Ön kapıyı kapattıktan sonra içeri girdim. Annem heyecanla yanıma sokuldu.
"Sevgilin çok tatlı bir kız!" dedi yanaklarıma öpücükler kondurarak.
"Sevgilim değildi ki." dedim. "Okuldan bir arkadaşım."
"Kızcağız sana hiçte öyle bakmıyordu ama!" dedi göz kırparak.
"Aman anne ya saçmalama kızın derdi başından aşkın." dedim omuz silkerek.
Annem sırıttı. "Kimin derdi yok ki." dedi elini 'ohooo' anlamında sallayarak.
Onu umursamayarak odama girdim. İçimde tuhaf bir mutluluk vardı. Kütüphanemdeki kitapları düzeltip odama bakındım. İşte o sırada Melodi'nin defterlerinden birini masanın üzerinde gördüm. Ah aceleden vermeyi unutmuştum. Ama o çoktan gitmişti. Ona yetişmeme imkan yoktu. Yinede fazla önemli bir defter olmadığını düşündüm çünkü üzerinde "Karalama Defterim" yazıyordu. Defteri alıp yarın okula götürecek, Melodi'ye teslim edecektim.
Okulun sıkıcılığı ve tüm gün beynimde uğuldayan o fizik formulleri beni bitkin düşürmüştü. Nil'in benim için çizdiği o resime yeniden bakmak için masamın ucuna doğru uzandım. O sırada elim Melodi'nin defterine çarptı. Defter yere düştü, içinden birkaç sayfa fırlayıp etrafa saçıldı.
Kağıtların üzerindeki yazılardan, Melodi'nin defterde yazdığı gibi karalama defteri olduğu anlaşılıyordu. Mısralar ve sözcükler yazmış, sonra üzerlerini çizip başka sözcükler eklemişti. Şiiri için çok uğraştığı belli oluyordu. Kağıtları yerden alırken gözüm sözcüklere takıldı. Karalamaların arasındaki temize çekilmiş bir dörtlük hemen göze çarpıyordu.
Üzgün ve yapayalnızken bile
Gülümserim seni gördüğümde
Götürürsün beni başka yerlere
Deniz'im sadece ol benle
Sayfaya bakakalmıştım, gözlerime inanamıyordum. Ama her şey açıkça ortaydı. Kurşun kalemin "Deniz'im" yazan kısmı koyu gri renkli izi kalın ve kendinden emin görünüyordu. Sayfalardan birine daha baktım ve şiirin başka bir bölümünü gördüm. Bu kez düşüncelerim iyice netleşti.
İşte duruyorsun karşımda
Görüyorum yüzünü, dudaklarını
Konuşuyorsun, anlatıyorsun
Umutlarını, hayallerini, yarınlarını Birlikte yürüyorduk Beykoz'da bir yolda
Mutluydum yanında
Derken hava karardı, kayboldun bir anda
Kalıverdim tek başıma.
Istanbul soğuk, ağaçlar kuzguni
Çöküyor karanlık tut elimi
Artık senin gör beni
Kusursuz ışık kaybolup gitti.
Sıcak bakışların, kusursuz kahve gözlerin
Daha yarın olmadı ama şimdiden özledim
Saatler sonra yine yanına geleceğim
Ve sana sevgilim diyemeden yine dönüp gideceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Çizgisi
Paranormalİnsanlar neden hep pahalı şeyleri elde etme yarışındalar? Neden sürekli birbirlerine bir etiket yapıştırma gereksinimi hissediyorlar? Bu kitapta herkes kendinden bir şey bulacak. Size yapıştırılan etiketi sökmenin zamanı geldi! Belkide onlar yanılıy...