14. bölüm.

863 55 12
                                    

Bana arkadan sarılmıştı. Tüm bedeni bedenime değiyordu.

Nefes alış verişlerinden anladığım kadarıyla uyuyordu.

Belimdeki ellerine baktım bir süre. Yaptığım şey yavaş yavaş dank ediyordu kafama.

Ve zerre pişmanlık belirtisi yoktu içimde.

Kafamı geriye verip onun yanağına bir öpücük attım ve belimi saran kollarına elimi koydum.

Ona dönmek istiyordum ama koltuk çok dardı ve onu uyandırmayı istemiyordum.

Sanki uyansa bu anın büyüsü bozulacak gibiydi çünkü.

Aslında şu an çekip gitsem belki de en doğrusunu yapmış olurdum.

Kolları arasında biraz hareket ettim ama derin bir uykuda olduğu belliydi.

"Keşke hep böyle kalacağımıza inancım olsa." Dedim yavaşça. Ama inancım yoktu işte.

En sonunda yavaşça koltuktan kalktım.

Sabah hazırladığım kahvaltı hala duruyordu. Olanlar yüzünden yiyememiştik.

Mutfağa yönelip masayı topladım ve yiyecekleri buzdolabına yerleştirdim. Tekrar kahve yaptım ve bu sefer iki tane sandviç hazırladım kendimize.

Sandviçler hazır olduğunda kahveleri de bardaklara doldurmuştum.

Elime kahveleri alıp salona ilerledim ve sehpanın üstüne kahveleri koydum. Sonra gelip tabakları da almıştım.

"Kai uyan bakalım." Yanına çöküp yavaşça saçlarını geriye doğru çektim. Zoraki bir halde gözlerini açmıştı.

"Bir şeyler hazırladım kalk hadi."

Eliyle bir gözünü kaşıdı ve benim yardımım ile koltukta oturur pozisyona geçmeyi başardı.

"Teşekkürler."

Elini sandviçe attı ama neredeyse tabağı düşürecekti.

Son anda tabağı tuttum ve aceleyle onun elinden aldım.

"Dikkat et biraz."

Tabağı kucağına koymuştum. Sonra da kendi tabağımı alıp iştahla sandivicimi yemeye başladım.

Çok geçmeden kahveleri de içmiştik ve ikimizin de uykusu tamamen açılmıştı.

"Açlıktan ölecekmişiz bir şeyler yemesek."

"Aynen öyle."

Yandaki tişörtü alıp Kai'ye uzatmıştım. Altında pantolon vardı ama üstünde tişörtü yoktu.

"Teşekkür ederim yeniden."

"Ben artık gitsem iyi olacak." Sanki az önce onunla yatmamış gibi davranıyordum. Sanki geldim ve film izledim şimdi de eve dönecektim.

Tabakları tezgaha bıraktıktan sonra kapıya yönelmiş olsam da Kai beni çevirip kendine çekmişti.

"Diana gerçeklerden kaçamazsın farkındasın değil mi?"

Ondan uzaklaşmak istesem de bunu yapamamıştım.

"Gerçekler canımı yakıyor."

"Neden?"

"Hiçbir şeyim olmayan birine fazla tolerans tanıyorum çünkü." Dediğimde alayla gülmüştü.

"Sen hala aynı meseledesin."

"Bu bana yanlış geliyor." Dediğimde bana biraz daha yaklaştı.

"Az önce yaşadıklarımız sana yanlış mı geldi?" Dudaklarıma uzanıp beni yavaşça öpmüştü. "Şimdi bu da mı yanlış hissettiriyor."

Witch ActuallyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin