Yüzümdeki gerginliği attım ve Francis'i öptüm. Bu dabenim için intikam sayılırdı. Yani biraz olsun rahatlamıştım. Sonra kalktık ve oyuna başladık.
10 dk sonra
--Francis pas ver. Verdi ve sayıııı. Şu an fena şekilde yeniyorduk.Çünkü Justin sayın Chloe'ye her sayı alacakken pas atıyordu ve Chloe de atamıyordu.
En sonunda oyunu bitirdik ve tabiki kazandık. Justin ve Chloe de sarmaş dolaştı. Cidden bu çocuk neden benim en yakın arkadaşlarımı buluyordu? Şu anlık umursamadım.
Francis kolunu omzuma attı ve ben de ona bana bakıp içten bir gülümseme gönderdim. İçtenlik seviyesini içimden bakarsak yüzde 1 falan olduğunu hesap edebilirdik. Ama sinirli olduğum için böyleydim. Sinirim de Justin yüzündendi.
Justin en sonunda Chloe'yi koluna taktı ve "Herkese iyi eğlemceler." dedi. Umursamaz bir tavırla Chloe'nin yanına gittim ve "İyi eğlenceler bebeğim." dedim. Göz kırptım ve Francis'in yanına gidip koluna girdim. Sanırım Justin'in intikam planınında 'A Planını' yıkmıştım. Zaferle gülümsedim ve Chloe'ye el salladım.
Justin sadece benim anlayabileceğim bir bozulmayla Chloe'nin beline elini sardı ve sahadan çıktılar.
Francis alnını elinin tersiyle sildi ve "Bugün biraz zor oldu." dedi. "Sanırım. Ama bu zor günü dindirebilecek bir şeyi biliyorum." Francis'e yaklaştım.
Tutkulu ve tatmin edici bir şekilde dillerimiz dans ediyordu. Ama gerçekten bir şeyler eksik gibiydi. En sonunda nefes almak için ben ayrıldım ve gülümsedim. "Yarın okul var ve sanırım dinlenmeliyim." dedim. O da gülümsedi ve "Görüşürüz Ariana." dedi. Mutluluğunu bozmamak için biraz daha mutlu gibi göründüm. Sinirimi en derinlere attım.
Justin'
Chloe'yle hiçbir şey yapmadım. Lanet olsun ki Ariana adımımı tahmin etmişti. Bunu daha rahat bir şekilde halledebileceğimi bilsem de, sanırım Ariana 'yla biraz uğraşmak istiyordum. Aşık olabilirdim ama hiç kimse vazgeçilmez değildi. B Planı gerçekten çok güçlü bir plandı. Bunu uygulamak eğlenceli olacaktı. Bunun için zaman lazımdı ama halledecektim.
Okulun ilk günü'
Ariana'
Francis'le beraber aynı liseye gidecektik. Yani o beni alacaktı. Okulun kendi üniformaları vardı ve ben bunları giydim. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Ufak bir çanta alıp içine not defteri ve kalemliğimi aldım.
Aklımda bir şey vardı. Justin ve Chloe'nin kolkola liseye girmelerini izlemek istemezdim. Cidden kötü olurdu. Aslında banane? Benim bir sevgilim olduğunu unutmamam gerekiyordu. Asıl önemli olan buydu. Korna sesiyle silkelendiö ve aşağı indim. Havalar biraz soğuk olduğu için ceketimi aldım. Okul kıyafetleri bordo-beyazdı ve bu yüzden bordo sporlarımı giydim.
Francis'in arabasına bindim. Yola çıktık.
Okulun otoparkına park ettik ve okula doğru yürüdük.
Bugün ders programlarımızı alacaktık ve o günki öğretmenlerle tanışacaktık. Dolaplarımıza gittik ve koyulan ders programları ve sınıflara göre sınıflarımıza gittik. İlk ders biyolojiydi. Sanırım sevebileceğim bir dersti. Fen bilimlerini hep severdim çünkü. Yalnız okul bir koleje göre gerçekten çok disiplinli duruyordu. Ama bana uyardı. Disiplini severdim. Böyle düşünürken kitabımı dolaptan çıkarıp dolabımı kilitledim.
Ve ordaydı. Sarıya boyadığı uzun saçlarını yana atmıştı ve o kadar yakışıklıydı ki. Bana ne yaparsa yapsın onun yakışıklılığını inkar edemezdim. Justin'den gözlerimi çektim ve yanındaki ucuz kız parçalarını gördüm. İç sesime kıkırdadım ve sınıfımı buldum. Cidden delirmeye başlamıştım.
Sınıfı bulup girdim. Çoğu kişi sınıftaydı ve birbirlerini tanıyorlardı. Boş bir sıraya geçtim ve kitabı inceledim. Ezberleyeceğim şeylere bakıp gülümseyerek geçiyordum. Çünkü ben bunları adım gibi bilecektim. Her ne kadar zengin olsak da şu an bursluydum. (İçses:😻👏)
Hoca geldi. 30 yaşlarında karizmatik biriydi. Ayağa kalktık ve oturduk. Sanırım bir hata yaparak öğretmenin olduğu sıranın iki arkasına geçmiştim. Yine de sıkıntı yoktu. Yanımda birinin oturma-
Sözüm bölündü ve içeri tanıdığım biri girdi. Cidden olamazdı. Yani bu kadar tesadüf fazlaydı. Olacak hikayeyi tahmin ettiğim için sınıfa göz attım ve tahmin edin? Tek boş sıra yan tarafımdı.
Justin hocadan özür diledi ve yanıma sırıtarak geçti. Göz devirdim. Ama şu an sakin kalamıyordum çünkü kokusu o kadar güzeldi ki. Dediğim gibi yakışıklı olduğunu inkar etmiyorum ve işte bilirsiniz. Kadınsal hormonlar..
Yine de onu umursamadan hocayı ve dersle ilgili işlenişin nasıl olacağını anlatmasına dikkatimi verdim. Geleceğimi de hayal kırıklığına uğratmasına izin vermeyecektim. Oysa gözlerini benden ayırmazken bu oldukça zor oluyordu. En sonunda sessizce kulağına "Ne var?" diye fısıldadım. Gözlerimi hocadan ayırmadan yaptım bunu. Sonra ona baktım. Sadece gülümsedi ve bana bakmaya devam etti.
Hoca sorumuzun olup olmadığını sorunca aklıma takılan bir soruyu sordum. Sınıftan birkaç kız ben oturunca duyabileceğim seviyede "Ah! Bazı yakışıklıların dişi ineklere vurulması çok saçma değil mi?" dedi. Önce kahkaha attım sonra duyabilecekleri seviyede "Bazı tek hücrelilerin konuşabilmeleri oldukça saçma, değil mi Justin?" dedim. İstemsiz de olsa bunu yapmak zorundaydım. Justin bunu duyunca Kızlara yan bir bakış attı ve "Kesinlikle." dedi. Oyunbozanlık yapmamıştı yani oldukça değişiğime gitti. Kulağına fısıldadım: "Teşekkür ederim, Justin."