"Miley, uyan! Kahvaltı yapacağız!"
Başımda bağıran Emily yüzünden uyandım. Gözlerimi kırpıştırıp ayağa kalktım.
Ben:-"tamam, siz başlayın." Banyoya
gidip, yüzümü yıkadım. Ardından dolaptan siyah bir pantolon ve beyaz V yaka tişört çıkartıp giydim. Tişörtten siyah sütyenim hafiften belli oluyordu. Yanıma telefonumla deri ceketimi alıp aşağıya indim.Emily:-"hadi otur bebeğim." Emily'nin dünden sonra iyi olması beni mutlu etmişti. Gülümseyip masaya oturdum. Avril hariç herkes burdaydı.
Ben:-"Avril nerde?"
Vanessa:-"dün gece hiç uyumadım. O da hiç gelmedi." Anlaşılan kızmıştı. Ama yapacak bir şeyim yoktu. Herkesin ortasında güç kullanıp bizi tehlikeye atabilirdi. Hiç kimse bizim pis işlerle uğraştığımızı bilmemeliydi.
Patric:-"dün olanları öğrendiğimden beri arıyorum. Fakat açmıyor." Anlık sinirle ayağa kalkıp ellerimi masaya vurdum. Emily korkmuştu.
Ben:-"ne sanıyor bu kendini!"
Patric:-"öfkeni kontrol et Cyrus." Deyip, kaşlarını çattı. Vanessa'ya bakıp, yerime oturdum. Derin bir nefes alıp kahvaltımı etmeye başladım.
'Umrumda değilsin Lavinge.'
-
Kahvaltı ettikten sonra dışarı çıkıp korumalardan herzaman ki arabamı getirmelerini söylemiştim. Her ne kadar zengin olsamda bunu belli etmek istemiyordum. Çünkü param kirliydi. Telefonumu çıkarıp Avril'ı tuşladım. Araba önümde durduğunda hemen bindim.Avril:-"evet." Sesini duyduğumda sevindim.
Ben:-"nerdesin sen?" Ama belli etmemiştim.
Avril:-"Cyrus, umrumda değilsin havalarına girme. Bahse girerim kahvaltı da sinirlendin ve Patric 'öfkene hakim ol Cyrus.' Deyip seni uyardı."
Ben:-"beni çok iyi tanıyorsun." Güldü.
Avril:-"5 yılımız birlikte geçti. Bırakta tanıyayım."
Ben:-"dün ne oldu?" Anlatacağına emindim.
Avril:-"Miuca denen sürtük, en önce bilerek koluma çarptı. Hiç bir şey yapmadım. Daha sonra bir adama Emily'e bulaşması için para vermiş."
Ben:-"bütün gece o kızı mı araştırdın. Adını öğrendiğine göre." Direksiyonu sağa kırdım.
Avril:-"Miley, Emily benim hassas noktam bunu çok iyi biliyorsun. Ve evet o kızı araştırdım. Babasından kalan bir şirket var. Zengin sayılır. 1 tane erkek kardeşi var. Almanya da yaşıyor. 8 yaşında ve itiraf etmeliyim ki çok çirkin." Deyip, güldü.
Ben:-"bak, sorun çıkmasını istemiyorum Avril. Ne yapmak istiyorsan bunu sona sakla."
Avril:-"ben ne yapacağımı gayet iyi biliyorum Cyrus."
Ben:-"kardeşlerimi görmeye gidiyorum bana şans dile."
Avril:-"seni seviyorum."
Ben:-"bende." Deyip, telefonu kapattım.
Nihayet lüks ve büyük yalının önüne geldiğimde arabayı kenara çektim. Anahtarı çıkarmadan arabadan indim. Yavaş adımlarla eve gidip kapıya vurdum. Üçüncü çalışta açılmıştı. Karşımda eski dadımı görmemle gülümsedim. Hemen boynuma sarıldı.
Dadı:-"Tanrım meleğim, ne kadar çok büyümüşsün!" Yaşlanmış olmasına rağmen hala tatlıydı.
Ben:-"hala burda çalışıyorsun. Neden bizimle gelmemeştin ki?" Gözleri yaşardı.
Ben:-"Shh, tamam ağlama." Deyip, sarıldım.
Selena:-"dadı kim geldi?" Bu Selenaydı. Oldukça büyümüştü. Beni görünce yüzünü büyük bir gülümseme kapladı. Hemen gelip boynuma sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness || Jiley
Fanfiction"Kaybedecek hiçbir şeyin olmadığı sürece kaybetmiş sayılmazsın." Not : öncelikle bu kitabı forever_jileyforever hesabımdan yayınlıyordum. fakat şifremi unuttum. bu yüzden devam edemiyordum. ama bu hesaptan yayınlamaya başlayacağım. güzelce düzeltip...