

Hastanenin acilinde sesler iyice birbirine karıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hastanenin acilinde sesler iyice birbirine karıştı. Geleli neredeyse bir saat olmuştu ama ne bir doktor ne de bir hemşire gelip bizimle ilgilenmemişti.
Amcam bu duruma kızmış olacak ki yanımızdan telaşla geçen hemşireye;
-Artık bizle bir ilgilenecek misiniz? Çocuk burda acıdan kıvranıyor.. Doktor neden gelmiyor?
-Haklısınız beyefendi ama acilin durumu ortada... Karşı geçidde olan kaza yüzünden her yer dolu
Biliyorum çok beklediniz ama lütfen biraz daha dayanın. Birazdan doktor gelip sizinle ilgilenecek.

Amcam şefkatle koluma baktı. Ağrı iyice çoğalmış tahammül edilemez bir hal almıştı. Hatta şişmeye bile başlamıştı.

Mert Efe hemşirenin yarım saat önce uzattığı buzu bileğime doğru sürükledi.
Dişlerimi ne kadar sıksamda ağzımdan çıkan inleme sesine engel olamadım.
-Acıdı mı kardeşim?

Sesi ve yüzü en az benim kadar kötüydü. Ona kızmadığımı söylemek için ağzımı açtığım sırada doktor bizim için ayrılan bölüme girdi. Konuşmadan daha önce çektirdiğimiz röntgene bakıp şişmiş kolumu incelemeye başladı.
-Merak etmeyin kırık yok. Çatlamış. Şimdi ağrı kesici bir krem sürüp sıkıca bandajlayalım. Ama yarın ağrın çok olursa bir ortopedi doktoruna gösterin muhakkak..
****
Arabadan yavaşça inip eve doğru yürüdüm. Dış kapıyı Amcam hızlıca açıp cebinden  anahtarları çıkardı. Kapı açıldığında 2 gün önce ki manzara ile karşılaşmak oldukça iç açıcıydı.
Endişeli yüzleri yeniden  bir kenara bırakarak odama yöneldim.

Ağrı kesici ve kremin ardından ağrının hafiflemesi ile vücudum rahatlamış ve uyku diye sızlanmaya başlamıştı.
Bende hemen yatağa uzandım. Kolumu desteklemesi için yanda duran yastığa uzanıp almaya çalışırken Mert Efe sesizce odaya süzüldü.

Önce birşey söylemeden yanda duran yastığı kolumun altına yerleştirdi. Daha sonra eğreti giydiğim montu ve çoraplarımı çıkartarak kenara koydu. Gitmek için hazırlandığı sırada sağlam kolumla sol bileğini yakaladım. 
-Amcaoğlu kaldır kafanı. Senin suçun yok, hakettim.

Kafasını kaldırıp baktı. Yüzünde ki ifade utanç ve üzüntüden ibaretti..
-Ben bir an kendimi korumak için... Ne biliyim korursun kendini zannettim... Öylece düşünce yere..
Sustu... Korktuğu her halinden belliydi. Bende kolumun izin verdiği ölçüde yarım biçimde de olsa sarıldım.
-Benim hatam. Hakettim. Kendini kaybeden benim...
Sonra çekilip gülümsedim.
-Şimdi yatalım. Sabah okul var malum.
Beklediğim gibi kaşlarını çattı.
-Raporu ne diye aldık. Hem bu kolla ne yapacaksın okulda...
Muzip şekilde gülümseyince kaşlarını indirdi.
-Oğlum rapor olurda kullanılmaz mı? Sen şimdi yarın o raporu alıp okula gidiyorsun bende malzemeleri almak için çarşıya..
Kafasını salladı.
-Annemi unutuyorsun izin vermez.
-Okula gideceğim diyeceğim. O zaman izin verir. Tamam biraz zor olur ama merak etme bir yolunu bulurum.

Nefesini yavaşça dışarı verdi ve omuzlarını düşürdü.
-Farkında mısın bilmiyorum ama sol elin çatladı. Aletleri sen sol elinle tutarsın.

Kırık Serçem (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin