Elime aldığım kupamı çay ocağında doldurup balkona çıktım. Hava sıcaktı bugün, öyle ki araba kliması bile işe yaramadı. Ama severim yaz ayını; sokakta oynayan çocuk sesleri, kuş cıvıltıları ve en sevdiğim şey olan çiçekler...
Ben size anlatmadım dimi. Geçen gün çiçekleri sevdiğimi öğrendi Ömer. Evet bunca zamandan sonra yeni öğrendi ve bana iki çeşit çiçek almış:) şaşırmadım çünkü en son ki olaydan sonra bana iyi davranmaya başladı. Son olay derken kolumu morartmıştı ya ondan bahsediyorum. Ama ne kadar da iyi olsa bana olan mesafesini fark edebiliyorum bunun nedenini de bir türlü anlayamıyorum.
İsmimin seslenilmesiyle arkamı döndüm. Meslektaşlarımdan birisi sesleniyordu.
"Cennet bir saattir sana sesleniyorum nereye daldın öyle"
"Hiç duymamışım, öğrencileri izliyordum"
"Kesin öyledir" dedi inanmadığını belli eden yüz ifadesiyle
"Ee tatilin nasıl geçti gezebildin mi" dedim konuyu değiştirmek istercesine
"Evde durmadım diyebilirim. Senin düğününe de bu yüzden gelemedim çok istemiştim oysa ki"
"Sorun değil bir gün evime gelirsin oturmaya "
"Olur tabi gelirim " gülümsedim onun bu haline kendisi bekardı ve evlenmeyi düşünmediğini söylüyordu nedenini söylediğimde konuyu başka yerlere çekiyordu ben de anlamıştım kötü şeyler yaşadığını. Önceden hep evlenmesi konusunda sözler söylüyordum ama şuan ona katılıyorum KEŞKE BEN DE EVLENMESEYDİM.
Fazla sıcak olduğu için çok durmadık terasta içeri geçip çay içmeye devam ettim derse kadar bitirsem iyi olacak
Ders zilinin çalmasıyla sınıflara girdik. Son saatti sonra çıkış yapılacaktı. Son saat de Arapça dersi olması hem beni hem öğrencileri yoruyordu bu yüzden fazla sıkmadan ders anlatmayı düşünüyorum ama ilk önce ödevleri kontrol etmeliyim.
"Arkadaşlar verdiğim ödevleri yaptınız mı?" diye sorduğumda herkes birbirine bakmaya başladı ve aynı anda sesler yankılandı sınıfta
"Ödev mi vardı"
"Hayır yoktu ben hatırlamıyorum"
"Vardı son çekimleri yazacaktık"
"Ya sussana hep senin yüzünden eksi alıyoruz, hatırlatma" sanırım araya girsem iyi olacak
"Arkadaşlar sessiz olur musunuz? Ben verdiğim ödevi gayet iyi hatırlıyorum yapanları görebilir miyim" dediğimde koca sınıftan 3kişi parmak kaldırdı. Bunlara artı koyup başladım konuşmaya. Her öğretmen öyle değil midir. Sınıfa girince ilk yarım saat öğrencilere nasihat eder sonra başlar ders anlatmaya sinirli olduğundan sınıftan çıt çıkmaz hoca da sınıfa pek pas vermez. Bu kural asırlardır vardır tabikide ben böyle yapmıyorum Arapça gibi bir dersi sıkıcı anlatırsam dinleyenleri de kaybedebilirim
"Arkadaşlar size verdiğim ödevler anlattıklarım pekişsin içindir. Benim anlattıklarımla kalırsanız anladıklarınız da zihninizden uçup gider bunları tekrarlamanız gerekiyor. Farkındaysanız her girdiğim derse tekrar yapınla başlıyorum. Ben bu kadar söylediğim halde sınıfta tekrar yapan var mıdır bilmiyorum moralim bozulmasın diye de sormayacağım ve derse geçiyorum" dedim atarlı bir ifadeyle
Konumuz salim fiillerdi. En kolay haliyle anlatmaya çalışıyordum 'anladınız mı' diye sorunca da boş bakışların altında eziliyordum:)
Ama hiç bıkmadan bir kere daha anlatmaya başladım. Bu sefer anlamış gibi gözüküyorlardı. Birkaç kişiyi tahtaya çıkarıp alıştıma yaptırdım her derste olduğu gibi. Sonra da yeni ödevlerini verip kitaplarımı topladım ve çıktım sınıftan. Yorucu bir günün daha sonuna gelmiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUK SADECE SENDE
RomantizmÇok sevmişti adam. Tüm kadınların cenaze namazını kılacak kadar çok. Mutluydu aslında. Hayalleri vardı. Sevdiği kadınla 2 ömür birlikte olmak gibi. Ama hayat acımasızdı. Ayırdı sevdiğinden Ömer'i. Bambaşka bir senaryo yazdı yakışıklı adama... Narin...