Anlaştık

29.3K 1.3K 38
                                    

Evet alkol git gide daha çok etki ediyordu. Zaten hep kolay etkilenmiştim. Adımlarıma dikkat etmiyordum ve dengemide kaybetmiştim. Tepsinin elimden kaydığını hissettiğim bir anda Caspian tepsiyi tuttu ve masaya bıraktı.

-          Yavaş yavaş sen iyi misin?

-          Evet harikayım.

-          Seni tanımasam sarhoşsun derdim.

-          Sen zaten beni tanımıyorsun.

-          O konuyu hallederiz. Hadi gel.

Biraz kendime gelmiştim ama Caspian beni tutuyordu. Beraber basamaklardan çıkarken annem beni gördü. Gözlerini belerte belerte baktı ve bize doğru gelmeye başladı. İşte beni ayıltan şey bu oldu. Caspianı ceketinden tuttuğum gibi içeriye sürükledim.

Ve merdivenlerin altındaki asansöre tıktım. Evet merdiven atında asansörümüz var. 3. Kata bastım ve annem içeriye girdiğinde kapılar kapanmıştı bile.

-          Vohoo! Neler oluyor? Yoksa ateş bacayı mı sardı?

-          Saçmalamayı kes. Annemden kaçıyorduk.

-          Biliyor musun bu sahne aynı bir filmde var. Ne o şimdi romeo ve julietteki gibi ateşli bir şekilde öpüşecek miyiz?

-          O filmi izlediğine inanamıyorum.

Birden üzerime çullandı ve asansörü durdurdu. Üzerime çullandıdan kastımın ne olduğunu anlamışsınızdır. Kollarını başımın yanına asansörün duvarlarına koydu ve beni aralarına hapsetti.

-          Tabikide izledim. Asi çocuklar romantik filmler izleyemez mi?

-          Asi çocuk olduğunu kabul ediyorsun yani?

Beni belimden tuttu ve tuşlardan uzak olan duvara yasladı. Tek görebildiğim o güzel gözleri ve kırmızı dudaklarıydı. Böyle yakın bir temastan dolayı oldukça heyacanlanmış ve şaşırmıştım.

-          Kabul et beni çekici buldun. Şimdi o sahneyi canlandıralım mı?

-          Eğer sen de bir leonarda dicaprio olsaydın olabilirdi.

-          Hadi ama beni etkileyici bulmadığını söyleme.

Gözlerim dudaklarına kaydı. Bunu görüce kırmızı dudaklarının kenarları havaya kalktı. Hınzırca gülümsedi ve dudaklarını yaladı. Ops! Yanlış hamleme. Salak Emma. Salak salak salak.

-          Ben cevabımı aldım.

-          Çekil üstümden.

Onu üzerimden attım ve asansörü çalıştırdım.

-          Ayrıca bilgin olsun diye söylüyorum o filmde balo bir kostümlüydü. Yılbaşı falan değil

-          Evet ama kızın aileside çocuğu sevmiyordu.

Buna verecek  pek bir cevabım yoktu ama tanrıya şükür 3. Kata gelmiştik. Sanki her şeyi bilir gibi bir havası vardı. Sinir şey. Asansör açıldı ve dışarı çıktım ama ayağımı burktum.

-          Dikkat et.

-          Saol artık ederim.

-          Ne kadar da huysuzsun.

Elimi başıma koydum. Çok kötü ağrıyordu. Tabiki de huysuz olacaktım. Yani başım çatlıyordu. Caspian’ın omzuma dokumasıyla irkildim.

-          Emma. Yeni yıla 7 dakika. Hawai fişekleri izleyecek misin?

-          Tabi.

Odamın kapısını açtım ve o da içeri girdi. Yatağımın karşısındaki pencereden çatıya çıktım. Burayı kendim yapmıştım. Havuz gibi bir boşluğun içini yastıklarla doldurmuştum ve yıldızlı gecelerde buraya çıkardım.

Pencereden atlayıp minderlerin üzerine yattım. Oda aynısını yaptı. Yan yana uzanmış yıldızlara bakıyorduk.

-          Galiba annen seni burada bulamaz.

-          Evet. caspian sana bir şey sormak istiyorum.

-          Eğer soracağın şey sevgilimin olup olmadığıysa hayır yok.

Kıkırdaması kulaklarımı doldurdu. Ona bir dirsek atıp susturdum.

-          Hayır onunla alakası yok. Ailemle ilgili.

-          Ahh aileler. Ben benimkileri sinir etmek onlara her istediklerini yapmayacağımı göstermek isiyorum.

Oturur pozisyona geldim. Oda öyle. Gülümseyerek hafif bir şekilde bağırdım.

-          Bende öyle. O zaman seninle bir anlaşma yapalım.

-          Söyle bakalım.

-          Madem ikimizde ailelerimizi sinir edeceğiz…

-          Biraz yardım fena olmaz demeye mi çalışıyorsun?

-          Kesinlikle

-          Olur ama benim bir kuralım var.

Merakla kuralının ne olduğunu duymayı bekledim. Esrar ve içki kokan nefesini suratıma doğru üfledi ve saçımı kulaklarımın arkasına attı.

-          Nedir o?

-          Bana aşık olmayacaksın.

-          Seni kim ne yapsın be?

Söylediğim cümlenin ne kadar saçma olduğunu biliyordum ama zaten bende ona aşık olmak istemiyordum. O belaydı tehlikeydi. Bana kalp kırıklığından başka bir şey getirmeyecekti. Kalbimin kırılmasını artık istemiyordum.

Elini uzattı. Bahçedekilerin 10’dan geriye saymalarının ve bağırışlarının arasında konuştum.

-          Anlaştık

-          Anlaştık.

Elini sıktım. Aşık olmak yoktu. Söz konusu o olunca bu biraz zor olacaktı ama yapabilirdim. Hawai fişeklerin gökyüzündeki ilizyonunu izleyebilmek için yattık. Baş başa verdik ve tüm o renklerin hava da uçuşmasını ve birbirine karışmasını izledik.

Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Lütfen bol bol yorum yapın. Fikirleriniz benim için önemli. Ve votelarınızı da esirgemeyin. Şimdiden teşekkürer <3 :D

DAĞINIK DUMANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin