Aşkın bir şarap gibiydi Irwin,
Sen kimi zaman usulca bana ondan ikram ederdin.
Sarhoşluğum geçip gittiğinde ise cehennemde olduğumun farkına varırdım.
Yandığım cehenneminde,
Bir insan cehennemi sevebilir miydi Ashton?
Bana nasıl sevdirebiliyordun?
Olabildiğince yüksek bir müzik,
Birkaç metre sağımda sevgilisi ile yiyişen esmer, asyalı bir oğlan.
Onca kalabalığın arasında beni bulan sen.
Gelip yanıma oturdun, usulca
yana kaydım.Pek de yanındakinin ben olduğumun farkında değildin,
Doğruca karşıya bakıyordun,
Yaptığını yaptım:
Hüzünden uzak gülüşlerinin bir hançer gibi kalplerimize saplanışını izledim.
Sen, seni sevmesini istediğini kalbe bakıyordun,
Ben, olmak istediğim kadına.
Ela gözlerin kısa bir süre Luke'un üzerinde gezindi.
Nefret, kin, hüzün ve kırgınlıkla dolulardı.
Bir kalp bu kadar ağır olmamalıydı.
Öpmeyi diledim seni göz kapaklarından,
Göz altlarına o uykusuzluğu getiren olmak istedim.
Ama biliyorum, ben hep çok şeyi istedim,
Tıpkı senin de dilediğin milyonlarca dilek gibi.
Luke sevgilisin kulağına eğildi,
Daha sonra içeriye girdi.
Ayaklandın hemencecik,
Ona doğru yürüdün.
Hiç şaşırmamıştım doğrusu.
Benim kalbime de böyle girmemiş miydin sen?
Ansızın gelip kurulmuştun, ansızın çekip gitmiştin ona.
Lakin ben hiç gidememiştim senden.
Yanına vardığında, merhabalaştınız.
Belli ki onunla benimle konuştuğun gibi konuşmuyordun.
Gözlerinde sıcacık bir gülümseme vardı,
Öyle ki, dudaklarındakini geçebilirdi.
Bir süre daha konuştunuz,
Slow bir şarkı başlattı renkli saçlı dj.
Onu dansa kaldırdın.
Nasıl bir histi ki acaba uzun parmaklı ellerinin belimde dolanması?
Nasıl kokuyordu ki kıvırcık saçların?
Nasıl bir histi ki Alexis olmak?
Beynim, git onları ayır! diye haykırıyordu sanki.
Kızgındı.
Kalbim, dur, diyordu, dur. Baksana ne kadar mutlu. Bırak mutlu olsun. O mutlu ise sen de mutlusun.
Yorgundu kalbim, bende onu dinledim.
Saçma sapan avuntularını, Ashton'ın asla bana söylemeyeceği güzel sözlerini.
Luke içeriden geldi elinde iki kadeh ucuz şarapla,
Dans edişlerini izledi.
Bir saniyeye yakın bir zaman diliminde göz göze geldik.
Ashton'ın bahsettiği gibi değildi gözlerin,
Çok daha güzel ve derinlerdi.
Tıpkı bir okyanus gibi.
Acılarını biliyorum demek ister gibi.
Yada bana öyle geldi.
Alex Luke'u görünce dansı kısa kesti,
Hep birlikte bir koltuğa oturdunuz.
Luke kolunu omzuna attı.
Ashton, nasıl bir histi en yakın arkadaşının nişanlısına aşık olmak?
Belli ki hislerin hakkında bilmediğim tek şeydi bu.
