-9-

1.6K 148 49
                                    

İKİ HAFTA SONRA

Artık onunla bir ayınızı doldurmakta beraber,ona alışmıştın.Bir ay dolmasına rağmen,bir türlü yakın hissedemiyordun.Seviyordun evet ama gerçekten çok kırılmıştın.Hatta o kadar üzmüştü ki seni,onun yüzünden bir hafta hastanelik olmuştun.Şu an ondan iğrenmen ve nefret etmen gerekse bile bunu yapamıyordun.Yine eskisi gibi sevmeye ve kusurlarını görmezden gel- ah! pardon.O senin için kusursuzdu zaten.

Bir gün bunu onunla enine boyuna konuşacağını aklının bir köşesine yazarak evin kapısını çaldın.Jongin'in evine gelmiştin.Babası erken yaşta vefat etmişti ve annesi ile kalıyordu.

Hiçbir değişim olmayınca,az önce yaptığın eylemi yineleyip kapıya tekrar vurdun.İlk defa evine geliyordun.Sözde ders çalışmak için davet etmişti.Tabiki ders çalışmayacağını biliyordun.Muhtemelen sana yaptığı açıklamaları dinleyecektin.

Derken kapıyı tanıdığın fakat iğrendiğin için yüzüne pek bakmadığın bir kız açtı.Yoo Hae'den başkası değildi bu.Sana göz devirdi ve pek samimi gelmeyen hatta bayağı yapmacık bir sesle seni yapmacık bir şekilde selamladı.

''Hah!Sendin demek.Evinin yolunu şaşırdın galiba? Buralara kadar zahmet etmeseydin keşke.''

Ağzını cevap vermek için aralayacakken içini ısıtan ses ile karşılaştın bu sefer.

''Kim gelmiş?'' 

Pekala,itiraf etmen gerekiyordu ki bu sefer ısıtmıyor, yakıyordu.İçin cayır cayır yanıyordu sinirden.

Kapının yanında beliren senden kat kat iri cüsseli bir vücutla karşılaştın.

''Sky!Saat daha erk-'' Cümlesini tamamlayamadan yüzünde güçlübir tokat patlatmıştın bile.Kafası yana savrulurken bu kadar güçlü olduğunu ilk defa düşündün.

Şok olmuş bir biçimde sana bakarken sen sinirden ağrımaya başlayan başını umursamamak için büyük bir gayret gösteriyordun. ''Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?!''Bu ses Yoo Hae'den çıkmış olması bir yana, daha fazla dayanamayarak elini saçlarına dolayıp kendine doğru hışımla çektin.Bu aptal kızı uyarmıştın. Onun çığıkları eşliğinde yere itmenle bir avuç saç elinde kalmıştı. Kız acılar içinde çığlık atarken Jongin beline arkadan sarılmıştı ve seni onun yanından ayırmaya çalışıyordu. ''Bırak beni Jongin.'' Büyük bir hiddetle söylediğin için bırakmıştı seni hemen. Kızın yanına tekrar yaklaştın ve avcunda hala tuttuğun saçlarını gözünün önünde salladın.

''Bana bak!Bu saçları sana yedirmeden defol git buradan! DEFOL!''

Yoo Hae üstelemeyerek ayağa kalktı ve işaret parmağını sana doğru salladı. ''Sen görüceksin kızım bittin sen!'' 

Ufaktan ikilemeye başlayınca göz devirip arkana döndün.Jongin'in sana kırgınca bakmasına karşın ona saf bir sinirle bakıyordun.Kalbin kan yerine öfke pompalıyor bile olabilirdi. Şiddetli vurduğundan dolayı kanayan eline baktın. Jongin de ellerini senin ellerinin üstüne koydu.Canının acıyabileceği düşüncesiyle fazla sıkmadığını hissediyordun.

''Hİç mi güvenmedin bana Sky?'' Gözlerini ona çevirdin.

''Bana neden güvenmedin.Ben o kadar aşağılık birisi miyim,sana aitken başkasına bakacak kadar adi birisi miyim?'' Gözlerini devirip tekrar ellerine baktın.Ellerin yanıyordu.Jongin elini farkında olmadan sıkınca acıyla inleyerek geri çektin ellerini.

''Bana ait olduğundan bile şüpheliyim Jongin.''

Jongin ellerini omuzlarına çıkardı ve saçlarını kulağının arkasına sıkıştırarak gözlerine baktı.Derin,çok derin...

''Sana bunu nasıl kanıtlayayım? Seni sevemem mi? Neden her seferinde bunu ima ediyorsun?''

''Kanıtlamana gerek yok Jongin.Sadece,bir ayda ne değişti de birden bana 'aşık' oluverdin?''

''Yoo Hae'nin sana yaptıklarını düşündükçe,okulda senin halini gördükçe sana ilgi duymaya başlamıştım.Hatta arkadaşın Chen ile de konuştum,senin hakkında her şeyi biliyorum inan.Her bahar mutlaka bir kere grip olduğuna kadar her şeyi.'' 

Duyduklarınla şok olmuştun.Chen senden hiçbir şeyi saklamazdı.Hele Jongin ile ilgiyi bir şeyi saklaması mümkün değildi.Ama ona güvenin tamdı. Belki de o zamanlar yanlış bir şey yapmandan korkmuş olabileceğini düşündün.

Dudaklarını araladın ve zorla birkaç şey söyleyebildin.

''Sen ciddi misin?'' Ufak ama güzel bir gülümseme sergileyerek dudaklarını araladı.''Hiç olmadığım kadar.Şimdi de meleğim olman ile bir hayalim gerçekleşmiş oldu.''

Birbirinize hiç olmadığı kadar aşık bakıyordunuz.Sen onu kimseyi sevmediğin kadar sevmiştin.Kalbinin en derinliklerindeki yerini her zamanki gibi koruyordu ve senin hissettiğini onun da sana karşı olduğunu öğrenmen,sana iyi gelen nadir şeylerden olmuştu.

"Seni hep sev-öhö-sevec-öhö öhö!"

Boğazın ağrımakla birlikte akciğerlerin sökülürcesine ağrıyordu.Bir yandan öksürürken ciğerlerin biraz oksijen için uyarı yolluyordu.

Jongin korkuyla sana bakmış,rüzgardan dağılan saçlarını tek eliyle tutuyordu sen öksürürken.

"Bebeğim,neler oluyor?"

Sen hala öksürürken sırtını sıvazlıyordu biraz hızlı.Boğazının karıncalandığını birazdan geçeceğini düşünmüştü.

"Ambu-lan-sı a-öhö öhö"

Ciğerlerin hala hava için yalvarıyorken başın dönmeye başlamıştı.Öksürüğün biraz hafiflemiş bu sefer nefes alamıyordun.Akciğerlerin kilitlenmişti sanki,oksijen kabul etmiyordu.

Jongin seninle birlikte yere çökmüş telefonu karşı tarafın açmasını bekliyordu ve gördüğün son görüntü bu olmuştu.Sonrası ise gri.

Sonra tamamen,siyah.




Bölümler biraz erkenden geliyor size kıyamadığımdan kdxlwk

Yazarın doğum günü siz neredesiniz?!

İlla sınır mı koyayım yorum yapın a biriciklerim~


Melody of My Life [Kim Jongin OC]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin