NİNA
Koşar adım banyodan çıkıp odamın penceresini açtım. Hem oda sıcaktı hem de saçlarımı yaparken daha da bunalmıştım. Çok soğuk olmasına rağmen penceriyi açıp yüzümü dışarı tuttum. Armin'le buluşmamıza yarım saat vardı. Derin bir nefes alıp "HAYAT GÜZEL" dedim içimden. Ve yine her zamanki gibi saniyesinde düşüncem değişti. Gözlerimi ne zaman açsam böyle hissediyordum. Psikoloğuma bunu söylediğimde ;
"Yaşamayı yeterince sevmiyorsun" demişti bana. Hiçbir zaman üzerimde haksız olduğunu görmemiştim zaten. O çok bilmiş gözlüklü kadın haklıydı ve ben de bunu kabul ediyordum. Kapının açıldığını duyunca sarktığım pencereden geri çekilip boy aynamın karşısına geçtim. Gelen Sally'di. Bir zamanlar en yakın arkadaşım, şimdi ise zar zor konuşabildiğim lise arkadaşım.! Yalandan saçlarımla uğraşıyormuş gibi yaptım. Aslında boy aynalarını hiç sevmezdim. Sally yavaş adımlarla gelip aynaya yaslandı. Yüzü bembeyazdı.Sanırım pencerenin önündeyken intihar ediyorum falan sanmıştı.Yüzünde sonradan beliren yargılayan ifadeyi görmezden geldim.Hayatımın geri kalanında da bu ifadeyi görmek istemiyordum.
"Çok güzel olmuşsun" dedi umursamazmış gibi davranmasına yarım bir gülümseme atarak;
"Teşekkür ederim" dedim. Bozulmayan makyajımı düzeltmeye çalışırken inceleyen bakışlarını elbisemde gezdirdi. Sonra;
"Nereye gidiyorsun böyle?" diye sordu sevgili BABACIĞIM! Bakmadan;
"Randevum var "dedim. Ben öyle söyleyince derin bir nefes alarak kendini yatağımın üstüne attı. Ona dönmemeye kararlıydım ama korkunun ecele faydası yoktu!
"Nina?"
"Efendim?"
"Ne yaptığını sanıyorsun?"
"Ne yapıyorum?" Tanrım! Bu berbattı!
"Lafı dolandırma!" dedi yüksek sesle. Hızla ona dönüp kızgın bakışlarımı fırlattım. Oysa ki bunu yapmaya hiç hakkım yoktu.
"Dolandırmıyorum! Sen ne duymak istiyorsun?!" diye bağırdım. Sesim eşyalarda yankılanmıştı. Sally tereddüt ederek;
"Bilmiyorum, Be.. ben sadece ne yapmaya çalıştığını anlayamıyorum"
"Ben hiçbir şey yapmıyorum" dedim kesip atarak. Neden bu kadar üstüme geliyordu ki? Sanki annemdi!
"Armin'le olan ilişkini anlamıyorum. Hem kendini hem de onu yıpratıyorsun. Bunun sonu iyi olmayacak!"
"Nerden biliyorsun ? Belki onu gerçekten seviyorum. Nereden biliyorsun?!" diye kükreyince Sally'de ayağa kalkıp bağırmaya başladı. Küçük dostum bana çok kızmıştı. Yanakları elma şekeri gibiydi. Ama bu sefer onu haddinden fazla güldürdüğüm için değil...
"Onu sevmediğini biliyorum. Ne yapmaya çalıştığının farkındayım. Ama anlamıyorum. ANLAMIYORUMM!" Ağlamaya başlamıştı. Niye ağlıyordu ki? Ağlamasının hiçbir anlamı yoktu. Kötü olan bendim! Acı çekmesi gereken bendim! Ne istediğini bilmeyen de bendim! Her şeyin sebebi bendim ama ağlayan oydu. Deri ceketimi sandalyenin üstünden alarak kapıya yöneldim.
Kısık ve üzgün sesiyle söylediklerini duyunca oraya yığılacağımı düşündüm. Ama hiçbir şey olmamıştı.
"Sen böyle biri değildin. Sen bu değildin!" Ona doğru dönerek acıyan gözlerle baktım. Ama acıdığım o değildi. Acıdığım onun gözlerinde gördüğüm ; BENDİM! Ve sonra acımasız olan sözleri söyledim;
"Artık böyleyim Sally. Artık kural yok. Zorlama yok. Kural benim. Zorba da benim. Artık ben ne istersem o!" Cümlemi bitirip defolup giderken Sally odanın ortasında hala ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEVGİLİM NEWYORK
Romance"Sen neden böylesin,ha? Niye en güzel anında bile kendini ve herkesi mutsuz edecek bir şey buluyorsun? NEDEN!?" Genç kız acımasız ve ıslak bakışlarını genç adamın öfkeli yüzüne dikti; "Çünkü gülerek yaptığın tüm şeyleri bir gün ağlayarak hatırlars...