Akşam üzeri annemler Uras'ın doğum günü partisine gitmişler; banada bir adet not kağıdı, bir dilim pasta ve bir kutu pizza bırakmışlardı. Pizza kutusunu neşeyle elime aldığımda odamda mideme bir ziyafet çektirmeyi amaçlıyordum. Notta; gece yarısı eve anca gelebileceklerini, dikkatli olmamı ve yemeğimi yememi vurgulamışlardı.
Hâlâ sıcak denebilir ısıdaki pizza kutusuyla odamın kapısını açtığımda, Nil yatağıma oturmuş pencereme doğru dışarı bakıyordu. Gözlerimi sıkıca yumarak göz kapaklarıma meydan okudum.Başım dönmeye, ayaklarım karıncalanmaya başlamıştı. Bu bir halüsülasyon Deniz. Kanma. Yeniden açtığımdaysa yüzünü bana dönmüş çok sevimli bir ifadeyle gülümsüyordu. Üzerinde çok rahat görünen gri bir eşofman takımı vardı, bir parmağıyla eşofmanının kapüşonuyla oynuyordu.
"Sonunda geldin!" dedi heyecanla. Ses tonu odamda yankılıyordu adeta. Ona cevap vermedim. Orada o yokmuş gibi davranarak masama oturdum ve pizza kutumu açtım. Kalbim deli gibi çarpıyordu. Bunu belli etmemeye çalışarak usul usul pizzamdan bir ısırık aldım. Sırtım ona doğru dönüktü.
"Odanda ilginç bir huzur var." diye mırıldandı. Ben ona cevap vermeyince hiç aldırış etmeden devam etti.
"Burada olduğumda kendimi evimde gibi hissediyorum."
Homurdandım, "Öyleyse evine gitmeyi dene. Burası yanlış adres."
Bir süre sessiz kaldıktan sonra dudaklarını kımıldattı.
"Sorunda bu." dedi. "Hiçbir adresi hatırlamıyorum. Sanki boşlukta doğmuş gibiyim." sesi gittikçe çatladı.
Dönen tekerlekli sandalyemi oynatarak ona doğru döndüm. İşaret parmağıyla avcunun icindeki çizgilerin üstünden geçiyordu. Kızıla dönük saçları yüzünün önüne düşmüştü.
"Seni hiç anlamıyorum." dedim. "Aklımı kurcalamaktan başka hiçbir işe yaramıyorsun!"
Bakışlarını gözlerime sabitledi.
"Senin bir hasta olduğunu düşünüyorlar değil mi?" diye sordu nazik bir sesle.
Bunuda nereden biliyordu? Her şey gittikçe tuhaf olmaya ve Arap saçına dönmeye başlamıştı.
Parmaklarımı saçlarıma geçirip, "Bundan sana ne!" diye bağırdım. Baş ağrım artmış ve gözlerim iyice buğulanmıştı. O ise sakinliğini korudu.
"Sen normal birisin Deniz. Şizofreni hastası değilsin." dedi fazlasıyla ciddi bir tonla. Yutkundum. Gözlerimi kırpıştırarak iç çektim.
"Gerçek biri olmasan bile böyle düşünmen güzel."
Ayağa kalktı ve kitaplığımın önüne gidip parmak uçlarıyla birçok kitabın yüzeyine dokunup geçti.
"Düşünmüyorum," dedi. "Öyle olmadığını biliyorum."
Bir anda suratımı bir gülümseme kaplamıştı. Hatta kalkıp ona sıkıca sarılmak istedim. Ama bana göre karşımda kimse yoktu.
"Belkide öyleyimdir."
Güldü, "O zaman bende şuanda burada yokum."
O kadar güzeldi ki. Sanki bu dünyadan değildi. Masmavi gözlerini çevreleyen uzun kirpiklerini kırpıştırdı.
"Herkes yanılıyor olabilir mi?" diye sordum yutkunarak.
Bir halüsülasyonla mı dertleşiyordum? Diğer ihtimali ise aklım almıyordu bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Çizgisi
Paranormalİnsanlar neden hep pahalı şeyleri elde etme yarışındalar? Neden sürekli birbirlerine bir etiket yapıştırma gereksinimi hissediyorlar? Bu kitapta herkes kendinden bir şey bulacak. Size yapıştırılan etiketi sökmenin zamanı geldi! Belkide onlar yanılıy...