Soo sonunda eve yaklaşmıstı , o kadar yol yürümüş ayakları kocaman olmuştu. Eve yaklaştıkça iç sesi onu daha çok rahatsız ediyordu.
Evet soo sona yaklaşıyorsun kris hyung şimdi kafanı koparsa haklı ne bok yemeye o kadar derine koşuyosun ki hadi dönüstün dönüştün git bi ağacın dibine yat sakinleşmeyi bekle ebesinin nikahına koşman mı gerek aşhğ kesin hepsi kafamı kırıcak öldüm ben öldüm ama ben biliyorum o kara suratlı böceğe napıcağımı herşey onun yüzünden, gelde kris hyung 'a anlat beni elledi de ona mı sinirlendim de dönüştüm dicem lanet heriff nerden çıktı karşıma.
İç sesiyle söylene söylene evin kapısına gelmişti içerde onu nelerin beklediğinden habersiz.
Kai , kyunsoo 'nun uyuyuşunu düşünmeden edemiyordu onu sinirlendirip dönüşmesine sebep olduğunu bilsede ona dokunmak hoşuna gitmişti. Yatağında sırt üstü yatıp gözlerini kapadı soo'nun sınıfa girdiğinde etrafa yaydığı kokuyu düşündü ,minicik dudaklarını , kocaman gözlerini yüzünde oluşan o güzel gülümsemenin sebebi neden bu çocuktu onuda düşündü. Neden ? Neden?
Kris ve suho her yerde soo' yu aramış ama bulamamıştı saat çok geç olmuş bu çocuk bu saate kadar nerde olabilirdi. Başına birşey mi geldi düşüncesiyle içi içini yemiş çıldırmak üzereyken kapı çaldı.
Soo cesaretini toplayıp kapıyı çaldı sanki kapıda nöbet tutuyorlarmış gibi çalmasıyla hemen açılmıştı kapı.
Karşısında ağlamaklı gözlerle ona bakan kris'i gördü.
Gerçektende soo'yu merak ettiği için ağlamış mıydı ?Soo kris'i bu halde görünce kendisini çok kötü hissetmişti "hyung be-ben kendimi kontrol edemedim dönüştüm öz-özür dile- cümlesini bile tamamlayamadan kris onu kollarının arasına almış kocaman sarılmıştı.
"İyisin d-değilmi ? Yaralandın mı ?"
" İyim hyung , birşeyim yok "
Kris ,kyungsoo'yu evirip çevirip yaralanmışmı diye bakarken soo ona bakan yabancı bir çift göz fark etti.
Ona bakıp ağlayan bir çift göz.Suho kyungsoo 'yu görünce göz yaşlarına hakim olamamıştı.
Bu kadar büyümüş müydü ?
Soo büyürken yanında olamamanın verdiği pişmanlık ve acı içine bir kor gibi düşmüşdü hareketleri bile ağırlaşmıştı.
Soo'nun şuan karşısında olması bile ona hayal gibi geliyordu.Eli ayağına dolanmış soo'ya yaklaşıp yaklaşmama arasında çelişkide kalmıştı. Acaba ona sarılsa soo garipsermiydi ? onu kocaman öpse soo kızarmıydı ? kafasında bu sorularla boğuşurken, bellinde hissettiği kollarla gözleri kocaman açıldı soo ona sarılmışmıydı ? Bu gerçek miydi?
"D-ayım s-en sensin değil mi ? "
Suho sadece kafasını sallayıp "ımhm" gibi bir ses çıkartarak soo'yu kendine iyice çekip daha çok sarılmış burnunu saçlarına daldırıp kokusunu ciğerlerinin en derinine çekmişti.
Soo kız kardeşi gibi kokuyordu bedeni onun gibi narin , gözleri onun gibi masumdu.
"Seni çok öz-ledi-m , annenin bana bıraktığı en güzel armağansın sen "
Kris soo'da sadece göz rengi değişiminden başka bir belirti olmadığını vampirleri hissedemediğini ne etle nede kan'la beslenmediğini çoğu zaman insan gıdaları bile tüketmediğini suho'ya anlatmıştı.
Şuanda önemli olan birbirlerini yeniden bulmak olduğunu bilselerde soo' da suho'da geleceğe dair düşünceleri kafalarından atamamışlardı, birbirlerine sevgili gibi sarılmış ağlamış kokularını derinderin içlerine çekmiş olsalarda tek düşündükleri bu savaşa bir son verebilecekmiydiler?
Arkadaslar sizden cok cok ozur diliyorum cok gecikmeli bi bolum attim okurum az ama yinede sizi bekletek hic istemezdim inan ki universite ogrencisiyim hem calisip hem okumak cok zor kafami toparlayamiyorum ki bolum yazim tekrar ozur dilerim okuyosunuz zahmet olmassa yorum da atin sixin fikirlerini almayi isterim...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN YEMİNİ #kaisoo
FanficBuz gibi bir beden atmayan bir kalp sizce aşık olabilir mi ? Kan kokusunu alıyormusunuz ?