Alıntı;
Saatlerdir oturmuş Tuğçe'yi düşünüyorum, sevdiğim kızı. Yine kabusla uyandım ama bu sefer hatırlıyorum. Tuğçe gitmeden önce bana mutlu ol evlen demişti. Ben onunla evlilik hayali kurdum onunla mutluluğu seçtim başka türlü mutlu olamam. Saate baktım gecenin 3'üydü. Bu saatte oturmuş neler düşünüyorum. Düşüncelerim Cennet'e kaydı. Herkes onunla evlenmemi istiyor doktorum bile. Ayağa kalkıp odanın içinde tur atmaya başladım. Mutluluğum sadece Cennet'teymiş, o beni mutlu edebilirmiş. Sinirlenip cama yumruk attım. Zaten sinirli insanım bu olaylardan sonra sinirlerim arttı. Yusuf'la aynı odada olduğumuz için uyanıp yanıma geldi.
"Abi ne yapıyorsun burada elin de kanıyor"
Ve tüm aile odaya doluştu fazla gürültü yaptım sanırım.
"Anne bir de bana Cennet'le evlen diyorsun benimle neden evlensin hastalığımı görmüyo musunuz neden uğraşsın benimle"diye anneme bağırmaya başladım.
"Oğlum ne hastalığı saçmalama senden iyi eş mi bulacak. "
"Birdaha hiçbiriniz bana Cennet demeyeceksiniz bu evde o kızın adını duymayacağım diyerek annemin sözünü kestim. Anahtarları ve telefonumu alıp evden çıktım. Annem arkamdan bu saatte nereye gidiyorsun diye bağırdı ama dinlemedim. Arabaya binip mezarlığa sürmeye başladım. Bazı insanlar gündüz bile mezarlığa gitmeye korkuyor ama ben gece gidiyorum. Neyden korkacağım orası benim evim olmuş oraya gomülmek için nelerimi vermem ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUK SADECE SENDE
RomanceÇok sevmişti adam. Tüm kadınların cenaze namazını kılacak kadar çok. Mutluydu aslında. Hayalleri vardı. Sevdiği kadınla 2 ömür birlikte olmak gibi. Ama hayat acımasızdı. Ayırdı sevdiğinden Ömer'i. Bambaşka bir senaryo yazdı yakışıklı adama... Narin...