Annesi küçük yaşta terkedip gittiği için yüzünü bile hatırlamayan. Aynı evde yaşamalarına rağmen babasının onu istememesinin dışında, hayatına tek başına devam etmeye çalışan deli dolu bir kızdır afra.. ta-ki birgün karanlık adamı karşısına çıkana...
-'lüt. Lütfen dokunma bana.' Diyebilmiştim kısık sesimle deli gibi ağlarken.
Nabzım durmuş gibiydi, kendimi ölü gibi hissediyordum. 'Pamir lütfen şimdi şu pencereden içeri bir kez daha gir ve beni kurtar bu pisliğin elinden lütfen.' Bulanık gözlerimi pencereme çevirdim ve çaresizce baktım ama hiç bir kıpırtı yoktu.. ...
Adam kızı acımasızca saçlarımdan tutup kanepeye fırlattğı sırada ağzınıda eliyle kapatmıştı. Kızın çırpınışlarından daha fazla haz alan adam bu işten keyif almaya başlamıştı bile. Alkol kokulu ağzını kızın beyaz teninde gezdirmeye başladı. Kızın boynunu ısırdığı sırada kız çaresizce daha fazla ağlamaya başlamıştı..
...
Kanepenin yanında duran telefonumu ve vazoyu fark etmiştim bulanık gözyaşlarımın arasından. Vazoya uzanıp adamın kafasına geçirdiğim sırada telefonumu alıp odama kaçtım ve kapının kilidi olmadığı için arkasına yükledim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ellerim nerdeyse 8.5 şiddetinde titrerken kapının arkasından kendine gelmeye çalışan adam Sinirle bağırıyordu.
-'Lan!! Naptın lan sen! Seni orusbu. Bittin kızım sen. elimden kurtula bileceğini mi sanıyorsun lan sen.' 'Nerdesin lan çık ortaya!'
Sadece bir kişiyi aramak için zamanım ve şarjım vardı. Ellerim titrerken karanlık adamımın numarasını bulup aramıştım. -'Pamir lütfen aç, lütfen aç nolurr' Deli gibi ağlarken kendi kendime açması için dua ediyordum. Fakat açmamıştı. Bu kez aklıma polisi aramak geldi ve bir umutla numarayı tuşladım ama, telefon elimde şarjı bittiği için kapatmıştı. Son umudum da yok olmuştu.
Adam kapının arkasından yüklenirken, -'aç lan şu kapıyı. Bana vurmanın cezasını çekeceksin.!' Diye bağırmaya devam ediyordu.
Elerim titriyor. Gözlerim ağlamaktan deli gibi ağrıyordu. Dayanıcak gücüm kalmamıştı. Ve içeriye kafası kan olmuş bir şekilde Sinirle girdiğinde korkudan sendeledim. duvardan destek almasaydım yine düşe bilirdim. Saçlarımdan tutup sürükledi ve tokat atmıştı. Ağzıma kan tadı geldiği zaman dudağımın patladığını anladım.
Deli gibi ağlamama aldırmadan, üzerime geldi ve ağzımı kapatıp kıyafetlerimi yırtmaya başladığında gözlerim kararmıştı ve hissettiğim sadece acıydı..
...
Acı nedir sence ? Kimisi için ayrılık. Kimisi için dost kazığı. Kimisi için aldatılmak. Peki senin için acı ne ? Yada ne amaç için geldin bu hayata ?
Eşyalarını kaybedenler var. Gururunu kaybedenler var. İşini kaybedenler var. Ailesini kaybedenler var. Namusunu kaybedenler var. Hayatını kaybedenler var.
Birde benim gibi boş bir bedende yaşamaya çalışanlar var. Ne ironi ama değil mi (!).
...
-Pamirden-
Dün iş nedeniyle aniden şehir dışına çıkmam gerekti. Geceye doğru Afra aramış ama telefon sessizde olduğu için duymamıştım. Geri aradığımda da ulaşılamıyordu zaten, içimde kötü bir his olduğundan dolayı ilk uçakla geri dönmüştüm zaten. Bir kaç gündür de Afrayı üzdüğüm düşüncesiyle elimde çiçeklerle kapıya gelmiştim ki kapının zaten açık olduğunu fark ettim.
