ATİS

TALLEN

Etraf karanlık ve sis doluydu. Tom yanındaki adamlara seslendi:

- Önden gidin ve kontrol edin!

3 asker atlarıyla önden gitmeye başladı. Tom ve yanında 100 kadar adam orada beklemeye başladılar. Bu taraflar Kuzey'in derin ormanlarıydı. Uzun kalın gövdeli ağaçların ortasından itibaren başlayan dallarla beraber yukarıya doğru koyu yeşil dev ağaçlar. Sis çok yoğundu. Gruptan 3 adım uzaklaşsan kimseyi görememeye başlıyorsunuz. Birkaç saat sonra gözetleyiciler geri döndü. İçlerinde kel ve iri olan:

- Efendim, önümüzdeki yol temiz gözüküyor. Tallen kalesine bu yoldan varabiliriz. Ama içimde tedirgin eden bir şeyler var.

Tom yanındaki adamlarına baktı:

- Sakin ol Roch, böyle bir yerde tedirgin olmayanlar sadece aptallardır.

Tom'un hareket etmesiyle grup tekrar hareketlenmeye başladı. 1 günlük yol kalmıştı Tallen kalesine.

Tallen kalesi, Kuzey'in en gözde en büyük kalesiydi. Tallen hanesine bağlıydı. 2000 yıldır bu kale hiçbir başka hane tarafından feth edilememişti. Ayrıca sadece hane olarak kalmamış gelen bu üstünlükle Tallen Krallığını kurmuşlardı. Görülen son ejderhayı bu hanenin kralının öldürdüğü söylenir. Kendi içine kapalı bir krallıktır. Çok güçlüdür ama kendilerine karşı bir hareket yapılmadıkça kimseye müdahale etmezler.

Roch bağırdı:

- Kale göründü! şu ihtişama bakın!

Karların içinde, kar rengi beyazlığı ile yapılmış taşların oluşturduğu büyük ve sağlam bir kale. En tepesinde de hanedanlığın simgesini gösteren bir bayrak. Büyük kalın gövdeli yaprakları dökülmüş beyaz bir ağaç.

Kapı nöbetçisi bağırdı:

- Kapıları açın!

5 metre büyüklüğünde 1 metre kalınlığındaki çelikten yapılmış dev kapılar açılmaya başlandı. Tom yanındaki adama:

- Bu kapılar insan saldırıları için yapılmadı. Bundan binlerce yıl öncesindeki daha büyük ve güçlü düşmanlar için yapıldı. Bir isme sahip olan tek kapı. "Geçilmez"

Kapıdan ilk girildiği anda son görünen ejderhayı öldüren kralın, ejderhayı öldürdüğü kılıcı ile heykeli duruyordu. Girişte Kralın sağ kolu Joiin onları karşılıyordu. Tom'un geldiğini görerek onun önünde selam verdi ve:

- Kralım sizi bekliyor.

Tom şaşırmış şekilde:

- Kralın geleceğimden haberi yoktu.

- Haber vermenize gerek yok. "dedi kibirli bir gülüş ile" Her yer de gözümüz kulağımız vardır. Siz daha adım attığınız da haberiniz bize ulaştı.

- Tamam, o zaman kral ile görüşelim.

- Beni takip edin.

Kral'ın salonu kalenin yukarısındaydı ama nedense Joinn onları aşağıya indiriyordu. 2 kat aşağıya indikten sonra Kral son ölen ejderhanın kafatasının yanında bulunuyordu. Tom'un geldiğini duyarak:

- Yaklaş Tom, aramızda sır olarak saklanması, çok önemli olan bir konu var.

- Buyrun majesteleri, bana güvenebilirsiniz.

- Sen her zaman krallığa sadık kaldın Tom. Her zaman sana güvenmişimdir bu yüzden en önemli görevleri hep sana verdim. Ama bu sefer ki görev çok farklı ve tehlikesi bütün diyarın yok olması.

- Bu kadar tehlikeli ne olabilir ki?

- Şimdi sana vereceğim görevi ve sırrı senden ve benden başka kimse bilmeyecek. Aksi takdir de vatan haini ilan edilirsin ve görüldüğün yerde öldürülmeni emrederim.