"Kendi düşen kendi kalkar diye bir söz var duymadın mı hiç" deyip gülerek odadan çıktı. Öyle bir söz mü vardı biraz sözü düşündüm çok tanıdık geliyordu ama bir yerde yanlışlık varmış gibiydi. Napıyorum ben bu halde durmuş ne düşünüyorum yataktan tutunup zorla ayağa kalktım insan yardım ederdi, öküz işte ÖKÜZZ...
..........Kahvaltıdan sonra oturma odasına geçtik. Hiç konuşmuyorduk sadece Ömer bana bakıp gülüyor ben de gülme diye kızınca gizlice gülmeye devam ediyordu.
Kapının çalmasıyla gözlerimi Ömerden çekip ayağa kalktım. Gelen kişi Rabia'ydı
"Hoşgeldin canım"
"Hoş buldum Cennet, seni almaya geldim dışarı çıkıp biraz hava alalım evde bunaldım" dediğinde hediye almış çocuklar gibi sevindim. Uzun zamandır evden çıkmıyodum, birden aklıma Ömer geldi ve gülmem silindi ya izin vermezse? Ama Rabia'yla dışarı çıkmama izin vermişti şimdi de bir şey demez herhalde
"Bilmiyorum ki abine sormak lazım"
"Tamam ben hallederim" deyip odaya girdi "nasılsın abiciğim"
"İyiyim" dedi kafasını televizyondan çevirmeden
"Abi karını birkaç saatliğine alı koyacağım haberin olsun" Ömer kaşlarını çattı
"Nasıl yani"
"Dışarı çıkcaz abi kız sürekli evde biraz hava alsın baksana güneş görmüyor ya yüzü gözü solmuş" Ömer cevap vermedi izin vermiş mi oluyor yani.
"Tamam mı abi gidiyoruz biz"
"Hayır Rabia git sen o evde kalacak"
"Neden yemicem karını merak etme"
"İşimiz var bizim sen git başka zaman birlikte gidersiniz" ne işimiz olabilir ki bizim şaşırdım şimdi
"Peki" dedi Rabia ve bana döndü. "görüşürüz Cennet"
"Görüşürüz canım" dedim ve uğurladım. Odaya girince direk aklımdaki soruyu yönelttim Ömer'e
"Ne işimiz var bizim" dedim tek kaşımı kaldırarak o da televizyonu kapatıp koltuğa uzandı
"Ben uyıcam sen de temizlik ve yemek yapıcaksın" dediğinde tepem atmıştı izin vermemesinin sebebi bu muydu yani
"Bunun için mi göndermedin? Temizlik yapmayacağım yemek de var gidiyorum ben" dedim sakin bir şekilde
"Gidemezsin izin vermiyorum geçerli bir neden mi olması gerekiyor" uzun bir süre şaşkınca baktım ben napıcaktım bu adamla ömrümü yedi resmen. Odadan çıkıp mutfağa girdim. Stresimi en iyi pasta börek yaparak atabilirdim
........Yaklaşık 1.5 saat geçmişti ve ben ancak mutfaktan çıkabilmiştim. Ama yaptığım şaheserler de ayrı bir güzeldi. Ömerin ise hiç sesi çıkmamıştı neden çıksın ki yine onun dediği olmuştu.
Odaya girince Ömer'in uyuyor olduğunu gördüm. Bu kadar zamandır üstü açık mı uyuyordu yani. Hemen bir örtü alıp örttüm üstünü. Ama benim de çok uykum gelmişti yanına kıvrılsam ne olurdu, hiçbir şey. Ömer'i uyandırmayacak yavaşlıkta yanına kıvrıldım. Mis kokusuyla birlikte kendimi uykuya teslim ettim
........
Yanımdaki hareketlilikle gözlerimi araladım. Ömer ani bir şekilde fırlamıştı ve ona çok yakın olduğum için düşmemek için büyük bir çaba gösterdim. Anlamaz gözlerle ona bakıyordum o ise sinirli bir şekilde bana
"Senin ne işin var burada niye yanıma yatıyosun küçücük yer nasıl sığalım buraya" sesi yüksekti"Sığdık işte neden abartıyosun"
"Üzerime yatmışsın tabi sığarız" dedi ve sinirle odadan çıktı. Benim ise gözlerim dolmaya başlamıştı ne olacak yanında yatsam evliyiz biz normal bişe değil miydi yaptığım. İstemeden bir damla süzüldü yanağımdan bu kadar mı değersizim onun için. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım ve çıktım odadan. Ömer mutfakta su içiyordu yanına gidip gayet sakin bir şekilde konuştum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUK SADECE SENDE
RomantizmÇok sevmişti adam. Tüm kadınların cenaze namazını kılacak kadar çok. Mutluydu aslında. Hayalleri vardı. Sevdiği kadınla 2 ömür birlikte olmak gibi. Ama hayat acımasızdı. Ayırdı sevdiğinden Ömer'i. Bambaşka bir senaryo yazdı yakışıklı adama... Narin...