5. BÖLÜM

210 31 3
                                    

Ne Zaman Yaralarımızdan Şikayetçi Olsak Hep Daha Derini İle İmtihan Olunduk.

-Sence şu taraftan mı gitsek?
Umutsuzluk  şuan bütün hücrelerimi ele geçirmişti.
-Nerden gidersek gidelim. Ormanın her tarafı aynı sürekli aynı yerde dolanıp duruyoruz. Ümit yok Ferihan, kabul edelim kaybolduk.

Ve aynı anda ağacın altına çöktüm. Ferihan dokunsan ağlayacak haldeydi, yüzü soğuktan kızmızalaşmıştı.

Gerçi benim halimde ondan farklı değildi aynı bitmişlik hali bendede fazlasıyla vardı. Tek ümidimiz ise bizim yokluğumuzun çabuk farkedilmesiydi. Ve hava kararmadan bizi bulmalarıydı.

Hava kararmaya başladığında ise ümidimizden eser kalmamıştı.
-Feyza ben korkuyorum,donuyorum. Hatta acıktım.
Tuttuğum nefesi geri verdim. İyice tükenmiştim. Ve ağlamak üzereydim.

-Senden farklı değilim. Ama güçlü durmamız lazım. Eminim bizi bulacaklar.

Ama söylediğime kendim bile inanmamıştım. En kötüsüde Yusuf'un dediklerinin çıkmasıydı. Kaybolmuştuk ve belkide karşımıza ayı çıkacaktı. Ferihan'a daha sıkı sarıldım. Bizi hemen bulsalar iyi olacaktı. Açlıktan veya donarak ölmessek ayıdan kurtuluşumuzun olacağını hiç sanmıyordum.  
-Off abimi dinlemeliydik. Ya ayı konusundada haklı çıkarsa.

Sinirden dişlerimi sıktım. Hala inanamıyordum. O gıcığın haklı olmasına dayanamıyordum.

Karanlık zifiri karanlığa döndüğünde ormandan tuhaf hayvan sesleri gelmeye başladığında birbirimize daha da sıkı sarıldık. Sabaha kadar burada kalırsak akıl sağlığımızın bozulması kaçınılmazdı.

Düzenli nefesler almaya çalıştım.  Korkunun hiç birşeye faydası yoktu. Hele bana faydasından çok zararı vardı. Herşey normale dönecekti. Bizi bulacaklar.
Karmaşık düşüncelerimin arasından Ferihan'nın fısıltı sesi ile sıyrıldım:
-Feyza uykum geldi. Biraz uyusam.

Bunun soğuktan olduğunu biliyordum. Uyarsa bir daha  uyananmaya bilirdi.
-Hayır olmaz bilincini açık tut.

Yüzümü Ferihan'a döndüm. Abisi gibi onunda saçları karamel rengindeydi ama Yusuf'un tersine dümdüzdü saçları.
-Ama çok fazla uykum var. Gözlerim istemsizce kapanıyor.
Ferihan'nı konuşturacak birşeyler bulmam lazımdı.

-Bak şöyle birşey yapalım. Bana birşeyler anlat. Ailenden bahset mesela.Doğru ya annengil sözde de yoktu. İşleri yüzünden mi gelmediler.
Durgunlaştı. Sonra acı bi şekilde gülümsed.
-Ailem.
Sesinde ki hüznü anlamamak
imkansızdı.
-Biz çok uzun zaman önce parçalandık.
Dalgın gibiydi. Bir an pişman oldum.
-Eğer üzüleceksen ,anlatmak istemiyorsan seni anlarım.
-Hayır anlatsam daha iyi. Herkes biliyor zaten.
Sonra devam etmek için kafasını kaldırdı.
-Mutluyduk. Annem her zaman bizimle vakit geçirirdi. Babam eve geldiğinde bizimle oyunlar oynardı. İşini asla eve getirmezdi. Takii  o güne kadar.

Sustu. Yutkundu. Sesinin titremesine aldanmadan devam etti.    

-Okuldan eve geldiğimde annemle abim mutfakta kavga ediyorlardı. Annem sürekli ''Nasıl böyle bir şey olabilir'' diye mutfakta dört dönüyordu. Onu ilk defa bu kadar çok sinirli gördüm. Abimden ise ses çıkmıyordu. Daha sonra annem abimi de alıp evden çıktı. Banada  işimiz var birkaç saate döneriz dedi. Annemin gözlerindeki öfkeyi hala hatırlıyorum.
1 saat sonra ise haber geldi. Trafik kazası geçirmişler.

Sesi daha güçlü titredi. Ağlıyordu. Ben ise duyduklarımı beynimde anlam kazandırmaya çalışıyordum. Sa

-Annem olay yerinde hayatını kaybetmiş. Abim ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı.
Biz o kazadan sonra bir daha aile gibi olamadık Feyza. Ne abim eskisi gibi bana güven dolu baktı ne de babamla araları düzeldi. Her zaman arada soğuk bir duvar vardı.

Kırık Serçem (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin