7. Bölüm: Sana Güveniyorum...

32 8 1
                                    

Çalışmalar yeniden başlayalı 2 hafta olmuştu. Okyanusa doğru yola çıktık. Uzay ortamına en yakın ortam denizin dibi olduğu için denizin dibindeki üsse doğru yol alıyorduk. Okyanus havası almanın iyi geleceğini düşünmüştüm. Zira aşırı zor olan eğitimlerden dolayı biraz yorgun düşmüştüm. Ancak daha kıyafetleri giyerken yorulmuştum. Başta bu tatilin hepimize iyi geleceğini düşünmüştük ancak eğitimlerin daha da zorlaşması üzerine yorgun günler daha da artarak geri gelmişlerdi. Tıpkı dayak yedikten sonra abisini çağıran çocuk gibi.
Daha sonra suyun yaklaşık 20 metre derinliğindeki çalışma alanımızda çalışmalara başladık. Su insanı daha da fazla yoruyordu. Ancak biraz olsun, sessiz bir ortamda olmak iyi gelmişti. Geminin dış tarafıyla ilgili teknik birkaç düzeltmede bulunduk. Bu çalışmaya herkes katılmamıştı. Alanı olmayan 6 kişi kamp alanında kendi işlerini yapıyordu. Daha sonra bu işlemleri normal ortamda öğreneceklerdi. Tabii bu kadar ayrıntılı değil. Bizim kadar teknik çalışmalarına gerek yoktu. Araştırmacılardan (Yani kimyager biyologlardan) Her gruptan sadece birer kişi gelmiş ve kulaklarında kulaklık ile bizim yaptıklarımızı öğrenmeye çalışıyordu.Bir an bende biyoloji okusaydım diye geçirdim içimden. Daha sonra en eğlenceli işin bende olduğu geldi aklıma. Ve beni buraya getiren işin bu olduğu. Yaptığım işten zevk almaya başladım. Her zaman severek yapardım işimi ancak yorgun olunca eğlencesi pek çıkmıyordu açıkçası.

Ejnar en iyi sistem mühendislerindendi. Bu nedenle işine yoğunlaşmış. Kararlıkla bir şeyler söküp inceleyip cihazındaki sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hepimize sorunlu, uzay aracından kesit verilmişti. Herkes sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. İçeriden onaramadığımız arızalar, bulamadığımız sorunlar ve belki de keşifler için dış ortama çıkmamız gerekecekti. Bu çalışmada bir nevi antrenman niteliğindeydi. Birkaç kabloyu çıkartarak sorunlu olduğunu düşündüğüm makineyi görebileceğim hale getirdim. Haklıydım bir kablosu yerinden çıkmış makine ise ters düz olmuş bir şekilde karşımdaydı. İşimi hallettikten sonra Ejnar'a baktım. İşini halletmiş mekiğin kapağını kapatıyordu. Benden yana döndü. Ancak uzun bir zamandır konuşmamıştık. Beni ekmiş olmasına kızgındım o ise özür dilemeyi bırak benim yanıma gelemeye dahi tenezzül etmiyordu. Başını çevirdi. Yetkililerin yanına doğru gittik. Her şey düzgündü. İlk yapanlardık. Ve ben pilottum. Yani teknik bilgilerim tabiki çok iyidi ama sistem mühendislerinden önce yapmak açıkçası biraz gururumu okşamıştı.
Kampa aşırı yorgun bir şekilde döndük. Tek istediğim yatmak yatmak ve yatmaktı. Yatağıma uzandığımda "Dünya varmış." dedim. Sonrada salak kötü bir espiri yapıp kendi kendime güldüm. Espiriyi paylaşmak istemiyorum. Ve tabi yine uyuyakalmışım. Uyumayı çok seviyorum. Acayip çok.
Kapının nazikçe çalınması ile uyanır gibi oldum ama "Boşver yat, çalar çalar giderler." düşüncesi içine girmem 2 saniye sürdü. Genlerden sanırım.
- Merve hanım Bay Flores sizi bekliyor. Önemli olduğunu söylediler.
"Hay bayını."diye geçirdim içimden.
- EE tamam gelirim ben.
- Hızlı olursanız sevinirim.
Son kelimeye sinir olsamda ses çıkarmadım. Üstüme bir eşortman üstü alıp dışarı çıktım. Bu saatte kimseye güzel görünmekle uğraşamazdım.
Vardığımda selam verip içeri girdim. Ejnar koltukta oturuyordu.
- Hoşgeldin Merve lütfen otur.
İçeride kasvetli bir hava vardı. Açıkçası bu saatte ne için buraya çağırıldığımı ve Ejnar'ın da neden burada olduğunu merak ediyordum.
Bay Flores'ın gösterdiği yere oturdum.
- Birşeyler içermisin?
- Belki daha sonra. Hemen konuya geçersek çok mutlu olurum, yorucu bir gündü.
- Tabi. Uzun süredir sizin eğitimlerde olan başarılarınız gözümüzden kaçmıyor. Öncelikle şunu bilmenizi istiyoruz bu sizi seçtiğimiz anlamına gelmiyor. Ama bu şeklide devam ederseniz o uzay aracınızda sizi görmemiz hiçte şaşılacak bir durum olmayacak. Herneyse asıl konumuza gelelim. Sizin için küçük bir görevimiz var. Aslında görev sayılmaz. Daha çok kendinizi geliştirmeniz için bir fırsat diyebiliriz. Öncelikle bunun kesinlikle aramızda kalması son derece önemli.

YüzgeçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin