Herkesin kahvesini verdim sıra Ömer'e geldi ona da kahvesini uzattım bu sefer bana bakıyordu ama gözlerinde sadece nefret vardı. Evet Ömer bana nefretle bakıyordu
.........................
Ben ise onun tersine içten bir şekilde güldüm. Belki de onu üzecek bir şey yapmışımdır sebepsiz yere neden nefret etsin ki benden. Gözlerindeki nefret şaşkınlığa dönüştü. Bir müddet bana şaşkın şaşkın baktı sonra da kafasını çevirdi. Bende kahveleri verip salondan çıktım ve mutfağa girdim. Peşimden de Miraç 'Cennet' diye bağırarak girdi. Koşarak yanıma geldi dizimin üstüne oturdum ve sarıldık.
"Bu çocuğun Cennet sevgisi bitmiyor ki" diye dalga geçti Rabia. Mutfak kapısından Miraç'ın annesi girdi.
"Oğlum ne işin var burada rahat bırak ablayı"
"Banane anne özyedim Cennet'i"
"Evde de böyle Cennet deyip duruyor kafayı seninle bozmuş" deyince güldüm sonra da konuştum
"Ömer'in yengesisiniz herhalde adınız neydi?"
"Adım Aslı" gülümsedim
"Memnun oldum" genç bir bayandı benden en fazla 5yaş büyüktü
"Bende memnun oldum" dedi sonra da Miraç'a döndü "oğlum hadi biz içeri gidelim ablaların işi vardır burada"
"Olmaz anne Cennet'ye kaycam ben"
"Zararı yok kalsın burada"
"Tamam o zaman yapacak bir şey var mı"
"Hayır bir şey yok"
"Peki" deyip gülümsedi ve mutfaktan çıktı.
"Nasıysın Cennet"
"İyiyim yakışıklı sen nasılsın"
"Ben de iyiyim" kuzenim(teyzemin kızı) Miraç'ın yanına çömelip konuştu
"Ay sen ne tatlısın tipe bak yerim ya" deyip yanağından uzunca öptü
"Tatlı oyduğumu heykes söyley" deyip saçlarını geri attı biz de gülmeye başladık sonra devam etti "yaynız öyle habeysiz öpmüyoyuz ilk önce iznim oyacak" sonra bana baktı "ama sen hayiç Cennetciğim" deyip gülümsedi. Ben de Miraç'ın diğer yanına çömelip öptüm. Sonra o beni öptü ve gülüştük. Arkamı döndüğümde kapıda dikilmiş bizi izleyen Ömer'i gördüm. Benim ayağa kalkmamla eş zamanlı o da içeri girdi.
"Su verir misin" rica mı etmişti o. Benim tanıdığım Ömer direk 'ver' derdi ne oluyor bu adama
"Tabi"deyip bardağa su doldurdum ve Ömer'e uzattım. Rabia ve kuzenim ortada görünmüyordu ne ara gitmişlerdi anlamadım ama sanırım amaçları bizi başbaşa bırakmaktı.
"Cennet sen amcamya evyencen mi" Ömer'e baktım yavaş bir şekilde suyunu içiyordu
"Öyle olacak herhalde" dedim çünkü hiçbir şey belli değildi. Ömer bana soğuk davranıyordu sanki her an beni bırakacakmış gibi.
"Cennet hani ben büyüyünce evyencektik ne aya sattın beni amca sana da aşk oysun Cennet'te gözün vaymış" ben daha fazla dayanamadım gülmeye başladım ve fark ettim ki Ömer de gülüyordu. Yine onun gülüşüne daldım bir insan gülerken bu kadar mı karizmatik olabilirdi.
Miraç bize sinirlenip tam mutfaktan çıkacağı sırada teyzemin küçük kızı içeri girdi ve benim Ömer'e baktığım gibi Miraç ta ona hayranlıkla bakmaya başladı:) tabi hemen tanışma faslına geçtiler. Miraç büyüdüğünde çapkın bir erkek olacak ve amcası gibi yakışıklı bir erkek:)
Miraçlar mutfaktan çıkınca Ömer'le başbaşa kalmıştık. Ben ona bakıyordum o ise bardakta kalan suyunu içiyordu. Su bitince arkasını döndü gideceği sırada önünü kestim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUK SADECE SENDE
RomanceÇok sevmişti adam. Tüm kadınların cenaze namazını kılacak kadar çok. Mutluydu aslında. Hayalleri vardı. Sevdiği kadınla 2 ömür birlikte olmak gibi. Ama hayat acımasızdı. Ayırdı sevdiğinden Ömer'i. Bambaşka bir senaryo yazdı yakışıklı adama... Narin...
