Ne yapacağımı düşünürken aklıma Justin geldi. İyiki telefonum yanımdaydı. Hemen aradım. Olayı anlatınca benim odamda kal dedi. Ben de aslında bana borç verse ve yeni bir odaya çıksam daha mantıklı olacağını söyledim. (Telefonunu suya düşerken kumsalda bırakmıştı birayla beraber yani ıslanmadı sevgiler..) Son odayı onun aldığını söylediğinde mecburen kabul ettim.
Oda numarasını söyledi ve gittim. 284. Odaydı. Sonunda bulunca kapıyı çaldım. Titriyordum. Kapıyı açınca kıkırdadı. O da duş almıştı. "Evet, büyük bir zekan var ama şimdi ne giyeceğim." dedim. Umursamaz bir tavırla "Benim tişörtlerimden birini giyersin." dedi. Uzaylı görmüş gibi baktım. "İstersen Tris'i ve sevgilisini izleyerek üstün.." sözünü böldüm ve "Tamam, tamam. Şimdi bana bir tişört ver." dedim. Kıkırdadı ve tişörtü verdi. Banyoya girdim ve kapıyı kitledim. (İçses: Bunların kaldığı otel zengin işi ya sadece duşakabin yok. Direk oda. Sonra yanlış anlamayın.)
Hızlıca duş aldım. Aynada kendimi düzledim. Tişörtü üstüme geçirdim. İyiki iç çamaşırlarımı saç kurutma makinesiyle kurutmuştum. Diğerlerini kurutma imkanım olmadığından sadece tişörtü giydim. Saçlarımı da kurutup çıktım. Justin ise uyuyordu. Yorulmuştu uyusundu ama hayvanlık derecesini aşmıştı. Genelde erkekler koltukta yatardı. Şimdi anlaşılan öyle olmayacaktı. Yastığı aldım ve pikeyi de üstüme aldım. Çünkü en sıcak havada bile üstümü örterdim. Uyumaya başladım.
Justin'
Uyuduğumu zannediyordu. Tabiki uyumuyordum. Ayrıca pikeyi almasına şaşırmıştım. Bu sıcakta üstünü örtmesi değişikti. Yine de umursamadım. Yanına gittim ve onu incelemeye başladım.
Denizde anlattıklarımla onu kandırmayı istemezdim ama ancak böyle sevgilim olabilirdi. Bana en güzel öpücüğümü vermişti. Babasıyla şirketimize girdiği günden beri ona aşıktım. Birçok şeyini biliyordum. O Jeff denen beyinsizin benim kızımı ağlatmasına sinirlenmiştim. Yine sırf bu yüzden o çocuğu ayrılmaya zorlamıştım. Ben adım atmasam böyle bir şey olacağı yoktu. Bir tek ümidim Ari'nin bunları öğrenince bana kızmamasıydı. Ama hiç kimse vazgeçilmez değildi ve sanırım bunu uzun bir oyun olarak devam ettirecektim.
Yine ona kıyamadım ve yatağa koydum sonra ona sarıldım. Onu tüm gece boyunca inceledim.
Ariana'
Sabah
Uyandığımda güneş gözüme giriyordu ve yataktaydım. Bir an aklıma koltukta yattığım geldi. Aniden arkamı döndüm ve kimseyi bulamadım demek ki koltuktaydı. Onu koltukta görünce gülümsedim. Bu kadarcık düşünceli olması bile güzeldi. Yanına gittim ve uyandırdım:
--Justin
Ses yoktu. Dürttüm ve tekrar:
--Justin dedim. Sesimi yükseltmiştim. Çok tatlı bir bebek gibi uyandı ve gülümseyerek uykulu sesiyle:
--Seni duyuyorum Ariana, dedi.
--O zaman uyan, dedim. Kafasını salladı ve kalktı:
--Benim gitmem lazım. Kıyafetlerimi değiştirip gidiyorum, haberin olsun, dedim.
--Olur, Tris'in sevgilisini görürsen geri dönebilirsin, dedi kıkırdayarak.Omzuna vurdum ve banyoya girdim. Üstümü değiştirdim. Justin'e el sallayarak çıktım ve Tris'in sevgilisini orda görmemek için dua ederek oraya gittim. Tam tekrar çıkacakken alışkın olduğum kokuyu duyup arkaya döndüm. Bu o olabilir miydi?!?!