Siyah eski bir gemi limana yanaşıyordu. Limandaki adamlar hemen hızlıca geminin geldiği noktaya doğru toplanmaya başladılar. Limanın ucu uzundu böylece büyük gemi de rahatlıkla limana yanaşabiliyordu. Daha sonra iskeleden yürüyerek karaya gelebiliyorlardı. Gemiden ilk önce kaptan indi:
- Bu sefer pek bir ganimet bulamadık. Deniz resmen ölmüş durumda. Hiç balık yok.
Herkesin bir anda yüzü düşmüştü. Aralarından biri:
- Peki bunu krala kim söyleyecek?
- Ben söylerim.
Dedi kaptan. İskele üzerinden karaya doğru yürümeye başladı. İskelenin ucunda atı onu kaleye götürmek için bekliyordu.
Burası Flank Krallığıydı. Sahil krallığı olarak da biliniyordu. Krallarının adı Tron'du. Diyardaki tek kadın büyücü bu krallıkdaydı. Bu duruma başta bütün halk karşı çıkmıştı. Uğursuzluk getirdiğine inanıyorlardı. Ama binlerce yıldır büyücü bu krallığa hizmet etmişti ve ona alışmışlardı. Kral, çok sinirli ve öfkelenmesi kolay biriydi. Kısa boylu, vücudu geniş ve güçlüydü.
Krallık geçimini sudan sağlıyordu. Karınlarını su doyuruyordu. Ama birkaç yıldır sudan nerdeyse bir şey çıkmamaya başlamıştı. Krallık dışarıya borçlanmış halk fakirleşmiş ve açlık yaşamaya başlamıştı.
Kaptan, Kralın odasına girdiğinde büyücü Syndra'da oradaydı. Kralın yüzü çok düşüktü. Ayrıca elinde tuttuğu kağıtıda çok sıkı bir şekilde avucunun içinde toplamıştı. Kaptanı gördükten sonra kral:
- Denizden ne haberler var kaptan?
- Kralım, Deniz yine boş.
Kral iyice öfkelenmiş ve sinirlenmiş bir şekilde ayağa kalktı. Kaptan boynunu bükmüş bir şekilde kraldan gelecek bir şey beklerken. Kral, elini kaptanın omzuna atarak:
- Üzülme Garg. Senin suçun değil. Sebebini biraz önce Syndra ile öğrendim. Karanlığı bilir misin kaptan?
- Evet Kralım, bilirim.
- Hayır Garg. Sana odanın karanlığını dışarının karanlığını sormuyorum. Hayır. Gerçek Karanlık.
- Anlamadım Kralım.
Kaptan camdan dışarıya bakarak:
- Zamanımızın en büyük savaşı geliyor Garg. Hiç Tros diye bir ırk duydun mu? Ya da Troslular?
- Gemi de uzun süren seferlerde boş vaktim çok olurdu. Bu yüzden okuduğum bazı kitaplarda bu ismi duydum. Lakin onların binlerce yıl önceye dayanan efsaneler diye biliyorum.
- Onlar efsane değil. Onlar karanlığın ta kendisi. Onlar görüp görebileceğin en kötü şey. Ve kralları. Ankour. İşte o bu diyarın en kötüsü.
Büyücü Kralın bu anlatımına biraz şaşırarak:
- Kralım sanki onunla tanışmış gibi anlatıyorsunuz. Onları görmüş gibi.
- Evet Syndra. Onları gördüm. Lakin onlar beni fark edemedi. Çok küçüktüm. Babam ile Tallen krallığına ziyarete gidiyorduk. Gflin Ormanında kamp verdik. Kaleye bir günlük belki daha az yolumuz kalmıştı. Çocuklar ile saklanbaç oynuyordum. Kazanan olmayı hep sevmişimdir. Bilirsi eğer saklandığında ebe seni bulamaz ve teslim olursa kazanırsın. Bende en uzağa ve en karanlığa saklandım. Kimse bu kadar uzağı tahmin edemezdi. Ağacın tekinin tepesinde bekliyordum. Bazı sesler duydum, bizimkilerin geldiğini düşünüp iyice saklandım. Ama farklı bir ses tonu ve konuşmalar vardı. Hafifce uzanıp baktım. O an korkudan taş kesilmiştim. İlkkez gördüğüm bazı yaratıklar ve başlarında bize benzeyen ama çok daha uzun boylu ve baktıkça içime korku salan biri vardı. Yanındakiler ona Efendim diyorlardı. Ayrıca kampa saldırcaz mı diye sordular. O da şimdi değil daha çok vakit var, dedi. Ardından kayboldular. Ama ben güneş çıkana kadar ayrılmadım oradan. Sabah babamın adamları beni arıyordu. Babama anlattım ama okuduğun kitaplardan hayal üretmişsindir. Ayrıca orman tehlikeli bird aha öyle uzaklaşmak yok dedi.
Kralın bu anlatımından sonra Syndra:
- Demek çok daha önceden hazırlanmaya başlamışlardı.
- Ben halen anlamadım?
Dedi Kaptan. Kral kaptana dönerek:
- "Daha çok vakit var"daki son vakitteyiz. Hazırlanmışlar. O kitaplarda okuduğun düşman yakında tüm gücü ile Tallen'a saldıracakmış. Tallen'ı desteklemeliyiz. Yoksa Tallen düşerse kaybederiz.
- Ama lordum, Biz denizciyiz. Savaşta da denizde savaşırız. Karada pek etkili değiliz.
- O zaman bir savaş planı yapmalıyız. Bütün Krallara haber yollayın. Burada toplanmak istediğimi ve önemli mesele olduğunu söyleyin.
Kralın habercisi hemen odadan ayrılarak işleri halletmeye gitti. Kaptan da odadan ayrılarak orduyu toparlamaya ve gemilere bakıp yaptırmaya çıktı. Syndra:
- Verdiğin kararlara dikkat etmelisin. Kime güvendiğine, kime yardım edeceğine? Bu savaş bütün krallığını yok edebilir.
Kral kendinden emin bir şekilde tahtına oturarak:
- Bu savaş bizim sonumuz olmayacak.
****************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATİS
Fantasy"...Kapı nöbetçisi bağırdı: - Kapıları açın! 5 metre büyüklüğünde 1 metre kalınlığındaki çelikten yapılmış dev kapılar açılmaya başlandı. Tom yanındaki adama: - Bu kapılar insan saldırıları için yapılmadı. Bundan binlerce yıl öncesindeki daha...