Gennç kız bacaklarını Armin'in dizlerine uzatmış elindeki kitabıyla birlikte koltuğa yayılmıştı. Armin de Romeo ve Juliet oyununu okuyordu. Nina zaten çok stresliydi. Arkadaşını öyle bıraktığı yetmiyormuş gibi bir de aramalarını yanıtsız bırakmıştı. Kendisini berbat hissediyordu. Bir de dışarı çıkıp bencil ve çekilmez insanlarla uğraşamazdı. O an 'Zaten ne diye yaşıyoruz ki bu hayatı?' demişti içinden. Ne de olsa her zaman bir şey olurdu ve işte! Hayatın yerle bir olmuş ve tek sorumlusu da sen olmuşsun! Oyüzden bazı şeylere bu hayatta hiç gerek yoktu. Belki de Armin de bu gereksiz olan şeylerden biriydi. Ama sonuç itibariyle şu an onun evindeydi ve bir şekilde onu evde oturup kitap okumaya ikna etmişti.
"Dışarı çıkıp deli boğalar gibi dolaşmamıza ne gerek var. Bazen hayatı ağır çekimde yaşamalıyız. Ve kitap okumak en iyi tercihtir, bana güven" dediğinde Armin ona her zaman ki inanamayan gözlerle bakmış ve kafasını sağa sola sallamıştı. Bu hareketi hem filmlerinde hem de onunla konuşurken çok yapıyordu. Aslında onu biraz tatlı gösteriyordu. Güldüğünde yüzünde gerilen ince dudakları da aslında onun neden bu kadar ünlü bir oyuncu olduğunu kanıtlıyordu. Nina dikkatini tekrar kitaba çevirdi. Onu düşünmeyi pek sevmiyordu. Hatta onu düşünmemeliydi. Sıkıldığını belli edecek şekilde suratını buruşturup kitabı karnına kapattı.
"Ben sıkıldım." Armin gözlerini hala okuduğu oyunda tutarak gülümsedi. Gülümserken de çok tatlıydı aslında. Armin konuşurken Nina da iç sesine küfrediyordu.
"Kitap okuyalım diyen sendin."
"Bütün gün mal gibi oturalım demedim ama!" Armin çok kabasın der gibi baktı.
"Ne yapsaydık ? Kitap okurken dans mı etseydik yani?"
"Hadi ama. Ne demek istediğimi biliyorsun. Ayrıca sıkılmadın mı Romeo ve Juliet'ten?" Armin kısa bir kahkaha patlattı.
"Romeo ve Juliet harika bir klasiktir!"
"Dedem gibi konuşuyorsun." Nina sinir eden bir gülüş atarken Armin elindeki kitabı kapatıp ona döndü.
"Hiç okudun mu? Ya da izledin mi?" Nina yüzünü buruşturarak cevap verdi.
"Okumuştum.Ama Romeo'nun aptallıklarıyla Juliet'in bencillikleri beni boğmuştu!" Genç adam birkaç saniye duraksadıktan sonra ;
"Sence Romeo aptal Juliet de bencil mi?" Nina biraz duraksadı. Böyle bir soruyu beklemiyordu. Yüzünü Armin'in yüzüne yaklaştırdı. Teni koyu kahverengi saçlarının altında parlayacak kadar beyazdı. Kızıl-kahve gözleri sorduğu sorunun cevabını heyecanla bekliyordu. Ve gülüyordu. Garip bir şekilde hepgülüyordu. Mutlu olmalıydı. Ama neden bu kadar mutlu olduğunu anlayamıyordu. Aşk mıydı? Eğer aşık olduğunu düşündüğü için bu kadar mutluysa aşıktan ziyade tam bir aptaldı! Oan genç kız sorduğu sorunun cevabını buldu. Yüzünde istemsiz bir gülümseme belirdi. Oda sebebsizce mutluydu.
"Bana sorarsan; aslında ikisi de aşık." Armin sadece ;
"Etkileyici." diyebilmişti. Kendisi de bir o kadar etkilenmiş görünüyordu. Nina onun bu haline gülümseyerek;
"Öyle mi?" diye sordu.
"Hı hı." Tam aralarında sadece iki üç santimetre kalmıştı ki çalan telefonla bütün büyü bozulmuştu. Ve sonsuz aşkın öpücüğünü alamayan prenses sonsuza kadar karanlığa mahkum olur! diye içinden geçirdi Nina. Armin telefonu cevaplarken iğrenç melodiyi de bir ara değiştirmeyi düşündü.
