Tam çarpacaktım ki karşımdakininde frene basmasıyla zor kurtulmuştum. Hemen arabadan indim. Oda indi. Bir dakika bu o çocuk. Barda Dominic'in 'neler oluyor Justin?' Diye sorduğu çocuk ve tabi Jeremy'nin oğlu.
Justin:-"Tanrı aşkına ne yapıyorsun sen? Önüne baksana." Sakince söylemesi iyi olmuştu. Çünkü kavga etsek beni yere serebilecek kaslara sahipti.
Ben:-"özür dilerim, sen iyi misin?" Ona doğru yaklaştım. Beni baştan aşağıya süzdü.
Justin:-"ben iyiyim. Peki sen?" Yaşı küçük göstermesine rağmen olgun birine benziyordu.
Ben:-"bende iyiyim. Tekrar özür dilerim." Deyip, arabama ilerledim.
Justin:-"dikkat etsen iyi olur." Deyip, göz kırpmasıyla ilk defa utandığımı hissetmiştim. Evet evet kesinlikle utandım. Hemen arabama binip, ters dönüş yaptım. Çıkan duman onu aynadan görmemi engelliyordu. Önümdeki arabaları es geçip son sürat devam ettim.
-
Eve geri döndüğümde Jeremy denen adam onun oğlu Justin ve arkadaşları gelmişti. İlk utansam da belli etmemiştim. Jeremy'le anlaşmıştık. David için ortak çalışacaktık. Hepimiz tanışmıştık ve Patric erkeklerin artık bizim evde kalmasını söylemişti. Şimdi ise, Vanessa, Chris'le birlikte santranç oynuyordu. Justin koltuğa uzanmış telefonuyla oynuyordu. Cameron, Jacop ve Emily ise bir şeyler konuşuyordu. Selena ve Robbie yukarıda olduğuna göre, Avril nerede? Justin'nin ayağından dürttüm.Ben:-"Avril nerde?" Boş boş bakıp, bahçe kapısını işaret etti. Kaba şey seni! Bahçeye gittim. Yerde oturuyordu. Yanına oturdum.
Ben:-"iyimisin?" Elimi omzuna koydum. Bana baktı.
Avril:-"hiç hissetmediğim bir şey hissettim desem?"
Ben:-"aslında bende bugün utandığımı hissettim." Elimi tuttu.
Avril:-" ne!? Ciddi misin?!" Ayağa kalktı. Deli gibi gülmeye başladı.
Avril:-"Tanrı aşkına Cyrus utanmaya başlamış!" Tam havuzun yanına gittiğinde aklıma gelen fikirle bağırdım.
Ben:-"kıçını kolla Lavinge!" Ardından onu suya ittim. O suda çırpınırken, İçerideki herkesin geldiğini fark ettim. Umursamayıp deli gibi gülmeye başladım. Benle beraber Emily'de gülmeye başladı.
Ben:-"Tanrım Avril, seni seviyorum!" Kafasını sudan çıkardı.
Avril:-"seni mahvedeceğim Miley, buraya gel!" Sudan çıkıp beni kovalamaya başladı. Havuzun etrafında deli gibi koşuyorduk.
Nihayet Avril yorulduğunda beni kovalamayı bırakmıştı. Arka taraftan dolaşıp odama gittim. Üzerimdekileri kirli sepetine attım. Ardından kendimi duşa attım. Hergün duş yapmadan yatamazdım.
-Kırılma sesiyle yataktan kalktım. Hiç bir şekilde umursamayıp, banyoya gidip yüzümü yıkadım. Hava yağmurlu olduğu için üzerime bordo bir gömlek ve altıma siyah dar bir pantolon giydim. Saçımı tarayıp açık bıraktım. Saat 8:00 pm. Di. Hayret nasıl bu kadar erken kalktım ben? Telefonumu alıp aşağıya indim. Herkes okulun yerini biliyordu bu yüzden hiç bir şey demeden evden çıktım. Bu sefer değişiklik yaparak Mazaratti markalı siyah arabamı istedim. 2 dakika sonra geldiğinde bindim ve tam gaz okula sürdüm.
-Avril:-"Tanrı aşkına Mazaratti'yi alıp nasıl bu paçoz okula gelirsin ki!" Lanet olsun bir daha bu arabaya binmeyeceğim. Tanrı belanı versin Avril!
Ben:-"Onlar benim arabam ve sen buna karışmazsın küçük hanım."
Cameron, Chris, Justin, Jaycop ve bizim kızlar, kantinde aynı masada oturuyorduk. Şimdiden anlaştığımız iyi olmuştu. Yalnız ilerde oturan Miuca denilen kız şuan bana öldürücü bakışlar atıyor. Keşke Avril'ı durdurmasaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness || Jiley
Fanfiction"Kaybedecek hiçbir şeyin olmadığı sürece kaybetmiş sayılmazsın." Not : öncelikle bu kitabı forever_jileyforever hesabımdan yayınlıyordum. fakat şifremi unuttum. bu yüzden devam edemiyordum. ama bu hesaptan yayınlamaya başlayacağım. güzelce düzeltip...