25. bölüm

460 35 40
                                    

Okulda Kai'nin yanına gittiğimde beni takmayarak yürümeye devam etmişti.

"Kai cidden böyle mi davranacaksın? Umrunda değilmişim gibi?"

"Bak anlamadığın olay şu, bu durumu ikimiz için de daha kolay hale getirmeye çalışıyorum. Uzak kalırsak her şey daha kolay olur."

"Sana göre öyle olabilir ama bana göre öyle değil. Ben senden uzak kalmak istemiyorum. Sana yakın olmak ve aileni bulmak sonra da bu lanet olaydan seni kurtarmak istiyorum."

Sinirle bana döndüğünde bir adım geri çekilmiştim.

"Ben artık kabullendim Diana, sen de kabul et ve yoluna devam etmeye bak. Yıllardır ortaya çıkmamış olan ailem birden ortaya mı çıkacak sanıyorsun? Onlar beni terk edip gittiler, umurlarında bile değilim. Belki de ölmüşlerdir  çoktan. Sen de şu salak umudunu çöpe at artık çünkü birkaç ay içinde öleceğim ve ikimiz de bunu çok iyi biliyoruz."

Son cümlesinden sonra kafamı hayır dercesine sallamıştım. Beni tutup sertçe kendine çekti ve kulağıma yaklaştı.

"İster kabul et ister etme durum bu."

"Seni kurtarmak için en ufak bir şansım varsa bile onu sonuna kadar değerlendireceğim." Dedim kararlı bir ses tonuyla.

"Boşa kürek çekersin."

"Benim için aynısını yapmaz mıydın?"

"Yapmazdım." Dedi kararlı ve sinir bozucu bir ses tonuyla. "Duymak istediğin buysa, yapmazdım."

Kolumu sinirle ondan çektim ve dolan gözlerime aldırış etmeyene çalıştım.

"Yalan söylediğini biliyorum."

Umursamadan yürümeye devam etmişti.

Neden bunu yapıyor? Neden kalbimi parçalamak ona zevk veriyor anlamıyorum.

Arkamı döndüğüm zaman Adam ile göz göze gelmiştik. Dolan gözlerime öylece bakıp anlamaz bir halde beni süzdü.

"Kai'nin gittiğini gördüm, kavga filan mı ettiniz?"

"Seni ilgilendirmez."

Yanından geçmeye çalıştım ama kolumu tutup beni durdurdu.

"Bak, geçenlerde beni kurtardığın zaman sana teşekkür etme fırsatı bulamadığımı fark ettim."

"Teşekkür istemiyorum Adam, iyileşmene sevindim hepsi bu. Kimseyi ölüme terk etmem ben."

Uzaklaşmaya çalıştığımda arkamdan seslenmişti.

"O seni üzüyor mu?"

"Emin ol senin kadar üzmüyor."

...

Kendimi kötü hissettiğim için bir sonraki derse girmemiştim.

Arka bahçedeki çimlerin üstüne uzanıp öylece gökyüzünü izlerken yanıma birisi gelip uzandı.

"Yalan söyledim." Diyen bir sesle sesin sahibine döndüm. Kai bana bakmıyordu, o da benim az önce yaptığım gibi gökyüzünü izliyordu. "Aynı durumda olsam sonuna kadar her şeyi denerdim. Ama senden bunu isteyemem, bu çok büyük bir bencillik."

"Normalde bencil bir insansın."

"Sana karşı değil, sana karşı hiçbir zaman bencil olmadım. Şimdi de olmayacağım. Aynı durumda sen de aynısını yapmaz mıydın?"

"Yapardım ama içten içe yanımda olmanı da isterdim Kai, eminim sen de istiyorsun."

"Boşa umutlanmak istemiyorum, ilk seferinde olduğu gibi. Çünkü sonuç aynı olacak biliyorum. Sonuç bizim yararımıza olmayacak."

Witch ActuallyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin