Ne kadar çok vote olursa o kadar çok yeni bölüm gelir neyse ki her şey yolunda öpüldünüz :)
Hastane lobisinden aşağı inip Okan denen çocuğun söylediği kata indim. Hepsi orada oturmuş ve yüzlerine gayet mutsuz ifadeler takınmışlardı. Koma odasının karşısındaki dar koridora monte edilmiş iskemlelerde oturuyorlardı. Birden aklıma Melodi'nin söylediği cüme ilişti: Benim babam 4 yıl önce öldü. O zaman bu karşımda çaresizce saçlarını kaşıyan adam Melodi'nin üvey babasıydı. Ama yinede ona fazla değer verdiği belliydi.
Beni görünce Okan denen çocuk ayağa kalkıp, "O nasıl?" diye sordu. Uykusuz olduğu göz altında oluşmuş halkalardan belliydi.
"Gayet iyi şuan uyuyor." dedim hafifçe omzunu sıvazlayarak.
Güldü. İyi bir çocuğa benziyordu. "Sana değer verdiği her halinden belli oluyor." dedi koma odasındaki siyah cama hüzünle bakarak.
Gözlerimi devirerek "O odada kim var?" diye sordum.
Başını önüne eğdi, "Sevgilim." dedi. "Komada. Kaza geçirdi. Melodi'ylede çok yakın arkadaşlar."
Ah tabi ya, diye düşündüm. "Melodi bana bahsetmişti." dedim üzgün olduğumu belli eden bir ifade takınarak. "Çok geçmiş olsun."
"Onu çok özlüyorum." dedi omuz silkerek. "Sürekli kavga ederdik, sarsıntılı bir ilişkimiz vardı ama onu çok zor elde ettim."
Başımı salladım, "İsmi ne?" diye sordum biraz konuyla ilgiliymiş gibi gözükmeye çalışarak.
Gözleri parıldadı, "Nil." dedi gülümseyerek. "Kendide adı gibi güzel."
Bir anda içime bir kasvet çöküvermişti. Nil?Nil... Benim sevgiliminde adı. Ne güzel isimsin sen öyle ayy..
"Benim sevgiliminde ismi Nil." dedim gülümseyerek.
"Aa ne güzel." dedi sadece. Sonra başımı çevirince ekledi. "Onu kaybetmemeye bak."
♥ ♥ ♥
Herşeyden kendimi soyutlamaya çalışarak kendimi hastaneden dışarı attım. Bunu nasıl ve neden yapmıştım? Melodi yaptığım her hareketimden bir umut kazanacaktı. Onu ne mutlu etmek ne de mutsuz etmek istiyordum. Montumun cebinden yaklaşık 2 ay önce aldığım ve cebimde unuttuğum sigara paketimi çıkardım. Dalgın dalgın yolun ortasında yürümeye başladım. Dikkatimi dağıtmak için adımlarımı sayıyordum. Sigaramı usulca yaktım ve uzunca bir duman çektim.
"Şşşş Deniz!" diye seslendi arkamdan biri.
Dönüp baktığımda Behlül'ü gördüm bana doğru koşuyordu. Üzerinde onunla bütünleşmiş olan mavi kapuşonlü kazağı vardı.
"Ooo adamım."
"Bi sigarada kardeşine versene." dedi yanıma gelip göz kırparak.
Paketi açarak ona uzattım. Bir tane alıp benimkinin ucuyla sigarasını tutuşturdu. Yürümeye başladık.
"Burada ne işin var?" diye sordum dumanı üfleyerek.
Güldü, "Ben hastanenin karşısında oturuyorum ya lan unuttun mu?." dedi. "Asıl sen napıyon burda?"
Omuz silktim, "Hiç." dedim ayakkabılarıma bakarak.
"Benden kaçar mı?" diye sordu göz kırparak.
Sırıttım, "Ya bir arkadaşım rahatsızlanmış hastaneye kaldırmışlar onu ziyarete geldim." diye yalan söyledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Çizgisi
Paranormalİnsanlar neden hep pahalı şeyleri elde etme yarışındalar? Neden sürekli birbirlerine bir etiket yapıştırma gereksinimi hissediyorlar? Bu kitapta herkes kendinden bir şey bulacak. Size yapıştırılan etiketi sökmenin zamanı geldi! Belkide onlar yanılıy...