10.Bölüm- Umulmadık Şeyler

122 10 0
                                    

Ön kapıyı kapattıktan sonra içeri girdim. Annem heyecanla yanıma sokuldu.

        "Sevgilin çok tatlı bir kız!" dedi yanaklarıma öpücükler kondurarak.

         "Sevgilim değildi ki." dedim. "Okuldan bir arkadaşım."

         "Kızcağız sana hiçte öyle bakmıyordu ama!" dedi göz kırparak.

         "Aman anne ya saçmalama kızın derdi başından aşkın." dedim omuz silkerek.

      Annem sırıttı. "Kimin derdi yok ki." dedi elini 'ohooo' anlamında sallayarak.

  Onu umursamayarak odama girdim. İçimde tuhaf bir mutluluk vardı. Kütüphanemdeki kitapları düzeltip odama bakındım.  İşte o sırada Melodi'nin defterlerinden birini masanın üzerinde gördüm. Ah aceleden vermeyi unutmuştum. Ama o çoktan gitmişti. Ona yetişmeme imkan yoktu. Yinede fazla önemli bir defter olmadığını düşündüm çünkü üzerinde "Karalama Defterim" yazıyordu. Defteri alıp yarın okula götürecek, Melodi'ye teslim edecektim.

       Okulun sıkıcılığı ve tüm  gün beynimde uğuldayan o fizik formulleri beni bitkin düşürmüştü. Nil'in benim için çizdiği o resime yeniden bakmak için masamın ucuna doğru uzandım. O sırada elim Melodi'nin defterine çarptı. Defter yere düştü, içinden birkaç sayfa fırlayıp etrafa saçıldı.

       Kağıtların üzerindeki yazılardan, Melodi'nin defterde yazdığı gibi karalama defteri olduğu anlaşılıyordu. Mısralar ve sözcükler yazmış, sonra üzerlerini çizip başka sözcükler eklemişti. Şiiri için çok  uğraştığı belli oluyordu. Kağıtları yerden alırken gözüm sözcüklere takıldı. Karalamaların arasındaki temize çekilmiş bir dörtlük hemen göze çarpıyordu.

         Üzgün ve yapayalnızken bile

         Gülümserim seni gördüğümde

         Götürürsün beni başka yerlere

         Deniz'im sadece ol benle

Sayfaya bakakalmıştım, gözlerime inanamıyordum. Ama her şey açıkça ortaydı. Kurşun kalemin "Deniz'im" yazan kısmı koyu gri renkli izi kalın ve kendinden emin görünüyordu. Sayfalardan birine daha baktım ve şiirin başka bir bölümünü gördüm. Bu kez düşüncelerim iyice netleşti.

        İşte duruyorsun karşımda

        Görüyorum yüzünü, dudaklarını

        Konuşuyorsun, anlatıyorsun

        Umutlarını, hayallerini, yarınlarını        Birlikte yürüyorduk Beykoz'da bir yolda

Mutluydum yanında

Derken hava karardı, kayboldun bir anda

Kalıverdim tek başıma.

         Istanbul soğuk, ağaçlar kuzguni

         Çöküyor karanlık tut elimi

         Artık senin gör beni

         Kusursuz ışık kaybolup gitti.

Sıcak bakışların, kusursuz kahve gözlerin

Daha yarın olmadı ama şimdiden özledim

Saatler sonra yine yanına geleceğim

Ve sana sevgilim diyemeden yine dönüp gideceğim.

Hayat ÇizgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin