Medya Riley
Karanlık bir sokakta nefesi kesilinceye kadar koşmaya devam ediyordu genç kız. Soğuk bedenine işlemiyordu ya da içinde oluşan tarifsiz korku buna engel oluyordu.
Dakikalarca koşsa da yavaşlamayı reddediyordu. Aldığı her nefes boğazını yaksa bile koşmaya devam ediyordu. Arkasından koşmaya devam eden adamların ayak seslerini ve isyan edercesine isminin haykırışlarını duyabiliyordu.
Dakikalarca koşmaktan yorgun düşmüş bedeni artık isyan çığlıkları atmaya başlamıştı. Bacaklarını hissetmemeye başlamış ama koşmaktan vazgeçmemişti.
Asla pes etmemeyi de Ustasından öğrenmişti zaten. Okul yurdunda kalıyordu. Annesini ve babasını hiç tanımamıştı. İsimlerini bile bilmiyordu.
Rüyalarında görmeyi umut ediyordu ama her seferinde bu hayalinden vazgeçiyordu. "Beni terk eden bir aileyi neden sevmeliyim?" diye düşünüyordu. " Neden yaptılar bunu? Bir anne kızını nasıl bırakıp gider? Hiç mi üzülmediler?" diye düşünmekten kendini alamıyordu.
Ormana doğru ilerlerken arkasındaki adamların sesleri artık daha uzaktan gelmeye başlamıştı. Koşmaya devam ediyordu yine de.Ormanda ilerledikçe şehrin ışıklarından uzaklaşıyordu.
Adımlarını yavaşlatmaya çalıştığında yere düşmesi kaçınılmaz olmuştu. Yavaş hareketlerle bir ağaç kenarına geçip sırtını ağaca yasladı genç kız. Kalbi korkudan deli gibi atmaya devam ederken elleriyle bacaklarını ovuyor ve acısını dindirmeye çalışıyordu.
Bir süre daha ovalamaya devam ettikten sonra rahatladığını hissetmişti. Başını ağaca doğru yaslayıp rahat bir nefes vermişti dışarıya. Mavi gözleri umutla parlayan yıldızları bulduğunda hiç sıkılmadan izlemeye başladı karşısında duran eşsiz manzarayı.
Bacaklarındaki sızının geçtiğini anladığında yavaş hareketlerle ayağa kalktı ve ormanın derinliklerine yürümeye başladı. Ağacların arasından süzülen ay ışıkları yolunu aydınlatırken daha önce görmediği bu manzaranın keyfini çıkartıyordu.
Siyah saçları rüzgarla dalgalandıkça boynunu gıdıklamaya başladı. Genç kız elini cebine attı plastik bir toka çıkarıp saçlarını tepeden bir at kuyruğu yaptı ve yürümeye devam etti.
Ayakları sanki istemsiz olarak çalışıyordu. Ne zaman üzülse de buraya gelirdi genç kız. Ama oramnın bu kadar derimliklerine hiç gitmemişti.
Her zaman ormanın girişinde bir taşın üzerine oturup çizim yapmayı tercih ederdi. Sanki onu buraya çeken bir şey vardı. Gizemli bir bağ vardı bu ormanda. İlerledikçe rüzgarla birlikte uçuşan yapraklar ayrı bir hava katıyordu manzarasına.
Gece yıldızlar parlamaya devam ediyordu. Her bir adımında daha da parlıyor gibi geliyordu. Bedeni onu bir yere götürmesine izin vermişti bile genç kız. Ayakları yolu biliyor gibi gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Güçler
FantasyKorkuyordu. Ama korkusunun yersiz ve gereksiz olduğunu düşünmekten kendini alamıyordu. Etrafını rengarenk balıklar tarafından çevrilmişti. Eli ona izin almadan kalkıyordu. Zaten engellemeyi de düşünmüyordu. Önünde duran mavi balığın başına dokunmas...