Mirror | Eigthteen

633 93 55
                                        


Sırtımı soğuk duvardan ayırdım,

Kalkmaya niyetin yok gibiydi.


Elimi uzattım;

Tutup kalktın.


"Hâlâ bizde kalmak istiyor musun?"

"Hâlâ sizde kalmamı istiyor musun?"


"Elbette."

Gülümsedin, ardından tekrar öksürdün.

Bir öncekinden daha kuvvetliydi.

"Sanırım o duvara yaslanmamalıydım."


Buruk bir gülümseme bahşetti dudakların.

Minik bir sır saklıyorlardı. 

"Sanırım."


Yağmur nihayet yavaşladığında, yürümeye başladık.

Ağır aksak bir adım attım, dudaklarımın arasından usulca bir inleme çıktı.


Endişeli bir bakış attın bana. 

Diz kapaklarıma baktın.


"Tanrım." dedin güzel elaların hayretle açılırken.

"Düştün mü sen?"


Bacaklarıma baktım, kan süzülüyordu usulca.


Elimi boş ver dercesine salladım.

"Önemli değil."


"Aptal mısın sen? Sen.. Ne ara düştün? 

Peşimden gelmemeliydin!"


Tırnaklarımı kafa derime sapladım, birkaç saçımı çekiştirdim.


"Ben hep sana koşarım, Ashton.

Hep koştum.

Bazen düştüm."


İronik bir kahkaha attım.


"Kimi zaman dizlerim kanadı,

Bazen de ellerim yara bere içinde kaldı..

Bazen kalkamadım.

Ama ben hep sana koştum!

Sen ne zaman beni gördün ki?

Ne zaman sana yetişmeme izin verdin ki.."

 

Mirror | IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin