-4-

2.8K 220 49
                                    

Otobüsten indin. Metro istasyonundan yukarı doğru çıkarken merdivenlerden,bir yandan da kulaklığını çıkarıp çantana koymaya uğraşıyordun.

İşin bittiğinde ise çantanı tekrar koluna takıp merdivenlerden çıkmaya devam ettin.Kahverengi düz saçların rüzgarla birbirine karışırken kafanı montunu şapkasıyla tekrar örtüp saçlarını iki yandan çıkardın. Telefonunu açıp gelen konuma tekrar baktın ve kafanı kaldırıp yolu incelemeye başladın.

Yolun karşısına geçerken bir yandan gelen arabalara dikkat ederek çalan telefonu eline aldın.Arama tahmin ettiğin üzere Jong In'dendi.
Bir yandan karşıdaki kaldırıma geçerken,diğer yandan telefonu açıp kulağına götürdün.

"Alo?"

"Sky,neredesin? 15 dakika geçti.Gelmeyecek misin?"

Elini alnına götürüp sağa sola baktın.
"Hayır,hayır.Şimdi indim metrodan.Geliyo- heh! Gördüm seni!"

Diyip şaşkın şaşkın etrafına bakan Jong In'e doğru,hızlı adımlarla ilerledin.Önemli bir şey konuşacağınızı söylediği için fazlasıyla meraklanmıştın açıkcası. Yaklaşık 10 adım ilerisindeyken seni gördü ve görmesiyle de gülümsemeye başladı.

Sonunda yanına ulaştığında,sana sarılmaya yeltendi.Geri çevirmedin bu isteğini. Zaten çevirmek istersen de zorla sarılacak gibi bir hali vardı.

Kollarını boynuna sardın.O da beline sardı kollarını.Sımsıkı sarıldı.Yüzünü boynuna saklarken rahatsız olup geri çekildin. Yolda görenler sizi kesin sevgili zannediyordu.

Geri çekilince anlamış olacak ki,o da sarılmayı bıraktı.

"Gelmeyeceksin sandım." Biraz gülümseme biraz da rahatlama vardı yüzünde.

Biraz daha ciddileşerek,burada olmanın asıl amacına odaklandın."Jong In, ne konuşacaksak konuşalım.Benim birazdan eve gitmem gerek çünkü."

"Oh,peki.Ayaküstü konuşamayız ama.Bir yere geçelim önce." Kafa sallamakla yetindin. O da seni sırtından destekleyerek bir kafeye doğru ilerletti.

İçeri girip,cam tarafında olan bir masaya ilerledin. Oturup çantanı yanındaki sandalyeye koydun.Montun hala üzerindeydi çünkü üşüyordun. Bu ne soğuktu böyle?!

Yanına gelen garsondan sadece su istedin.Jong In de aynı şekilde. Sonunda konuşmayı başlattın.

"Evet,seni dinliyorum Jongin."

Önce gözlerine biraz bakıp,sonra boğazını temizledi ve konuşmaya başladı."B-benden hala hoşlanıyor musun Sky?"

"Bu seni neden ilgilendirdi ki? Hem de 1 ay sonra?!"

"Şey...Aslında ben bizi konuşmak istedim seninle."

"Olmayan bizi mi?"
Elini alnına yaslayıp birkaç saniye bekledi. Boğazını temizledi ve konuşmaya başladı tekrar.

"Birkaç gündür aklım bununla çok meşguldü. Aklımdan bir an bile çıkmadın."

Gram etkilenmemiştin. Çünkü tekrar üzüleceğini biliyordun. 'Eee?' Der gibi kafanı sağa sola salladın.

"Sana neden öyle davrandığımı-" devamını duymak istemiyordun. Senin onun için yaptıklarını burnundan getiren adam şimdi neden açıklamak istiyordu? Çantanı alıp ayaklandın. O da endişeyle ayağa kalkınca kapıya doğru hızla adımladın.

Sana yetişip kolunu kavradı ve kendine çevirdi. "Sky,nereye gidiyorsun?"

"Yalan dinlemeye ihtiyacım var gibi mi gözüküyorum oradan? 1 ay önce neredeydin Jongin?"

"Tamam, haklısın ama bir kez olsun dinlesen olmaz mı?"
Oflayarak yerine geri oturdun.
"5 dakika sonra gideceğim."

Kafasını salladı ve konuşmaya başladı.
"O günü çok iyi hatırladığına bahse girerim. O zamanlar onu seviyordum evet.Sonra ne oldu sence? Çekip gitti. Hayatımı mahfedip çekip gitti.O gün kesinlikle sana öyle davranmak istemedim.Lanet olsun ki yaptım ama. Şu an bu konuşmayı bile utanarak yapıyorum. Hatırlıyor musun bir kutu vermiştin bana. İçinde sana verdiğim kaleme kadar her şey vardı. O kaleme dokundum. Dokunmamla aklıma sen geldin.Hep aklımın bir köşesinde olan kız,şimdi aklımdan çıkmıyordu. O notları kalemi hediyeleri incelerken kendime tek bir şey söyledim:

Pişmanım.

Seni böylesine üzüldüğüm için o kadar utandım ki.Bazen koridorda olursun diye utancımdan koridora bile çıkamadım."

Çok kötü hissetmiştin. İçindeki karıncanlanmayı bir kenara bırakıp dinlemeye devam ettin.

"Ben,seni geri kazanmak istiyorum."

Nasıl üzüldüğünü,her gece nasıl hıçkıra hıçkıra ağlayarak ettiğin dualar geliyordu aklına. Bu kadar basit bir şekilde geri kazanamazdı seni. Kesinlikle düşünmeye ihtiyacın vardı.

"B-bana biraz düşünmek için zaman ver olur mu? Şimdi benim gitmem lazım."
Ayaklanırken o da seninle birlikte kalktı."Cevabını yarın ver tamam mı? Kaç hafta oldu bekleyeli,daha dayanamam."

Cidden ne değişti bu kadar? Değiştiyse bu kadar çok mu değişmişti?

Gülümseyip kafeden çıktın. Montunun şapkasını yeniden ve yeniden kafana örtüp çantana sarıldın.

***

Hikaye hakkında görüşlerinizi alalım!! 😘😘

Melody of My Life [Kim Jongin OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin