Tepki vermedin.
Artık yıldızları izlemiyordun.
Ceketinin iç cebinden sigara paketini çıkardın,
Çakmağınla ucunu yaktın.
Gözlerini şehir ışıklarına diktin.
Ruhun paramparça olurken,
Gülümsedin.
Gözünden bir damla yaşın düşüşünü gördüm.
Benim senin aşkına ihtiyacım vardı,
Dilindeki tada,
Ciğerlerindeki dumana.
Senin sevgiye ihtiyacın vardı,
Onun sevgisine
Onun kollarında olmaya ihtiyacın vardı.
Saçlarının kokusunu solumaya.
Garipti.
Zaten hiçbir zaman sıradan olmamıştık.
O göz yaşını bir diğeri takip etti
Ve başka biri
Ağlarken bile güzeldin
Sikeyim ki,
Çok güzeldin.
"Luke biliyor." dedin en sonunda
Sarhoştun.
"Neden her şey üst üste geliyor?
Sadece.. Sadece nefes alabileceğim kadar kısa bir süre
Mutlu olmak istiyorum."
Mırıldandım,
"O halde neden uzattığım eli tutmuyorsun?"
Gözlerini yumdun,
"Sen beni boğulmaktan kurtaramazsın."
"O halde denememe izin ver!
Bir geceyi daha boşa harcamak istemiyorum,
Devamlı olarak seni kaybetmek istemiyorum.
Yürüyüp ona gitmeni izlemek istemiyorum.."
Sonlara doğru alçalan sesim, acınası durumumun başka bir göstergesi gibiydi.
"Zaten senin olmayan birini, kaybedemezsin."
Ve sen,
Her zaman yaptığını yaptın, Ashton.
Kalktın ve gittin.
Dizlerimi karnıma çektim ve elimde kalanlara baktım,
Kalpleri hiç doğru kişiye atmamış yürekler,
Yüzmeyi bildiği halde kendini akıntıya teslim edenler
Ve gözleri asla doğru kişiyi görmeyenler.
Bu kurgunun nereye gittiği hakkında bir fikrim yok (finali yazdı), bölümü de bok ettim farkındayım(+1) sdkldfklsajfklsjfkldsjflkaj
Önümüzdeki birkaç bölümde Michael'ı Ash'den fazla göreceksiniz, çünküü erken final yapmak istemiyorum :"(
Umarım sizin için bir sorun olmaz, Calum filan da olur hemm.
Bu arada hey, 1K olmuşuz. Teşekkürler.
*Yazılmış en vasat teşekkür*
*Ve en vasat teşekkür bölümü*
Valla beklettiğime değmedi, değil mi ldakfşdkşsdşlds