Gizyarto mağarada dış dünyadan kendini soyutlamış herkese nefret duyarak kalıyordu. İki kere krallıklardan adamların gelmesi onu düşündürmüştü. "Troslular ortaya çıktı mı?" Bunları düşünürken karnının acıktığını ve avlanması gerektiğini fark etti. Mağaradan ayrılarak orman içinde av aramaya başladı.
Birkaç tane geyik avladıktan sonra mağaraya da 3 tane ölü geyik getirerek bıraktı. Tam bu sırada mağaradan bir ses duydu:
- Hoş geldin, Yüce Gizyarto! Seni bekliyorduk.
- Bütün krallığa buraya bir daha gelmemeleri konusunda uyarmıştım. Galiba sen uyarımı ciddiye almamışsın.
- Biz krallıklardan değiliz.
Diyerek Troslu öne çıktı. Ejderha onu gördüğü an öfkeyle hemen kendini saldırıya hazırladı. Tam bu sırada Troslu:
- Sakin ol Gizyarto. Buraya sana zarar vermek için gelmedik. Efendimiz seni yanında istiyor. Sana ve halkına yapılanları unutmadığını ve istiyorsan bizimle beraber bütün diyardan intikam alabilme fırsatı veriyor sana.
- Peki karşılığında savaş bitip diyar alınınca ne olacak?
- Sana istediğin yerde istediğin kadar yaşama ve beslenme vereceğiz. Bizim krallığımızda özgür ve hür olacaksın.
- Önce şunu bi düzeltelim Troslu! Ben her zaman özgür ve hürüm!
Troslu gülümseyerek:
- O zaman neden mağarada saklanıyorsun? Ya da neden gözüktüğün anda insanlar seni kontrole geldiler. Bize katıl! Atalarına yapılanların intikamını al. Yoksa diyar ile beraber sende yok olursun.
Gizyarto, Trosluya doğru başını eğerek:
- Beni yok etmeye hiçbirinizin gücü yetmez. Ben katılmak istersem savaşa katılırım. Atalarımın intikamını almak istersem alırım! Şimdi buradan defol! O leş kokunuz mağarama sinmeden.
Troslu sinirlenerek:
- Umarım doğru seçimi yaparsın Ejderha!
Ardından mağarayı terk ederek ayrıldı. Gizyarto kendi kendine "Sözde bu mağarada huzurlu ve kendi halimde yaşayacaktım." Diyerek ölü geyikleri mağaranın köşesine bıraktı ve tok karın ile uyumaya başladı.
Akşam karanlığında mağara başında yine biri duruyordu. Ama bu sefer duran sima tanıdıktı. Karanlıktaki simadan:
- Duydum ki, Güneyden sıkılıp Kuzeye gelmişsin. Ama pek de mutlu olmamışsın.
Ses de tanıdık gelince Gizyarto:
- Çık ortaya, kendini göster!
Elindeki asa ile ışık oluşturan büyücü ejderhaya yaklaştı. Gizyarto eski bir dostunu karşısında gördüğü için mutluydu:
- Hoş geldin eski dostum Ghilla. Buraya geldiğimden beri ilkkez mağaraya birinin gelişi beni sevindirdi.
- Hoş bulduk eski dostum. Lakin kuzeyde bu dağ da ne işin var?
- Güney de insanlar yerimi bulmuş ve bazıları görmüştü. Dolayısıyla durmadan rahatsız etmeye başladılar. Kahraman olmak isteyenler, tanışmak isteyenler durmadan gelmeye başladı. Bende sonunda oradan ayrıldım.
- Dostum, seni burada da ne yazık ki rahat bırakmazlar. Zamanında söylediğimiz gibi keşke bizim adamıza gelseydin.
- Orası da rahat olmazdı. 12 baş büyücü durmadan sorular sormak isterdi. Benim için diyarda yer yok. Lakin diyarın da pek vakti yok.
- Ne biliyorsun?
- Gündüz vakti avdan döndüğüm de mağarada Troslular ile karşılaştım. Beni onların yanında savaşa girmek için çağırdılar. Atalarının intikamını al dediler.
- Sen ne dedin peki? Dedi Ghilla korkarak.
- Tabii ki Kabul etmedim dostum. İnsanlardan nefret ediyorum. Ama onlar gibi aptal değilim.
Ghilla buna sevinmişti. Troslular zaten çok güçlüydü üstelik bir de yanlarına Ejderhayı alsalardı diyarın hiç şansı olmazdı. Ghilla:
- Peki insanlara yardım edecek misin?
- Onlarada yardım etmeyeceğim Ghilla. Savaşa karışmayacağım. İnsanlar onlara karşı saldırmadığım için zaten teşekkür borçlular.
- Doğru dostum. Ama unutma diyar bu yaratıklara kaybederse senin için gelecekler. Ankour kendisinden başka kimsenin güçlü olmasını kabul etmeyecektir.
- Ankour mu? Başlarında o mu var? O ölmüştü.
- Öldüğüne inanmamızı sağlamış. Karanlıkta saklanmış yıllarca ordusunu ve gücünü toparlamış. Eskisinden de güçlü olarak ortaya çıkacak ve buna hazır olmalıyız.
- Savaşa katılmayacağım Ghilla. Yalnızsınız.
- Pekala.
Ghilla başını öne eğerek:
- Hoş çakal dostum.
Diyerek mağaradan ayrıldı. Gizyarto, Tekraruyumaya başladı. Lakin mağaranın etrafından Troslu kokusu alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİS
Fantasy"...Kapı nöbetçisi bağırdı: - Kapıları açın! 5 metre büyüklüğünde 1 metre kalınlığındaki çelikten yapılmış dev kapılar açılmaya başlandı. Tom yanındaki adama: - Bu kapılar insan saldırıları için yapılmadı. Bundan binlerce yıl öncesindeki daha...