"Rana iyi kesele bak, yanımdan kirlerin akıp gitmesini istiyorum."
"Kızım ne yaptın sen 1 ay falan yıkanmadın mı?"
Araya Melike girdi.
"Rana rahat bırak Alya'yı o şu an depresyonda."
Uzandığım yerden doğruldum.
"Aslında varya fena rahatladım ha. Cidden. Üstümden yük kalkmış gibi."
Melike: "Yok anam yok bu kız delirmiş."
Alya: "Kamileciğim sen getir şu darbukayı da bize bir çal. Kurtlarımızı dökelim."
Evet okuldan çıktığımız gibi hamama gelmiştik. Üç kız ağır depresyon geçiriyorduk, Rana hariç. Çayan konusunda doğru yaptığımı biliyordum ama içimde bir tuhaflık vardı. Bağırmak istiyorsun da bağıramıyorsun gibi.
Ben bunları düşünürken sırtımdaki çok sıcak su ile neye uğradığımı şaşırdım ve bağırmaya başladım. Bana sıcak su döken kişi Melike idi.
Önce sırtıma soğuk bir su döktüm ve sonra elime bir tas alıp Melike'ye doğru koşmaya başladım.
"Hayır Alya lütfen bak yanlışlıkla oldu yemin ederim. Alya evladım sakin ol ve elindeki tası yavaşça yere bırak!"
"Bırak Melike bu işleri. Rıza baba olsan bile beni engelleyemezsin!"
Elimdeki tasa bir sıcak su doldurup Melike'ye doğru döktüm. Melike yere eğildi. Ama şunu bilmiyordu ki: Newton'un Yerçekimi Kanunu! Fiziğinin kötü olduğu buradan bile belliydi. Sırtına değen sıcak su ile bağırmaya başladı.
"Sen Alya Şafak! Wolverine gelse seni elimden alamaz!"
***
Uzun hamam sefasından ve kavgasından sonra kolumdaki bir morluk ile evime geldim. Melih her zamanki gibi bilgisayar oynuyor annem ise yemek hazırlıyordu.
Ellerimi yıkayıp odama geçtim ve üzerime değiştim. Yatağıma yattım ve kulaklığım ile müzik dinlemeye başladım.
Gerçekten de hiçkimse Karan gibi olmamıştı ve olmayacaktı. Aklımdan Karan ile aramızda geçen olayları geçirdim. İstemsizce göz yaşlarım dökülmeye başladı. Ben ne zaman Karan'ı bu kadar sevmeye başlamıştım bilmiyorum. Çayan'a karşı suçlu hissediyordum ve bu beni kahrediyordu. Kendimi kötü kadınlar gibi hissediyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum.
Gözlerim daha çok dolarken aklımda Karan'ın yüzü ve gülüşü vardı ve ben bundan dolayı utanıyordum. Daha yeni bir ilişkiden çıkmıştım ve bu yaptığım çok iğrençti.
Düşünmeye başladım. O okuldaki hiçbir şeyi umursamayan kız Karan'ın tek bir hareketini saatlerce düşünüp kafasına takıyordu. Her zaman her şeye gülen kız eve gidip saatlerce ağlıyordu. Belki yaptığım saçmalıktı bir sürü insan açlıktan ölüyorbir sürü çocuk cinsellik için satılırken ben daha liseli yaşımda bir erkek için ağlıyordun ve bu erkek lisenin sonunda hayatımdan çıkacaktı. Ama yine de ağlıyordun ve bu canımı çok yakıyordu.
***
Sabah uyandığımda kendimi bitkin hissediyordum. Kendimi zorlayarak elimi yüzümü yıkadım. Sonra kahvaltıyı hazırlamaya yardım etmek için annemin yanında gittim.
Kahvaltıdan sonra üzerime değiştirdim ve okula gitmek için dışarı çıktım.
***
Okula vardığımda Kamile kapıda beni bekliyordu. Gülümseyerek yanına gittim."Beni mi bekliyordun?"
Omuz silkti.
"Yo beklemiyordum seni.Kamilin gelmesini bekliyorum.Dün gecs bir mesaj attım da.""Ne mesajı?"
Kamile omuzlarını kaldırdı sırtını dikleştirdi ve abartılı şekilde öksürmeye başladı."Kussaydın!"
Ellerini "tamam tamam" dermiş gibi kaldırdı."Sen bir papatyadaki son yaprak,evimdeki son tuz tanesi,seni severim güzelim akşam gel yemek yiyelim."
Kaşım gözüm ayrı oynamıştı.Ağzım kulağımla yer değiştirdi.Hatta kulağımın kanadığını bile hissediyordum.Hiçbir şey demedim ve kafamı sallıyarak gittim.Tüm vücuduma yapılan bu muameleyi kaldıramıyordum.Fakat olmadı sakin kalamadım.Kamileden 12 adım uzaklıktaydım.Bedenimi ona doğru çevirdim ve sırtımdaki çantayı elime alarak ona fırlattım "Gerizekalı!"
Kamileye temas etmedi.Çünkü o sırada önümden çayan geçmişti.Çanta tam kucağına düştü.
"Senin yüzünden bebeğimi kaybediyordum."
Afallamıştım bir an.
"Ne?""Ah boşver." Çantayı bana uzatmış ve gitmişti.
"Kalbinde yer yoksa güzelim ben ayakta da giderim." Arkamdan gelen Kamile omzumdan kulağıma doğru fısıldamıştı.Elime tükürdüm iyicene ve okkalı bir tokat geçirdim.
"Senin yüzunden gelişmiyor bu ülke be.Topluca IQ seviyesini düşürüyorsun.Orçunun Çiğköfteleri bile daha sağlıklı senden."
"Allah aşkına o ne biçim bir hakaretti."
Kamile elini uzattı.
"Tebrik ederim devamını beklerim."Elini tabiki de sıkmamıştım.
Çantamı aldım yerden ve omzuma taktım.Arka cebimden bir titreme geldi ve telefonumu çıkardım.Mesaj gelmişti annemden."Yarın görücü gelecekmiş sana.Okuldan eve gelirken bir Kuaföre de uğra da şu amazon ormanı bacaklarını aldır. -Annen."
Arkadaşlar bölümler çok uzun aralıklı ve kısa geliyor farkındayız fakat biz iki kişi olduğumuz için daha yavaş sürüyor konuşamıyoruz, görüseşemiyoruz, sınav streslerimiz falan.Oyüzden lütfen kusurumuza bakmayın.Dediğimiz gibi bu arada bizi daha iyi tanımanız icin soru cevap bölümü yapacağız soruları özleden yazsanız da olur bölüm altına da yazsanız olur.Kendinize iyi bakın :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
N'aber Yakışıklı?
Humor"Pisst. N'aber yakışıklı?" diye başlıyan bir aşk hikayesi. Onlarda "Bir varmış, bir yokmuş."diye birşey yok. Onlar herzaman, herkesle varlar. "Dur ne yapıyorsun ?" "Sadece öpüceğim Alya." "Olmaz benim dudağımda tikim var." © Bütün haklar Kübra ve Ze...