"Efendim?- Biliyorum.-Sonra konuşuruz olur mu?- Tamam, görüşürüz." Nina yavaşça koltuğa yaslandı. Telefon kapanınca ;
"Ne oldu?" diye sordu. Armin arkasına yaslanarak;
"Önemli değil. Son filmin galası var. Onun için aramış. Zaten o da uzun iş." derken ensesini ovuşturdu. Nina kollarını göğüsünde birleştirdi. Ruh halinde az önceden eser kalmamıştı. Genç adamın bıkkın tavrına asabi bir şekilde sordu;
"Niye?"
"Bir sürü gürültü. Aslında o kadar insan oraya niye doluşuyor, bazen hiç anlamıyorum."
"'Gürültü' dediğin insanlar sırf seni görmek için belki de dünyanın yolunu tepiyorlar." Armin bu sert çıkışına şaşırmıştı.
"Bence bu pek de gerekli değil. Yani.. aşırı." Nina olduğu yerde hızla ona doğru döndü. Nefes alışları tıpkı nabzı gibi hızlanmıştı.
"Senin 'aşırı' diye tabir ettiğin şey belki de o insanlar için çok güzel bir şey. Belki de seni çok seviyorlar. Belki de sana fazlasıyla değer veriyorlar. Ama sanırım sen bu 'aşırı' duyguları kesinlikle HAK ETMİYORSUN!!" Nina bağırmaya başlayınca Armin başta şaşırmış sonra o da bağırmaya başlamıştı.
"Neler oluyor? Ne bu şimdi?" Genç kız ayağa kalktı ve olduğu yerde bir iki kere gidip geldi. Sakinleşmeye mi , yoksa daha da mı sinirlenmeye çalışıyorsu, belli değildi. Ama tekrar sesi odada yankılanınca anlaşıldı.
"Başkalarının ne hissettiği senin umrunda değil! Onların senin için hissettikleri hiç önemli değil. öyle mi?"
"Sence ne yapmalıyım? Önemsemekten kastın ne? Gece gündüz onları takip edip, sorularını cevaplayıp, mutlulukları için seferber olmamı ister misin?" Genç kız siniri bozulmuş bir şekilde kahkaha attı. Sanki bir deliymiş gibi davranıyordu. Gülmeyi kesince eliyle onu göstererek bağırmaya başladı;
"İŞTE SEN BUSUN! Senin o küçümsediğin çocuksu ya da basit dediğin duygular belki de o insanın hayatı!! Ama senin umrunda değil! Çünkü sen; UMURSAMAZSIN!! SEN AHMAKSIN!!!!" Artık ikisi de iyice zıvanadan çıkmıştı ve sanki birbirlerine ateş püskürüyorlardı.
"EVET, BEN ADİ HERİFİN HATTA PİSLİĞİN TEKİYİM!!! OLDU MU?!" Nina o bağırınca durdu. Yüzleri yine birbirine çok yakındı. Genç kız kısık sesiyle konuşurken kelimeler öfkesi yüzünden tükürür gibi çıkıyordu.
"Hayat; senden ibaret değil ARMİN CHADWİCK. Senin egolarından ve şöhretinden ibaret değil. Ve hayır. Sen adi bir adam değilsin. Ama bu hayatta SANDIĞINDAN DAHA AZISIN!" Gözlerini yere diktikten sonra hızla kapıyı çarpıp gitti. Bugün; ikinci kez çekip gidiyordu ve ikinci kez kırıp geçiriyordu. Ve yıkıntıların arasında duran Armin koltuğa yaslanarak olanları düşünürken şimdiden 'başının belasını' affetmeye çalışıyordu.
ÇOK ÇOK ÖZÜR DİLERİM. uZUN BİR BÖLÜM OLDU. UMARIM BU SİZİN OKUMA ŞEVKİNİZİ KIRMAZ. BİRKAÇ GÜNLÜĞÜNE BURADA OLAMYACAĞIM. O YÜZDEN ATTIĞINIZ ÇOK DEĞERLİ YORUMLARINIZI CEVAPLAYAMAZSAM BANA KÜSMEYİN:) OKUYAN YORUM ATAN YA DA ATMAYAN HERKES! SİZİ SEVİYORUM :)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİM NEWYORK
Romantik"Sen neden böylesin,ha? Niye en güzel anında bile kendini ve herkesi mutsuz edecek bir şey buluyorsun? NEDEN!?" Genç kız acımasız ve ıslak bakışlarını genç adamın öfkeli yüzüne dikti; "Çünkü gülerek yaptığın tüm şeyleri bir gün ağlayarak hatırlars...