Annesi küçük yaşta terkedip gittiği için yüzünü bile hatırlamayan. Aynı evde yaşamalarına rağmen babasının onu istememesinin dışında, hayatına tek başına devam etmeye çalışan deli dolu bir kızdır afra.. ta-ki birgün karanlık adamı karşısına çıkana...
-'evet hocam son 1 ay sınava çalışmak için okula gelemicem'
derken elimdeki raporumu müdür yardımcısının masasın üstüne bırakmıştım. okulun kapanmasına son 1 ay olduğu için ve müdür yardımcımız Fatma hoca saolsun aile durumumdan ve üniversite sınavından dolayı anlayışla karşıladı beni, yani bu günü okulda şükürler olsun ki son günümdü.. 32 dişini göstere göstere karşıdan gelen berkeyi görmemle yüzüm istem dışı eşkimiş olacak ki bu duruma kahkahayla karşıladı.
-' seni özledim hafta sonu çirkin, nerelerdesin bakıyım sen.'
-'Bıraksana olum burnumu valla kafa atarım haaa!' 'Hey sabır birde pis pis gülüyor bırak diyorum bak şakam yok.'
Elini ısırmamla, tırnağı kırılmış tiki kızlar gibi bağırması bir olmuştu. Neyseki canım burnumu kurtara bilmiştim.
-'manyak mısın kızım sen! Koparsaydın elimi birde!' Diye sitem etmesine daha çok gülmemle sinir olup arkasına bakmadan gitmişti.
Sıra sınıfa gidip sudeyle vedalaşma zamanı gelmişti.. vedalardan oldum olası hoşlanmadığım için geri geri gidiyordu sınıfa ayaklarım. Sudenin beni görmesiyle, gözlerinden kalp çıkacakmış gibi bakması bir olmuştu.
-'afraaaa' 'hafta sonu seni çok merak ettim.' 'Nasılsın????' 'Iyi misin??' 'Sana diyorum afra konuşsana yaa' Geri çekilip Yüzüme baktığında anladı sanırım üzerime kedi gibi atlayıp kemikleri kırarcasına sarılıp konuşamadığımı .
-'öldürseydin canım nolacak' Dediğimde, kıkırdayıp özür dilediğinde koluma girip beni sıraya çekiştirmeye başladı.
-'gel oturalım da anlat bakalım naptın nasılsın' Bu kızın gerçekten çok konuştuğuna o zaman bir kez daha onay vermiştim galiba.
-'Iyim sude iste hersey simdi daha iyi gibi.' 'Sude şey..' 'Aslında ben sana şuanlık veda etmek için geldim de diyebiliriz.'
-'Anlamadım afra!?' Kurduğum cümleyi ben anlamadım ki sude anlasın.
-'biraz önce Fatma hocanın odasındaydım. Ve bu sene sonuna kadar olan raporumu teslim ettim. Yani işte anla, babam öldü biliyorsun ve benim sınava daha iyi çalışmam lazım, bunun yanında da part-time işimi de yürütmem gerek tabi. Bu yüzden beni anlayışla karşılayacağını umuyorum.'
Ilk önce şaşkın sonra kızgın sonra düşünceli şimdide üzgün surat ifadesiyle yüzünü asan bir adet sude vardı karşımda.
-'kız üzüntüne ekmek bandırdığım asma suratını. Hem ben yine aynı kafede çalışıyor olacağım gelirsin görüşürüz gene.' Dememle duygu değişimi yaşayan arkadaşım normale dönmüştü. Zil çaldığında sıradan kalkıp gitmem gerektiğini söyledim sudeye. içine sinmesede beni bırakan arkadaşıma veda edip, okul çıkışına doğru yürümeye başladım. Okul bahçesinin ortasında durmuş beni bekleyen Berkeyi beklemiyordum tabiki.
-'gidiyormuşsun.' Bu çocuk benim gideceğimi nerden öğrendi şimdi yaa diye bıkkınca baktığımda gördüm gözlerinin dolduğunu.
-'Afra ben seni iki gün görmeyince bile özlerken şimdi nasıl gidersin.'
Ne diyim ki şimdi babam öldü ben sınava çalışıp işe gitmem gerek ve hayatımı biran önce düzene sokmam gerek diye nasıl söylerim elin çocuğuna. Bunları diyemiyecegim için tabiki en iyi cevap susmak diyerek, susma hakkımı kullandım.
-'Susma!' Bağırmasıyla yerimden sıçramam bir olmasının dışında, bütün okul da bu bağırmayla bize bakınca utancımda gözlerimin dolmasını desteklemişti.
'Susma lan artık! Ben seni yıllarca sevmeme rağmen sen naptın? Sustun!. Peşinde dolanmama rağmen sen naptın? Sustun!. Seni seviyorum afra dediğimde sen naptın? Sustun!. Bir kez olsun beni görmedin. Hep kaçtın.' 'Susma artık. Susma!'
-'Yeter hayatım bok gibi tamam mı.! Kendi kendime iyiyim demekten yoruldum. Sürekli çalışmaktan yoruldum. Anne, baba, aile özlemi çekmekten bıktım. Hayatımı düzene sokmaya çalışmaktan bıktım.! Ve ben yaşamaya çalışırken sen bana beni sevdiğini söylüyorsun öyle mi!?'
Artık ikimizde okulun ortasında deli gibi bağırıyorduk. Bir sürü göz bize şaşkınca bakıyordu. Tabiki ben başrolde salya sümük aglıyordum.
-'sen!' Dedim parmağımı burnunun ucuna kadar getirdiğim berkeye.
-'bundan sonra benden uzak duracaksın!. Beni gördüğünde bile yolunu değiştireceksin!!.'
Arkamı dönmemle kolumu koparacak gibi tutan berkeye yüzümü döndüğümde pis pis gülüp,
-'Peşini asla bırakmayacağım duydun mu lan!'
Çocuğun içinden ayı çıktı Kükredi resmen yüzüme yüzüme. Başımı eğip hemen bu okuldan çıkmalıyım diye düşünerek çıkışa doğru hızlı hızlı yürümeye başladım. Neyseki kolumu koparmadan elinden kurtulmuştum. Başım eğik kolumu ovalarken, sert bir cüsseye çarpmamla sendeledim. Bulanık gözlerle kafamı kaldırıp baktığımda, karanlık adamı mı görmeyi beklemiyordum tabi. O an sadece şaşkınca gözlerimin üstünden kirpiklerimi kırpıştıra bilmiştim..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.