Karşılaştığım manzarayla elimdeki çiçekler yere düştü ve bütün kaslarım gerildi. Kıyafetleri yırtık, koltuğun kenarına oturup dizlerini kendine çeke bildiği kadar çekmişti. Göz yaşları gözlerine isyan edercesine hızlı hızlı süzülüyordu yanaklarından. Başını kollarının arasına almış saçlarını çekip boşluğa bakıyordu.
Sinirlerime hakim olamayıp, -'Kim yaptı lan kim!?' 'Konuşsana lan konuş!' 'Lanet olsun!!' Diye bağırıp elimi duvara gecirmemle ağlaması daha çok artan afraya baktım. Ben baktıkça sanki suçlu olan oymuş gibi utanıp gözlerini kaçıyordu. Sinirden yerimde duramıyordum onu daha fazla korkutmamak için sakinleşmem gerekti.
Yanaklarımdan yaşlar süzülürken, -'Afra' deyip elimi uzattığımda irkilip koltuğa daha fazla yapışmıştı.
-'Tamam güzelim korma benim bak Pamir. Karanlık adamın elini ver hadi bana meleğim.' Elimi uzatıp yanına diz çökmüş bende ağlıyordum.
Ama Afra konuşmamakta yeminli gibi tepkisizce susuyordu.
-'Bak beni dinle, senin hiç bir suçun yok tamam mı. Şimdi yanıma gel hadi korkma benden ben yanındayım hadi güzelim ver bana elini.' -'hadi bitanem nolur bak gel utanma benden' Deyip yanına yavaşça gidiyordum.
Sıkıca sarıldım kimsenin ona bakmasını istemiyerek. Utanmasını istemeyerek.
Kollarımın arasında sessizce daha fazla ağlamaya başladı. -'Ağla. susma sakın güzelim. Bağır kır dök istediğini yap. Şimdi ağla ki bida ağladığını görmeyeyim. Şimdi bütün içindeki nefreti kus ki bida bu zamana geri dönmeyelim.' Dediklerimle, Içindeki nefreti bağıra bağıra ağlayarak atmaya çalışmıştı.
Afra saatlerce yerde benim kollarımda ağlarken, ben de sessizce ona eşlik ediyordum...
...
Yerde ağlayan Afrayı kucağıma alarak banyoya götürdüm ve üstünü çıkarmak istediğimde, kolumu korkuyla ve endişeyle tutarak baktı. Bana karşı gözlerindeki korku görmek isteyeceğim en son şeydi. Bu yüzden ikimizde kıyafetlerle sarılarak sıcak suyun altına girmiştik.
Banyodan çıktığımızda odaya kıyafetlerini değiştirmek için gittiği sırada telefonumu alarak içeriye gittim. Afraya dokunan o şerefsizi bulma vakti çoktan gelmişti..
Ibrahimi arayıp Afranın evine kimlerin girip çıktığını bulmasını emredip telefonu kapattığımda yine ağlama krizine giren Afranın sesini duymamla odaya girdim.
Afrayı kucağıma alıp arabanın içine bıraktığım da sessizce olanları izlemekle yetiniyordu.
Çevresi uzun duvarla örülü iki katlı evime geldiğimizde kapıyı evin yardımcısı benimde annem gibi gördüğüm Aysel abla açınca, ikimizide ıslak ve kucağımda uyuyan Afrayı görmesiyle şaşırsada belli etmemeye çalışarak,
-'Hoşgeldiniz efendim.' Demişti.
-'Hoşbulduk Aysel hatun. Afra benim odamda uyucak kimse ses çıkarıp rahatsız etmesin.'
Deyip odama çıkıp Afrayı yatağıma yatırdım. Islak üstümden de kurtulup yatağımın yanına oturup Afranın kireç gibi olmuş yüzünü izlemeye başladım. Ağlamaktan gözleri şişmiş, dudağının kenarı patlamış, yara olmuş, boynu da dahil bir çok yerinde morluklar ve izler vardı.
Afrayı o halde izlerken bütün bedenim sinirden gerilmişti. Telefonda doktorumuz serap hanımın acil gelmesi gerektiğini söyleyip kapattığımda. İbrahim'in aradığını göremle yerine koyduğum telefonu alıp hemen açmam bir olmuştu.
Telefonu kapatıp aşağıya indiğimde, Aysel ablaya doktorun Afra için geleceğini, bir sorun çıkarsa beni hemen araması gerektiğini söyleyip evden çıkmıştım. Yol boyunca o şerefsizin Afraya yaptıklarını düşünüp arabayı daha hızlı sürmüştüm..