Merhabaaa arkadaşlar şuan Azerbaycan'dayim ve yazamiyorum malesef telefonum bende degil bu bolumu kuzenimin telefonundan yaziyorum vote lar artsinnn yeni bolumler gelicek bide Deniz ve Nil aşkı dahada artıcak :)) sizi seviyorum :* :* Mutlu okumalarrr
Derslerden sonra beynimi buharlaşmış gibi hissediyordum. Kafamın içinde hala tarih profesorunun sesi uğulduyordu. Hatta tarih profesorunun sesi artık benimle konuşuyor gibiydi. Tamam evet yine kafayı yiyor olabilirim ama o kadar şeyi dinleseniz sizdede olur.
Sınıfın kapısından hızlıca kendimi attım. Saat 15:26'yi gösteriyordu. Eve gidip sevgilime kavuşma vakti!
Merdivenleri hızla aşarken yan sınıftan arkadaşım İdil Bulutay hızlıca koşarak kolumu yakaladı.
"Deniz! Deniz! Neler olmuş duydun mu!" yeşil gözlerinin gözbebekleri öyle irileşmişti ki olan şeylerin iyi haber olmadığı belli oluyordu.
"Ne oldu?" diye sordum sakince ona bakarak.
"Melodi!" diye bağırdı. "Kendini kocaman bir kamyonun önüne atmış yoğun bakıma almışlar!"
Bir anda istemsizce merdivenin kolluğuna tutundum. Aman Tanrım. Nasıl olur... Benim suçum! Onla gitmeliydim.
"Deniz sen iyi misin?"
Başımı kaldırıp ona doğru zar zor baktım. "Şey...Ben... Hangi hastane?" sesim bok gibi çıkmıştı.
" Özel Çapa."
Başımı sağ ol anlamında sallayıp hıphızlı koşmaya başladım. Ciğerlerim isyan edene dek koşmaya devam ettim ve caddede önüme çıkan ilk taksinin önüne atlayıp durdurarak hemen bindim. Umarım her şey yolundadır.
♥ ♥ ♥
Yol boyunca zihnimde tarih profesorunun sesi beni Melodi'yi yalnız bırakmakla suçladı. Hatta takside biara yanımda Melodi'nin halüsülasyonunu gördüm ve onunla konuştum. Şoförde bana 'deli misin nesin lan' der gibi baktı.
"Biraz daha hızlı süremez misiniz?" diye sordum umutsuzca.
"Geldik." dedi bana tuhaf tuhaf bakan orta yaşlı adam. Eline sıkıştırdığım 100 lirayla sırıtmaya başlamıştı. Hemen kapımı açıp hastaneye doğru koşmaya başladım.
ÖZEL ÇAPA TIP yazılı büyük binaya girip hızlıca rendevu yazan bayanın yanına gittim. Ter içinde kalmıştım.
"Bir trafik kazası olmuş, ismi Melodi ben arkadaşıyım. Kaçıncı kattalar acaba?" diye sordum kalabalığa aldırış etmeden.
"Abisi sıraya girsene!" diye bağırdı boğuk sesli biri ama kulak asmadım.
Saçlarını gergince toplamış olan gözlüklü çakma sarışın, "5.kat. 186.oda. Son refakatçileri alıyoruz artık acele edin." dedi.
"Teşekkürler!" diye bağırdığımda oradan çoktan uzaklaşmıştım bile.
Sonunda 5.kata çıkıp 186 numaralı odaya ulaştım. Istemsizce içeri daldığımda içerideki maske takmış insan bakışları üzerime toplandı. Melodi'nin gözleri kısık bir şekilde açıktı. Kollarında serumlar ve göğüs kafesinde dikişlerin üstünü örten bandajlar vardı. Kalp ritmini ölçem cihazın düzenli bip sesi odada yankıyordu. Kafasını yavasça hareket ettirip bana doğru baktı. Sonra birden gözleri büyüdü ve cihazın bip sesi artmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Çizgisi
Paranormalİnsanlar neden hep pahalı şeyleri elde etme yarışındalar? Neden sürekli birbirlerine bir etiket yapıştırma gereksinimi hissediyorlar? Bu kitapta herkes kendinden bir şey bulacak. Size yapıştırılan etiketi sökmenin zamanı geldi! Belkide onlar yanılıy...