Eve geldiğim gibi Justin'in bahçesine girdim ve bahçe kapısını çaldım. Onu gördüm ve yüzümdeki nefretle onu bekledim. "Ne istiyorsun?" diye sordu. Alayla baktım ve hala onun yapmadığına olan küçücük inancımla "Bugün büyük bir felaketten kurtuldum ve bunu bilme ihtimalin var mı?" dedim. Ahallamış gibi oldu ve sanırım numara değildi. "Nasıl oldu?" diye sordu. Ayaküstü anlatamazdım. Bizim bahçedeki hamağı işaret ettim ve "Oturalım." dedim. Oturduk ve her şeyi sakince ve öz bir şekilde anlattım. Sanki aynı korkuyu hissediyor gibiydim. Konuşma bitince "O çocuk ölseydi bu hikaye daha güzel olabilirdi." diye çok sessizce mırıldandı. Duymadığımı zannetmesine kıkırdadım. "Neye güldüğünü merak ediyorum." dedi. Ben de "Hikayemi güzelleştiren asıl şey Francis, Justin." dedim. Kaşlarını yukarı kaldırdı ve kafasını tamam anlamında salladı. Çok mu ağır olmuştu ki?
Justin
Söyledikleri gerçekten canımı acıtsa da onu sadece dinledim. Ne kadar sinirlensem de belli etmemeye çalıştım. Bunu yapanı bilmiyordum ve gerçekten bulunca o pisliği öldüremediği için onu öldürecektim. Ari o sırada "Senin yapıp yapmadığına emin olamıyorum." dedi. Ne demeliydim? Aslında dert etmedim ve "Ben yapmadım. Bu yeterli olmuyorsa hiçbir şey yapamam, üzgünüm." dedim ve Ari'yi orda düşünceleriyle baş başa bıraktım. Ayrıca birkaç arkadaşımı bunu yapanı bulması için aradım.
Ariana
Çok açık söylemişti ve sanırım inanmıştım. Zaten şu an benden intikam almak istiyen birine inanmamda ayrı bir saçmalıktı. O beni çekiyordu ve ben onu çekiyordum. Sanırım ona alışmıştım. Chole'yle bütün bunları konuştum ve uyudum.
Evet geçiş bölümü okulda devam edecek artıkın.