16.BÖLÜM(karmakarışık)

119 57 1
                                    

Elime aldığım küçük aynayla Cennet'in açtığı yaraya bakıyordum. Bu kızla başım büyük dertte resmen kafamı yardı. Başımdaki yarayı bırakıp aynayı incelemeye başladım.

"Özgür bu ne"

"Ayna" gayet net bir cevap

"Peki bu kız aynasının senin odanda ne işi var?"

"Ne biliyim odayı ben hariç herkes kullanıyor koymuştur birisi bırak aynayı da o kaşının hali ne kim yaptı"

"Kapıya çarptım" ne diyim genelde öyle söylerler ya attım bende

"Ömer uzatma işte ne oldu kaşına o gece eve bir girdin kaşın kanıyodu Cennet mi yaptı yoksa"

"Hıı" dedim gözlerimi kaçırarak. Napıyım kızın birinden dayak yedik tüm karizma yerlerde ama dayak yemiş olmuyorum dimi şu yakışıklı adama biraz destek verin;) Özgür gülerek yanıma oturdu

"Ciddi misin lan nasıl yaptı, neden yaptı"

"Uf soru sorup durma yaptı işte bir şekilde"

"Ömer karizma yerlerde" deyip kahkaha attı

"Kapa çeneni" odaya halam girdi

"Yakışıklılar aç mısınız bir şeyler hazırlıyım size"

"Yok hala aç değiliz"

"Kendi adına konuşsana" dedi sonra da annesine döndü "anne ben açım bir şeyler hazırlar mısın"

"Tabi oğlum hazırlarım da Ömer senin kaşına noldu kavga mı ettin yine sen"

"Hala sanki her dakika kavgaya karışıyorum öyle bir konuştun ki"

"Yalan mı söylüyom eşşek sıpası bıktık sizin vukaatlarınızdan"

"Ayıp ediyorsun hala" Özgür ise sadece gülüyordu ben Cennet'e yapıyodum aynısını gerçekten sinirleri bozuyomuş dirseğimi hızla Özgür'ün karnına geçirdim

"Sana çeneni kapa demiştim ya hala geçerli" o sırada halam odadan çıkmıştı

"Ömer benim dikkatimi bir şey çekti"

"Ne"

"Siz Cennet'le hiç konuşmuyosunuz neden?"

"Bilmem işlerim oluyor arayamıyorum"

"Kıvırmadan direk kızla konuşmak istemiyorum desene" yüzüne boş boş baktım

"Kızla konuşmak istemiyorum"

"İstemiyosan ayrıl başlamadan bitsin"

"Seninle fazla vakit geçirince saçmalamaya başlıyosun bunu yeni fark ettim"

"Valla uğraşamıcam yemek yemeye gidiyorum açsan gel" Özgür odadan çıktı ben ise yatağa kurulup uykuya kendimi teslim ettim

Yazardan;

Ömer Cennet'i istemediğini itiraf etti ama evlenmeye kararlıydı. Ne yapması gerektiğini o da bilmiyordu kalbinde Tuğçe varken Cennet'le evlenecekti. Hayatı karmakarışıktı eğer Cennet'le evlenmese başkasıyla evlenmek zorundaydı çünkü sevdiği gelmicekti bırakıp gitmişti onu çok uzaklara. Ama tek bildiği hiçbir zaman Cennet'i sevmeyeceğiydi.

Nışanlanmışlardı ama iki yabancı gibiydiler. Ömer Cennet'i görmemezlikten gelmeye devam ediyordu Cennet ise tüm bu olanlara anlam veremiyordu. Evlenmelerine çok az kalmıştı ama Ömer kendisini sevmiyordu ki nasıl onunla koca bir hayat geçirebilirdi.

Ailelerin hiçbir şeyden haberi yoktu bu yüzden gayet mutluydular. Cennet hiç olmadığı kadar üzgün ve kırgın, Ömer ise karman çormandı. Cennet'le evlenmek zorundaydı ama onu sevmemeye kendini zorluyordu. Sanki onu severse kalbindeki kadına ihanet edecekti ve bunu göze alamazdı.

Kısa oldu farkındayım. Hikayeye biraz ara vermeye karar verdim ve bu haberi vermeden önce kısa bir bölüm yazayım dedim. Bu aralar sınavlarım var bu yüzden hikayeye vakit ayıramıyorum birkaç ay ara vericem belki o süre zarfında okuyucu artar.

- Hikâyeye devam ettiğimde Tuğçe mi olsun Cennet mi?

Yorum yaparsanız belki ona göre bir şeyler yazabilirim.

Görüşmek üzere bende kalın;)....

MUTLULUK SADECE SENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin