Son günlerde dünyanın en başıboş insanı oluvermiştim. Sokaklarda yatıp kalkıyor eve gidip odada onunla karşılaşmaktan sakınmaya çalışıyordum.
Herkes gibi gidecekti... Bense durup öylece ardından ağlayacaktım. İlk aşkım için ağlardım elbette. Ama beni bırakırsa dünyam yeniden kapkaranlık oluverirdi. Son zamanlarda bana bakışı değişmişti. Sürekli sesler duyuyordu ve bakışlarını gözlerimden kaçırıp omzumda ağlamaya başlıyordu.
Gözlerimi araladım. Evimizin önündeki parkın bankında uzanmıştım. Yerde üç cam şişe bira vardı. Başım ağrıdan zonkluyor ve midem felaket derecede bulanıyordu. Başımı kaldırdığımda babamın ayakkabıları olduğunu hemen anladığım siyah bir çift gördüm.
"Evet Deniz Bey!" dedi babam oldukça gür bir sesle. "Bu keşlik hallerinizi neye borçluyuz acaba?"
Kolumla ağzımı sildim ve yutkundum.
"Pöffff leş gibide kokuyorsun!"
Gülmeye çalıştım, "Teşekkürler."
Kolumdan hızla kaldırıp beni kendine doğru çekti. Biraz kendime gelebilmiştim.
"Eve gidip duş alayım." diye mırıldandım.
"Bu leşlikle 100 yıl duş alsan kar etmez."
"Tesekkurler."
Babam sessizce birseyler mırıldanıp durdu. Apartmandan içeri girdik.
* * *
Duştan sonra annemin bana karşı isyanlarıyla geçti. Neden eve gelmiyormuşum, tarzan hayatı yasiyormusum bir tek amazonum eksikmiş falan filan. Önemli olan şeye henüz gelmedim. Odama girdiğimde Nil'i yatağımın ucuna oturmuş ağlarken buldum. Teni son derece soluk renkliydi. Derin bir nefes alıp neler olduğunu sordum.
"Beni bırakıyorsun." dedi.
"Asıl sen beni bırakıyorsun." diye yanıt verdim. "Gidişini yap artık alisamiyorum."
Şaşkın bir ifadeyle bana baktı. İç çekti. O harika gözlerine özlemle bakiyordum.
"Deniz beni seviyor musun?" diye sordu birden.
"Sana aşığım." diye yanıt verdim. "Bu basıma ilk defa geliyor."
Gülümsedi, "Gözlerime böyle bakışın beni benden alıyor."
"Gidiceksin. Biliyorum." dedim sözünü keserek.
Ayağa kalkıp hemen karşımda dikildi.
"Nereye gidicem?" diye sordu yutkunarak.
"Bilmem şu aptal odanin disinda bir yere sanirim."
"Beni çağrıyorlar." diye mırıldandı. "Bana güzel anılar anlatıyorlar. Tanıdık sesler. Sanki derin bir uykudayım gibi."
"Uyanma." diye soylendim. "Benimle kal."
Birden odaya annem ve babam girdi. Sinir ve endişe doluydular.
"Deniz! Bardak taştı artık! Akıl hastanesine gidiyoruz. Hazirlan."
Hışımla bağırdım, " Ne?!"
"Artik kendi kendine konuşmayacaksın. Yeter artik." annem bileklerimden tutup beni suruklemeye basladı. Babam ise bir bavul cıkarıp icine birkac parca esyamı tıkamaya basladı. Harika. Iste gidiyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Çizgisi
Paranormalİnsanlar neden hep pahalı şeyleri elde etme yarışındalar? Neden sürekli birbirlerine bir etiket yapıştırma gereksinimi hissediyorlar? Bu kitapta herkes kendinden bir şey bulacak. Size yapıştırılan etiketi sökmenin zamanı geldi! Belkide onlar yanılıy...