Mirror | Seven

744 119 68
                                    


Ertesi gün, gün boyu senden kaçtım.

Sanki başarabilecekmiş gibi, 


Günün sonunda ise, beni bulan sen oldun.

"Merhaba," dedin.

Bana hiç merhaba demezdin sen.


Tenin biraz soluk geldi,

Gözlerinin altı uykusuzluktan şişmişti,

Buklelerin özensizce dağılmıştı;

İyi değildin.


Kafanı önüne eğdin,

"Biraz.. Konuşabilir miyiz?"

Sen benimle konuşmayı hiç istemezdin ki,


Dünkü gururlu yüz ifaden silinmişti güzel çehrenden.

Başımı salladım,


Minnettar bir şekilde baktın. 

İlk defa gözlerimin içine bakıyordun, Ashton.

Gözlerimiz ilk defa kesişiyordu.

Kalbim tekledi, göğüs kafesim daraldı.


"Bu akşamüstü sana uyar mı?"

Seninle geçireceğim zamanın diliminin ne olduğu önemli değildi.

"Sizin eve.. Gelebilir miyim?"

Benimle ilk defa bu kadar uzun süre konuşmuştun,

Beynim algılamakta zorlanıyordu. 


"Elbette," dedim usulca.

Tırnaklarımla oynamaya başladım.

Ellerim titriyordu, kekelemekten korkuyordum.

Yada aptalca şeyler söylemekten.

Senin için, söylediklerim hep aptalcaydı gerçi.


Derslerimin bitiminde eve gittim.

Babam yoktu,

Annem mutfaktaydı.

Elinde bir tabak kurabiye ile yanıma geldi.

"Çikolatalı, en sevdiğin."

"Ben hep tarçınlı ve üzümlü olanı sevmişimdir." dedim başım yerdeyken.

Tabağı bir kenara bıraktın.

Çantam omzumun üzerinden kaydı.

Bana sıkıca sarıldın.

"Üzgünüm."

Başımı boyun girintine soktum.

Birkaç damla göz yaşım pişmanlıkla firar etti.

Mirror | IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin