7.Bölüm- Restaurant

149 12 2
                                    

                        ♥ ♥ ♥

      İsmi Traviliano olan bir Italyan restorantindan içeri girdik. Çok otantik bir havası olması dışında aynı zamanda fazla nostaljikti. Masamız cam kenarında denizi gören 29 numaralı masaydı. Babam çok iyi bir şeye vesile olmuş gibi sırıtıyordu. Onların yönlendirmesiyle masadaki yerime oturdum.

        "Ah buraya bayılıyorum!" dedi babam çok lezzetli bir yemeğe puan verir gibi.

        "Ailecek yemek fikri iyi oldu hayatım." dedi gece vakti yakamozları çöken denize bakarken annem.

       Başımı sallayarak önümde duran menüye baktım. Bütün isimler Italyancaydi ve hicbirsey anlamamıştım. Birden şık giyimli esmer garson yanımızda bitiverdi.

         "Ben bir Yalloverine Macho alacağım. Yanınada maden suyu lütfen." dedi babam.

         "Ben de Macarano Fiesta alayım o zaman. İçecek olaraktaaa.."

         "Türkçe konuşur musunuz anne?" dedim onlara tuhaf tuhaf bakarak.

       Annem kahkaha atarak, "Kola." dedi. O kadar sesli gülebileceğini tahmin etmemiştim. Babam birden keyiflendi.

          "Aslında alkol alabilirdik." dedi. "Bu gecenin hatrına."

      Annem omuz silkti, "Baba ogul bir şeyler içmek isterseniz..."  gözler üzerime  dikildi.

          Kibarca reddedip, "Ben su alacağım." dedim.

         "Su mu?"

         "Su."

          "Pekala."

     Arkamı yaslandım ve garsona doğruldum, "Bunların anlamı ne tam olarak?"

     Garson çocuk tebessüm etti, "Efendim sizin yaşınızdakiler genelde Sociatte yer. İçinde Italyan sosu ve bal olan bir makarna."

       "Tamam ondan olsun o zaman." dedim önüme dönerek. Sanki ne farkedecek.

         Yemeklerimiz gelene kadar annemle babamın yeni otomobil almaya karar veriş muhabbetlerini dinledim. Birbirleriyle didişip dururlarken yemeklerimiz geldi. Önüme gelen tabak mükemmel görünüyordu ve harika kokuyordu. Şaşkınlıkla ıslık çaldım ve , "Vauv!" dedim.

        "Şanslı günümüzdeyiz." dedi babam önüne kokan tabağa bir çatal daldırarak.

                           ♥ ♥ ♥

        Yemeklerimizi silip süpürdüğümüzde bir an için nefes alamayacağımı düşündüm. Yediğim en lezzetli yemeklerden biriydi. Bu kadar seveceğimi tahmin etmemiştim. Annem yerinde bana doğru döndü ve sesini ciddileştirdi.

          "Canım seninle bir şey konuşmak istiyoruz."

         "Tabi?" diye sordum merakla. Bunu sizden bekliyordum zaten.

         Babam ağzını yanındaki kumaş parçası peçetesiyle sildi ve kollarını masaya dayadı.

         "Bak Denizcim," dedi. "Ailecek konuşursak üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok."

        Annem başıyla onaylayarak ona onay verdi. Babam devam etti.

       "Sana tek bir şey soracağım ve doğru yanıtı vermeni istiyorum."

       "Tabi." dedim sade bir şekilde.

Babam anneme bir göz işareti yaptı ve konuşmaya o devam etti. Çok gergin görünüyordu.

         "Hayatım." dedi önce. "Odanda kiminle konuşuyorsun?"

    Beklediğin oldu işte Deniz mutlu musun? Mutlu musun beni deli sanmalarına yol açan Nil?

      Omuz silktim. "Aslında ben kendi kendime konuşuyorum." dedim.

        "Kendine soru sorup kendine mi cevap veriyorsun yani? İlginç." dedi babam dişleri arasından.

      "Evet." dedim gülerek. "Sizinle konuşacak bir şeyim yok."

       "Bu kişinin hayali bir dost olmadığına eminsin yani?" dedi annem yutkunarak çok zor birşeyi söyleyebilmiş gibi.

    Kahkaha attım. "Eminim."

Annem babama bir bakış attı.

       "Ama biz emin değiliz."

Yeniden bir kahkaha daha attım. Pislikler.

      "Bir uzmandan yardım aldık ve tedavi için seni görmek istiyor." dedi annem masada duran elime uzanarak.

      Elimi hızla geri çektim.

  "Bunu bana sormadan nasıl yaparsınız?" dedim. "Sizi hiç tanıyamıyorum. Tırlattığımı düşünüyorsunuz resmen."

       "Tedavisi var." dedi babam suyundan bir yudum alarak. Kabul et tırlattın.

        "Oğlum bak biz senin iyiliğini istiyoruz." dedi babam tebessüm etmeye çalışarak. Yapmacık.

        "İyiliğim için beni rahat bırakın." dedim bağırarak. "Hayatıma yön vermeye çalışmayın artık."  masadan hızla kalktım.

         "Nereye gidiyosun Deniz!?" diye seslendi arkamdan annem ama duymazdan gelerek ceketimi giyip oradan uzaklaştım.

       Ya söyledikleri gibi delisin, ya da söyleyemedikleri kadar zeki.

Hayat ÇizgisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin