| 6 |

35 16 11
                                    

| Miley Ray Cyrus |

"Zaman çok çabuk geçiyor baba. Bak sen gideli 10 yıl oldu. Hala dün ölmüşsün gibi hissediyorum. Hala içimden ; bir an odamın kapısından içeriye girip, saçlarımı okşayacakmışsın gibi geliyor. Keşke baba. Keşke yanıma gelsen. Keşke bütün bu olanları yaşamamış gibi olsak. Keşke annem yine erkenden kalkıp kahvaltıyı hazırlayıp bizi öperek uyandırsa. Özlüyorum baba. Eski günlerimizi özlüyorum ama daha çok seni. Annemin senden gurur duyup, senin onu nasıl kötü adamların elinden kurtardığını anlatsa. Bahçede kardeşlerimle beraber bizi oynatsan. 

Keşke baba...Keşke.." 

***

"Bebeğim bak, her ne kadar sana saçma gelse de bu gerçek. Kendine dikkat etmelisin. Şimdi sana akıl veriyorum diye sakın bana kızma. Biliyorsun, seni her şeyden daha çok seviyorum. Kılına dahi zarar gelmesine izin veremem." Jayson, bir kızı nasıl mutlu etmesi gerektiğini biliyordu. Ya da sadece beni nasıl mutlu etmesi gerektiğini biliyordu. Ona evimize olan baskını anlatmıştım. 

"Merak etme Jayson. Ben kendime dikkat ederim. Sen de et." deyip, güldüm. Jayson'la diğerlerinden daha önce tanışıyordum. O beni çok iyi tanıyordu. Ne zaman regl olduğumu bile bilirdi. 

"Ben daha da dikkat ederim tamam mı?" deyip, trip atarak konuştuğunda güldüm. 

"Pekala, benim gitmem gerek. Okula geç kalacağım." deyip, saatime baktım. Avril, arabaya binmiş beni bekliyordu. 

"Hey bir dakika! Sen ne zamandan beri okula geç kalıp kalmayacağını önemser oldun?!" şaşırdığı sesinden belliydi. Uzatacağına emin olduğum için ; 

"Görüşürüz bebeğim." deyip, telefonu onu cevap vermeden kapattım. Buna çok kızacaktı. 

"Kiminle konuşuyordun?" Avril konuştuğunda suratının asık olduğunu gördüm.

"Sen beni bırak da, bu suratının hali ne onu söyle bakalım?" dedim, kafamı aşağıya eğip ona bakarken. Araban hışımla çıktı. 

"Az önce Cameron denen gerizekalı çocuğun kız arkadaşı geldi ve... Ah herneyse!" çok sinirlenmişti. Bunu hızla konuşmasından ve bağırmasından anlamıştım. İyide ne oldu ki? Gelmişse gelmiş gelemez mi? 

"Peki bundan sanane? Avril, sen şunu bana açıkça anlatsana. Neden seni bu kadar gerdi bu kız?" cevabını merakla bekledim.

"Bak Miley. Kız Cameron'un odasından çıktı. O da yetmezmiş gibi sanki bana nispet yaparmış gibi omzuma vurdu. Tam onun ağzının payını verecekken Cameron geldi ve 'Hadi gel tatlım' gibi yapmacık kelimeler kullandı. Hala midem bulanıyor." elini karnına götürüp, kusuyormuş gibi yaptı. 

"Aynı okuldaysak sorun yok." dedim. Kaşlarını çattı.

"Bununla ne alakası var?" 

"Tatlım, okulda bir köşe de sıkıştırırsın işte." deyince sırıtmaya başladı. Kafamı Patrick'in yapması gibi iki yana salladım. Bu 'ah şu gençler' kafa sallayışıydı. 

***

"Sahi Emily nerede?" derken arabadan indim. Avril'da arabadan inip, kapıları kilitledi. 

"Onlar evden erkenden çıkmış. Patrick'e sorduğumda ise okula gittiklerini söyledi. Muhtemelen buradadırlar." beraber okula doğru ilerledik. İlk dersimiz neydi sahi? 

EDEBİYAT! AMAN TANRIM! 

Avril'la beraber edebiyat sınıfına doğru ilerledik. Etrafta ki insanlar sürekli bize bakıyordu. Bu beni oldukça sinirlendirmişti. 

Darkness || JileyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin