8.BÖLÜM(beni babamdan iste)

144 68 9
                                    

Yazardan

Çalan zil sesiyle uyandı Ömer. Sanki birisi elini zilin üstünde bırakıp gitmişti. Açan da yoktu. Neredeydi bu ev halkı. Tam kalkıp kapıyı açacağı sırada evden birinin açtığını fark etti.
"Yenge bir saattir zile basıyorum nerdesiniz" ve gelen kişi belli olmuştu, Özgür

"Oğlum uyuya kalmışım kimse de yok evde hem hayırdır bu evin yolunu unuttun sanmıştım"

"Yenge ayıp ediyorsun"dedi Özgür ve gülüştüler. Konuşmaları Ömer'in odasından duyuluyordu.

"Yenge Ömer yok mu?"

"Odasında oğlum uyuyodu en son"

"Tamam uyandırırım ben onu" dedi ve Ömer'in odasına girdi

"Oo uykucu uyanmış günaydın"

"Sanada"

"Anlatacaklarım var Ömer" dedi Özgür ve kendini Yusuf'un yatağına attı. Biraz zaman geçtikten sonra devam etti.

"Bir tepki ver Ömer ben de ona göre anlatayım" konuşmayı sevmezdi Ömer. Daha çok iç sesiyle konuşmayı tercih ederdi.

"Ne dememi bekliyorsun anlatsana işte ne oldu"

"Of Ömer of! Sabahtan beri Banu arıyor. Cevap vermedikçe de mesaj atıyor" -şimdi Banu kim be yazar diyenlere cevaben diyorum ki Ömer'in sevmediği Özgür'ün eski sevgilisi umarım açıklayıcı olmuştur-

"Hala ne istiyorda arıyor lan" diye kükredi Ömer. -ben bile korktum be-

"Bilmiyorum" derken telefonu çaldı Özgür'ün.

"Al işte yine arıyor" Ömer telefonu kaptığı gibi açtı ve hoparlöre verdi. Kız ağlıyordu hem de hıçkırarak. Özgür'ün içi parçalanmıştı. Kıyamazdı Banu'suna. Affetmeyi bile düşünüyordu ama olmazdı. Kendisi bitirmişti ilişkilerini.

Ömer ise hiç acımıyordu kıza. Çünkü kardeşini çok üzmüştü bu yüzden onun da üzülmeye hakkı vardı. Kız hıçkırıklarının arasından konuştu.

"Özgür" kimse konuşmadı, konuşamadı. Ne diyilebilirdi ki. Tekrar konuştu kız

"Biliyorum yanlış yaptım, senin gibi yüreği güzel adama kıydım, aldattım seni. Keşke geri dönüşü olsa ama olamaz biliyorum. Sadece özür dilemek için aradım. Hakkını helal et söz bir daha rahatsız etmicem seni"

Özgür göz yaşlarını tutamamıştı. Erkekler ağlamaz diye bir şey yoktur. Özgür de ağladı, Ömer de. Seven ADAM sevdiği için göz yaşı dökmekten utanmaz. Ağlamayan insanın yüreği katılaşmıştır. Özgür cevap verir

"Hakkım helal olsun ama sevgim haram" dedi ve Ömer kapattı telefonu. Gidip sarıldı kuzenine. Ah ne kuzeni onlar kardeşti. Birbirlerine hep destek olmuşlardı.

"Ne yapmayı düşünüyorsun. Sakın geri kabul edeyim deme böyle bir şey affedilmez."

"Haklısın ama unutabileceğimi sanmıyorum."

"Unutacaksın kardeşim mutlu olacaksın. Üzülmene izin vermem" Böyleydiler işte. Üzülürlerdi ama birbirlerinin üzülmelerine asla izin vermezlerdi.

Ömer'in canı sıkılıyordu. Özgür'e ne kadar kalması için ısrar etse de Özgür işlerim var değip gitmişti. Ömer kardeşi Rabia'ya hitaben konuştu.

"Güzellik bana kahve yapar mısın?" Rabia ise abisinin bu tavrına şaşırmıştı. Çünkü kendisine bu şekilde hitap etmeyeli uzun zaman olmuştu. Yoksa abisi mutlu muydu? Gülümsedi ve

"Tabi yaparım abiciğim nasıl olsun?"

"Sade ve acı" dedi Ömer net bir şekilde. Rabia mutfağa girdi. Abisinin mutlu olmasını istiyordu. O kızı unutup kendine yeni bir sayfa açmasını istiyordu. Evet ailesi Ömer ile Tuğçe'yi severek ayrıldılar diye biliyorlardı nedeni ise 'anlaşamadık'tı. Ama gerçek böyle değildi işte. Gerçek acıydı. Ömer sevdiğini bırakmazdı ki. Bırakmak zorunda kalmıştı. Rabia ise abisi mutlu olsun diye Cennet'i istiyordu. Belki mutlu ederdi abisini. Belki abisi yenide sevebilirdi.

MUTLULUK SADECE SENDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin