Saray

155 7 0
                                    

Riley'den

Birden gözlerimi nefes nefese yatağımda açtım. Başımı tutan bir adet Austin ve bana korku dolu bakışlar atan iki adet Ashley ve Amy vardı. Benim uyandığımı fark eden Austin, ellerini başımdan ayırıp yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Ne yani...Bunların hepsi rüya mıydı?"

Gördüklerimin gerçek olduğuna adım gibi emindim. Ama ne olmuştu? Elena ve Chris. Onlar gerçekti. Bunu hissedebiliyordum. Gördüklerim cok gerçekti. Bunu biliyordum. O zaman ne olmuştu?

İçimde oluşan hisler bile bana haykırıyordu. Onlar gerçek! Bir süre korkuyla etrafa baktım. Odamdaydım. O zaman ne olmuştu ki? Aklıma gelen soruyla bakışlarımı Austin'e çevirip konuşmaya başladım.

"Elena ve Christopher kim?" dedim direk konuya girerek. Austin ise şaşkınca bana baktı. Masmavi gözlerine işleyen saşkınlık her bir zerresinde kol geziyordu.

"Onları nereden tanıyorsun?" dedi. Sesi şaşkın ve... Hayır. Sadece şaşkın çıkmıştı. Nasıl bilmesemde onlar gerçekti.

"Rüyamda gördüm. Ya da görmedim. Argh! bilemiyorum!" dedim. Sesim sonlara doğru yükselmişti. Aklım bana oyun oynuyor gibi geliyordu. Bu iş iyice sinir bozucu olmaya başlamıştı. Düşüncelerimi Austin'in sesi böldü.

"Tamam sakin ol. Ben anlatmaya başlıyorum. Christopher ve Elena, kral ve kraliçe. Ama kraliçe yaklaşık 14 sene önce saray..."

14 sene önce saray bir saldırıya uğradı. Cadılar ve bazı insanlar birlik olup element güçlü insanlara düşman oldu. Onlardan daha güçlü olduğumuzu bildikleri için ve ikinci sırada olmayı kabullenemiyorlardı. Savaş sırasına içeriye giren cadılardan bir tanesi Chris'e saldırdı büyü ile. Elena ise Chris'i korumak için önüne atladı. Sonra da Elena taşa dönüştü. O ânın siniriyle Chris gücünü kullanıp bütün sarayın etrafına bir kalkan ördü. Bu kalkanın içinde kalan cadılar ise öldü... Bunları ben de biliyorum." dedim tek nefeste. O kadar hızlı konuşmuştum ki bir süre öylece bakabildiler yüzüme. Ortamdaki sessizlik dalgası her geçen saniyede büyümeye devam ediyordu.

Anlatacaklarım bittikten sonra da sessizce derin bir nefes aldım. Austin, Ashley ve Amy ise bana şaşkınlıkla bakıyorlardı. Gözleri sonuna kadar açılmış bana bakıyorlardı. Aslında onlarin bana bu şekilde bakmaları çok tuhaf gelmeye başlamıştı. Tâki ortamdaki sessizliği bozan saşkınlık dolu bir ses gelene kadar.

"A-ama... sen" dedi Austin. Kekelemis olması ne kddar büyük bir şok gecirdiğini anlatmaya çalışsa da buna aldırmayacaktım. Galiba nereden duyduğumu merak ediyordu.

"Gördüklerim rüya değildi...Buna adım gibi eminim. Bunları bana Chris ve Elena anlattı. " dedim. Bir süre Austin bana baktıktan sonra küçük çaplı bir kahkaha patlattı. Yüzüne inanmıyormuş gibi bir ifade takınmıştı. Bu cak sinir bizucu olmaya başlamıştı.

"Bunları sana Kraliçe Elena anlatamaz. 14 sene önce yapılan savaşta heykele dönüştü. " dedi Austin alayla. Sonra da konuşmasına devam etti.

"Rüyalara bağlı kalmamalısın. Bunu sana kim veya nasıl anlattı bilmiyorum ama güçlü bir büyü olmalı. Bu arada bavullarınızı hazırlayın. Bu gün yola çıkıyoruz." dedi ve cam kenarındaki koltuklardan birine oturup dışarıyı izlemeye başladı. Sarımsı saçları hafif karışmış karşısındaki manzarayı izlerken sonsuz okyanusları andıran mavi gözleri tek bir noktaya sabit kalmıştı. Sağ elini çenesine yaslamış, dirseğini de pencerenin kenarından destek alır gibi koymuştu. Yakışıklılığı gözler önündeyken  bakışlarımı ondan çekip gardrop'uma yönelttim. Hazırlanmam gerekiyordu.

Özel Güçler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin