30. bölüm

558 35 36
                                    

Kai'nin yanında uzanırken kolunu sardığı bedenim adeta kolları arasında küçücük kalmıştı.

Onu uyandırmadan kalkıp eve gitmek ve gece yaşanmamış gibi davranmak istiyordum.

Ama kalkmaya yeltendiğim sıra beni sıkıca tuttu ve kendine çekti.

"Gitme."

"Ama..."

"Gitme dedim, sana doyamıyorum."

Yüzünü saçlarıma gömüp kollarını daha da belime sardı. Sonrasında boynuma birkaç küçük öpücük bıraktı.

Sonra birkaç tane daha.

"Tenin sarhoş ediyor."

"Gitmem lazım, babam yokluğumu fark etmeden."

"Fark etsin, markete gittim filan dersin."

"Böylesi bize zarar verecek, bunu sadece bir kez yaşayalım. Bir daha olmasını istemiyorum."

"Ama dün gece demiştin ki..."

"Dün gece ne dediğimi unut, salakça bir şeydi. Kendine gelip kurtulacağına dair umutlar besleyene kadar benden uzak durmanı istiyorum. Aksi halde umutsuz olursan benden uzak dur ve kendi başıma bir çözüm arayayım çünkü pes etmek gibi bir düşüncem olmayacak."

"Benim umudum yok Diana."

"O zaman bırak beni." Belimdeki elini sertçe itip yataktan çıktığımda o da hızlıca yataktan çıkmıştı. Sonrasında önüme geçmiş olsa da ona aldırış etmedim.

"Bak Kai beni anlamıyorsun, benimle kalmak için mücadele bile vermeyeceksen seninle olmak istemiyorum demektir. Bu kadar net söylüyorum, bir şeyler yapmaya çalış, çaba göster. İnancın olsun biraz, benim için inancın olamaz mı?"

"Sen ölü bir adamdan nefes almasını bekliyorsun Diana, ben nefes almayı uzun süre önce bıraktım."

"Nefes almıyorsan hala nefes alan birisinden seni nefessiz bırakmasını da isteme. Ya da o kişinin kokusunu çekme içine, çünkü nefes almıyorsun sen ve öyle kalmaya devam et."

Önümden çekilmesini sağlayıp odadan çıktım, yine de peşimden geldi ve kapıya yöneldiğim zaman beni durdurdu.

"Yarın birlikte evlat edinildiğim kuruma gidip kayıtlara bakalım ne dersin?" Dediğinde yüzümde büyükçe bir gülümseme oluşmuştu.

"İşte şimdi istediğim dilden konuşuyoruz."

...

Ertesi günün sabahında Kai'nin kapısına dayanmıştım, fikrini değiştirmeden önce onunla kuruma gitmeliydim ve ne bulacağımıza bakmalıydım.

"Tamam Diana geldim, kapımı kırma."

Kapıyı açtığında onu baştan aşağı süzüp bir kahkaha atmıştım.

"Ne?"

"Kai ajanlık yapmayacağız, bu ne resmi bir giyinme?" dediğimde elinde duran kartı bana gösterdi ve birkaç saniye şok olmama neden oldu.

"Biz devlet görevlisi olacağız ve inceleme yapmak için oraya gideceğiz."

"Bu kartı nasıl yaptın?"

"Sahte kimlik kartları konusunda ustayım, sana da bir tane yaptım ve bence sen de biraz resmi giyinmelisin."

"Resmi kıyafetim yok."

"Yolda giderken bir şeyle ayarlarız o zaman."

"Peki ya belge?" dediğimde "Merak etme onu da ayarladım sen bana güven." demişti.

Witch ActuallyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin