Kaçış

213 10 0
                                    


Medyadaki RİLEY

Amy' nin revirden artık çıkabikecegini söylemişti hemşire. Hemşireden rapor almayı başarmış ve Amy'ı yurda götürmek için hazırlanmaya başlamıştı Riley.

Sınıftan çanta ve ceketlerini aldıktan sonra okulun çıkışına doğru hareketlendiler. Amy ne kadar Riley'ye iyi olduğunu ispatlamaya çalışsa da Riley umursamıyor ve yoluna devam ediyordu. İlk konuşmaya başlayan her zamanki gibi Amy olmuştu.

"Riley!Çantamı kendim taşıyabilirim!"dedi Amy. Sesini sitemli çıkarmaya çalışmıştı. Ama sadece... çalışmıştı.

"Hayır Amy! Revirden daha yeni çıktın!" dedi Riley. Sesindeki öfke düzeyi iyice artmıştı. Ama Amy'e istese de kızamıyordu.

"Ama iyi olduğumu sana söyledim! Birşeyim yok." Amy'nın sesindeki bıkkınlık ön plana çıkmıştı. Ne yapsa da Riley'i kararından döndüremeyecegini biliyordu. Ama denemekten asla bıkmayan tiplerdendi.

"Sana olmaz dedim! Biraz daha ısrar edersen seni de kucağımda taşırım haberi olsun!" dedi Riley. Sesi az öncekine oranla daha alaycı bir havayla çıkmasına rağmen soğuk ve ciddi sesi daha da baskındı.

"Tamam tamam"dedi Amy ellerini teslim olmuşcasına havaya kaldırırken. Sonra da yüzüne şirin bir gülümseme yerleştirip son şansını da denemek için konuşmaya başladı.

"Riley ama içindeki şeyler çok ağır gelebilir. 2 çanta birden taşıyınca belinin ağrımasını istemiyorum. Ben sadece-" diyebildi Amy

Riley ise onun konuşmasına izin vermeden lafını kesti. Çünkü o da biliyordu. Amy bitaz daha konuşmaya devam ederse "Hayır" diyebilmesi imkansız hale gelecekti.

"Tamam" dedi sakin bir ses tonuyla. Yüzüne sinsi sırıtış yerleştirdi Riley. Amy ise şaşırmıştı. Sadece şaşırmıştı... Yüzünde başka bir ifade yer almıyordu.

Gözleri yuvalarından fırlayacakmış gibi acılırken ağzından bir şaşkınlık nidası döküldü. Çünkü ilk defa Riley'in pes ettiğini görüyordu. Tabi normal olarak saşırması gerekiyordu.

"Hıh?!" diyebildi sadece Amy. Durumun ne olduğunun farkına varınca başını iki yana hızlıca salladı. Sanki düşüncelerinden kurtulmak istermişcesine silkelendi.

"Vay canına! Seni ilk defa pes ederken görüyorum! Bunu daha sık yapmalısın... E hadi ver o zaman çantamı." dedi ve elini Riley'edoğru uzattı Amy. Çantasını vermesini bekledi bir şure ama çantayı vermediğini fark edince soru soran gözlerle Riley' e bakmaya başladı.

"Ne?" dedi Riley. Sesi eski soğukluğuna geri dönmüş ve soru sorarcasına çıkan sesinin içinde çok az, küçücük bir sitem yer alıyordu. Aslında ona soracağı soruu tam olarak tahmin edebikiyordu ama yine de bilmiyormuş gibi yapmak daha hoşuna gidiyordu. Sebepsizce daha iyi geliyordu. Onunla uğraşmak ve hatta onu sinir etmek eğlenceliydi ona göre. Tabi fazla ileri gitmedikce.

"Eee çantamı verecek misin?"Amy'nin sorarcasına çıkan sesi sonlara doğru incelirken kafasındaki düşünceleri atmak için Riley'in yüzüne odaklanmaya çalıştı.

Kusursuz bembeyaz bir ten rengi üzerine gece kadar siyah saçlar eklenmişti. Ne kadar simsiyah bir renge sahip olsa da göz kamaştıran bir etkisi vardı. Parlaklığı ve canlı görünümlü simsiyah saçları, bembeyaz teniyle tezatlık oluşturuyordu. Masmavi gözleri Riley'e ayrı bir hava katarak parlıyordu. Denizi andıran masmavi gözleri bakan kişiyi adeta derinlere sürüklüyor ve başka bir yere götürüyordu. Etkileyici bur farki vardı.

"Hayır" demişti Riley Amy'nin düşüncelerini bölmesine neden olsa da umursamamıştı. Bu huyu da zaten Riley'den almıştı.

"Neden? Az önce tamam demiştin?!" dedi Amy. Sesindeki öfke açığa çıkıyordu. Ama içinde biraz da olsa üzüntü vardı ama dikkat edilmedikten sonra fark edilmesi imkansızdı. Riley'in bunu fark etmemesi ne ironi olurdu, ama o bunu çoktan fark etti. Sinirlenmeye başladığını çok iyi biliyordu ama bunu yapmayacaktı. Daha iyileşmemişti bile. Bunu bile bile onu zorlayacak hareketlerden uzak tutacak ve ona iyi bakacaktı. Tıpkı yetimhanedeki teyze gibi. Acımasız mudure'nin aksine tam bir anne şevkati gösteren yaşlı teyze olacaktı birkaç günlüğüne.

Özel Güçler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin