2"

1.6K 171 56
                                    


••

Üç koca sene sabrettikten sonra ani çıkışlar yapmamın nedenini anlayamıyordum fakat yorulmuştum.

Kıskançlık, beni on katlı bir apartmanın sekizinci katından atıyor ve kemiklerim birbirine girene kadar eylemine devam ediyordu.

Sıkılmış yumruklarıma baktım son bir kez ve sınıfa girdim.

Gitmeliydim.

Bu aptal çük kafalıyla bir süre kendi çapımda trip atsam iyi olacaktı.

Kirden kırmızılığı solmuş çantamı kapatma gereği duymadan tek omzuma atmış ve saçma bakışlar arasında sınıftan çıkıp gitmiştim.

Uzun koridorun sonundaki çıkış kapısına ulaşmak adına adımlarımı hızlandırmışken kulağımı gıdıklayan tanıdık tınıyla çakılmıştım olduğum yere.

"O kızı becermedim."

"Buna mı kızdın bilmiyorum ama öyle bir şey olmadı Jeon."

Hala devam ediyordu.

"Biliyorum, benim gibi aletiyle düşünen birini çekmek zor. Tavırlarım seni sıkıyor olabilir. Anlarım."

Derin bir nefes alıp arkamı dönmüş ve siyahlının yakalarını kavrayıp onu duvarla arama almıştım.

"Aptal."

"Aptal bir şerefsizsin."

"Evet, bu iğrenç tavırlarına kızıyorum."

"Kötü hissediyorum Hoseok!"

"Yapma artık."

"Asıl sorunu söyle. Lütfen."

"Sorunu sikeyim."

Ellerini omuzlarıma sabitlemiş ve hafifçe sarsmıştı beni.

"Tek dostum sensin."

"Senide kaybetmek istemiyorum, lütfen."

Ellerini itirmiş ve yüzünü dağıtma isteğimi bastırarak uzaklaşmıştım ondan.

"İzin ver bana."

"Düşünmem gereken şeyler var."

Ve çıkıp gitmiştim.

••

Ağzıma bir kaç patlamış mısır atmış ve saate bakmıştım.

16;23

Okuldan çıkmış olmalılardı.

Başımı gıcırdayan koltuğuma yaslamış yaptığım salaklıkları düşünme aşamasındayken koşarak üzerime atlayan kız kardeşim her şeyi alt üst etmişti.

Onu kucaklayıp sırtıma oturtmuş ve yalandan bir inlemeyle karnımı ovuşturmuştum.

"Ölüyordum Hye."

"Abi!"

"Ne var seni küçük manda?"

"Sıkıldım ben."

"Hoşik abi gelmeyecek mi bugün?"

En şirin ifadesiyle sorduğu soru karşısında derin bir iç çekmiş ve onu omuzlarımdan kucağıma çekip gıdıklamaya başlamıştım.

"Hain! Onu benden daha çok seviyorsun değil mi?"

"Ama yüzü çok güzel."

"Birde senden daha güzel gülüyor, ayrıca senin gibi beni dövmüyor."

"Benle evcilik bile oynadı evcil hayvanımın doktoru oldu."

"Benden güzel gülmüyor bir kere!"

Ve o sırada tüm ihtişamıyla bilinçaltıma hücum eden "Arkadaşım." Dudaklarımı ısırmama sebebiyet vermişti.

"Evet sanırım her şeyiyle benden daha güzel."

Eğilip buruşuk boynunu ısırmış ve onu koltuğa oturtup bir şeyler hazırlamak için ayağa kalkmıştım.

"Gelmeyecek."

"Artık benimle konuşacağını sanmıyorum."

Yüzüme yerleştirdiğim buruk gülümseme eşliğinde dolaptaki köfteleri çıkarırken zil çalmıştı.

Hye Sun ise büyüttüğü gözleri ile koşarak kapıyı açmıştı.

"ABİ!"

"HOŞİK GELDİ!"

••

Keep my distance • HopekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin